Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 23 Aralık 2024 Pazartesi
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

 
 
 
ALAATTİN AKTAŞ / EKO ANALİZ
Cin şişeden çıktı!
06 Haziran 2013
 
 
 
Meydanların, sokakların yatışması; liseli, üniversiteli gençlerin okullarına dönmesi; ev kadınlarının çocuklarının elinden tutup şenlik havasında kendilerini dışarı atmaktan vazgeçmesi ya da balkonlarından-pencerelerinden tencere tava çalmasının en kestirme yoldan önlenmesi nasıl mümkün olabilir?

Başbakan Erdoğan yurda döndüğünde açık açık özür diler. "Taksim Gezi Parkı projesine ilişkin düşüncemizi değiştirdik, AKM'yi de yıkmayacağız, Taksim'e cami yapmaktan da vazgeçtik" der.

İyi de Başbakan böyle bir açıklama yapar mı?
Kesinlikle yapmaz! En azından düşüncelerini böylesine özür dilermişçesine açıkça ifade etmez; söyleyeceklerini, olsa olsa zamana bırakır.

Varsayalım Başbakan herkesi şaşırttı, çıktı ve geri adım attıklarını söyledi. İyi de atılacak geri adımın Taksim Gezi Parkı'yla sınırlı olması, ki öyle olacaktır, toplumu yatıştırmaya yetecek mi?

Artık hiç kimse dalga dalga tüm Türkiye'ye yayılan eylemlerin Gezi Parkı için olduğunu söyleyemez, söyleyemiyor da zaten.

Dolayısıyla Gezi Parkı'yla ilgili bir geri adım söz konusu olsa bile bu durum toplumu yatıştırmaktan çok uzak kalacak. Tansiyon bir süreliğine düşecek elbette. Ama toplumun, özellikle de gençliğin rahatsız olduğu ve düzeltilmesini beklediği o kadar çok şey var ki... En başta da Başbakan'ın üslubu. O üsluptan, AKP seçmeninin bir kısmının da rahatsızlık duyduğundan hiç kuşku yok.

Can sıkan söylemler, izaha muhtaç söylemler neler mi, gelin birlikte hatırlayalım:

- "İki ayyaşın yaptığı yasa" ve tepkiler üzerine dile getirilen "İki ayyaş lafın gelişi söylendi" ifadelerinin yarattığı kızgınlığı giderecek bir mevzuat düzenlemesi mümkün mü? Ya da bu konuda tansiyonu düşürecek yeni bir açıklama söz konusu olabilir mi?

- Ya toplumun en büyük derdinin alkol gibi gösterilmesine, alkol alan herkesin, örneğin okul çıkışı bir bira içen üniversitelinin "alkolik" sınıfına sokulmasına ne demeli! Ya da alkolle ilgili sınırlamalar getirirken Türkiye'de trafik kazalarının çoğunun alkol kaynaklı olduğunu ileri sürmek ne kadar doğru? Söyleyelim, kesinlikle doğru değil. Bu demek değil ki alkollü araç kullanmaya göz yumulsun. Yeri gelmişken; eğer amaç trafiği düzene sokmak, kazaları önlemekse, bir alkollü sürücünün yapması "muhtemel" hataları ayık kafayla göz göre göre, yani "bilerek" yapanlara da en az alkollüymüş gibi ceza niye verilmez ki...

- Ankara'da Kurtuluş metro istasyonunda öpüşen iki genç için "Lütfen ahlak kurallarına uyalım" anonsu yapılması, bunu protesto etmek isteyenlerin aynı yerdeki öpüşme eylemleri ve Başbakan'ın bu konudaki görüşü... Ne dedi Erdoğan bu konuda, "O tür hareketleri tasvip etmiyorum, ahlaka aykırı". Gençler herhalde merak ediyorlardır, "ahlak" ya da "ahlaksızlık" sınırı nedir? El ele tutuşabilirler mi, kol kola girebilirler mi, öpüşebilirlerse bunu nerede yapabilirler ya da hiç öpüşmemeleri mi gerekir, vs. vs...

- Şu üç çocuk önerisinin neredeyse dayatma gibi algılanmaya başlaması... Bu önerinin bir bıkkınlık yarattığının görülememesi ve "yatak odasına müdahale" algısı doğurması...

- Üsluptan devam edersek; gösteri yapanların "çapulcu" diye nitelenmesi... Tencere-tava çalınmasına getirilen "Tencere-tava, hep aynı hava" yorumu...

- Ve merak edilen bir konu. Afrika seyahati öncesi Başbakan'ın dile getirdiği "Yüzde 50'yi zor tutuyorum" ifadesi... Bu yüzde 50'nin ne kadarı sokağa çıkmak için "nereye, nasıl" başvurdu; bu kişiler "Sokağa çıkmak, hükümet lehine eylem yapmak istiyoruz" mu dediler; bunlara hangi yöntemlerle "Hayır, bekleyin" talimatı verildi?

Bugün kritik gün

AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, önceki gün bir televizyon programında Başbakan'ı yurtdışı seyahatlerinden dönüşte kimi zaman binlerce kişinin karşıladığını belirtti ve son gelişmelerden dolayı bu kez "kendiliğinden" olmak üzere Erdoğan'ı belki de milyonların karşılayacağını söyledi.

İşte bu yüzden bugün kritik bir gün. Başbakan'ı karşılayanlarla Taksim eylemcileri bir şekilde karşı karşıya gelirse, kızılca kıyamet kopar. Dolayısıyla çok dikkatli olunması gereken bir gündeyiz.

Ekonomi mi?

Bugün görünürde ekonomiye pek değinmedik. Ama siyasi istikrarsızlıktan ekonomik istikrar çıkmayacağına göre, aslında bu konuda çok fazla yoruma gerek yok gibi görünüyor.

Önümüzdeki günlerde tablonun netleşmesiyle birlikte ekonomide ortaya çıkabilecek tahribatı rakamlarıyla ortaya koymaya çalışacağımızı belirtelim.










http://www.dunya.com/

Ekleme Tarihi
06.06.2013
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Etiketler: Cin şişeden çıktı,Alaattin Aktaş
Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız