Gila BENMAYOR [email protected]
28 Mayıs 2013
Şarap üreticisi tedirgin: Umurbey Şarapları madalyaların tadını çıkaramadı
Murbey Şarapları’nın patronları Yonca Arıner ve Umur Arıner ile buluşmamızda, İngiltere’de düzenlenen “Sommelier Wine Awards 2013” yarışmasında kazanılan biri altın (Cabernet Sauvignon 2010), diğeri bronz (Sauvignon Blanc 2013) iki madalyayı kutlayacaktık ama keyifleri hayli kaçıktı.
Malum konumuz içki yasakları. Tekirdağ’da Yazırköy’de ilk bağları 1993 yılında kurulan Umurbey, Gülor’dan sonra Türkiye’nin en eski butik şarabı. Tekirdağlı çiftçi bir aileden gelen kardeş Arıner’lerin şarapçılık serüveni, ABD’de yaşamakta olan makine mühendisi Umur Arıner’in “baba topraklarına” sahip çıkmak üzere yurda dönmesiyle başlıyor. Umur Arıner, bir süre buğday, ayçiçeğiyle ilgilendikten sonra üzüm bağları dikmeye karar veriyor. “Bağları dikmeye başladığımızda 1 kilo üzüm 10 kilo buğdaya eşdeğerdi. Ticari kaygımız vardı ancak üzümler geliştikten sonra satmaya kıyamadık, şarapçılığa başladık” diye anlatıyor. Yıllarca şarapçılıkla ilgili her türlü literatürü okuyan, bağlar gezen Umur Arıner, Türkiye’nin önde gelen şarap üreticilerine danışmanlık yapan Fransız önolog Jean-Luc Colin’in desteğini alarak ürettiği şarabını 1997 yılında satmaya başlıyor. Umurbey Şarapları’nın piyasa girmesinden sonra Avustralya’da çalışmakta olan kız kardeş Yonca Arıner de Türkiye’ye dönüyor. Şimdi pırıl pırıl iki kardeş düşünün, biri makine mühendisi, diğeri işletme mezunu, nasıl bir hevesle son derece zahmetli bir işe girişmişler. Umur Arıner’ın sözleriyle “topraktan masaya” her şey ailenin sorumluluğunda. Yılda 100 bin şişe üretimle 20 yılın meyvelerini ancak şimdi alıyorlar. Pazarlamadan sorumlu Yonca Arıner, İstanbul başta Türkiye’nin önde gelen lokantalarında Umurbey’in yer alması için az uğraşmamış. Umurbey “Dünya Şarap Atlas”ında yer aldığı gibi yarışmalarda madalyaları da toplayan bir şarap. Önümüzdeki ay Umurbey bağlarının hemen yanı başında aynı ismi taşıyan bir şaraphane açılacak. Derken sürpriz bir şekilde içki yasaklarını getiren yasa onaylanıyor. Yonca Arıner’e göre, yasanın nasıl uygulanacağı henüz belli değil. Facebook, şarap dergileri yasaklara dahil mi? Giderek yaygınlaşan bağbozumu şenlikleri, şarap tadımı yasaklanacak mı? Oysa baktığınızda global ısınmadan diğer şarap bölgeleri kadar etkilenmeyeceği söylenen Tekirdağ’ın, 50’ye yakın üreticisiyle bu sektörde önü açık. Şarap derseniz son dönemlerde önemsemeye başladığımız yeme-içme kültürünün ayrılmaz bir parçası. Türk mutfağını gastronomide dünyada bir yere taşımak istiyorsanız şarap üreticilerini desteklemek yerine kösteklemek olacak iş mi? Umur Arıner “tedirginiz” derken kuşkusuz tüm şarap üreticilerinin hislerine tercüman oluyor.
Umut Burnu’nu Dolaşarak nereye Ömer?
“UMUT Burnunu Dolaşarak” 2010 yılında kaybettiğimiz ressam Ömer Uluç’un sanat hayatını 1978-2009 yılları arasında yapmış olduğu söyleşilerle anlatan bir kitap. Ömer Uluç’un eşi gazeteci-yazar Vivet Kanetti Uluç ve sanat eleştirmeni Ayşegül Sönmez’in sıkı işbirliğiyle ortaya çıkan kitap adını ressamın bir eserinden almış. Sadece kitabın başlığı bile Ömer Uluç’un kişiliğinin ipuçlarını vermeye yeterli. Uluç, çoğrafya kitaplarından iyi bildiğimiz Afrika’nın en güney noktası Umut Burnu’nu dolaşarak, bilinmeyen yeni diyarlara ulaşmanın peşinde olan kaşiflerden farksızdı çünkü. Nijerya’da kaldığı yıllarda Güney Afrika’ya kadar uzanıp hakiki Umut Burnu’nu görüp görmediğini bilip bilmiyorum ama kendi Umut Burnu birden fazla olmalı Ömer’in. Merakla, tükenmez bir heyecanla, bin bir hevesle, sabır, bilgi ve bilgelikle yaptığı sanat yolculuğuna bakarsanız öyledir mutlaka. Geçen hafta Ömer Uluç’un yakın dostları Zeynep ve Metin Fadıllıoğlu’nun Ulus 29’unda tanıtımı yapılan kitap önemli bir ressamımızın belgeseli tadında.
http://www.hurriyet.com.tr
|