Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 22 Aralık 2024 Pazar
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

 
 Yalçın BAYER
 [email protected]

 3 Temmuz 2013


‘Kurukahveci markası ortak değerimizdir’

KURUKAHVECİ Mehmet Efendi’ kahvesinin Nestle veya Starbucks’a satılacağı konusundaki iddialara karşın aile mensuplaından bir açıklama geldi, ancak bu konuya değinilmedi.


Sadece “Kurukahveci markasının Türkiye’nin ortak bir değeri olduğu” belirtildi. Kurukahveci Mehmet Efendi Mahdumları Şirketi ailesi ve şirket ortakları Suna Kurukahveci Songur, Semra Kurukahveci Göney, Ayşe Refhan Songur, Mehmet Kurukahveci, Hulusi Kurukahveci imzalı açıklama şöyle: “Kurukahveci Mehmet Efendi Şirketi, 1871 yılında Mehmet Efendi tarafından kurulmuş Türkiye’nin en eski müesseselerinden biridir ve günümüzdeki ortakları, kurucu büyüğümüz Mehmet Efendi’nin 3. ve 4. kuşak torunlarıdır.
Şirketimiz, Türk kahvesi başta olmak üzere, sadece kahve üreten ve konusuna son derece odaklı davranan bir kuruluştur. Ortaklarımızın ve çalışanlarımızın tamamı bu misyonun farkındalığına sahip ve kendilerine emanet edilen değerin bilinçli paydaşlarıdırlar. Amaçlarımızdan en önemlisi, bizlere emanet edilen, maddi ve manevi yönüyle Türkiye’nin ortak değerlerinden olan markamızı, borçlu olduğumuzu bildiğimiz gelecek nesillere en sağlıklı ve geliştirilmiş şekilde devredebilmektir. Türk kahvesi gibi Türk kültürünün en değerli unsurlarından biri olan bu dostluk iksirini üretmek en önemli motivasyon kaynağımızdır.
Japonya ve çeşitli Avrupa ülkelerinde, 15. ve üzeri nesillerin sahipliğinde sürdürülen kurumsallaşmış aile şirketleri göz önünde bulundurulduğunda, yolun henüz başında olduğumuz bilinciyle, vizyonumuzu bu yönde ilerlemek üzerine kurgulamış bulunuyoruz. Bu fırsatı bize veren tüketicilerimize, beğenilerini ve eleştirilerini bizlerden esirgemeyen halkımıza bu vesile ile şükranlarımızı sunarız.”

Anayasa Mahkemesi’nde kritik 3. paket...

ANAYASA Mahkemesi 4 Temmuz sabahı (yarın) ‘3. Yargı Paketi’ adlı eşi benzeri olmayan yasayı görüşmek üzere toplanacak. Bildiğiniz gibi her ne kadar milletvekillerinin çoğunluğu, özel yetkili mahkeme (ÖYM) denen şeylerin yıllardır yasa tanımadan nice suçsuz insanlara zulmetmesine hiç üzülmediyse de, geçen yıl başka nedenlerle aniden bu ‘mahkeme’lerin yeni dava almamasını öngören söz konusu kanun çıkarılıverdi. Mevcut davalarına ise devam etmeleri kararlaştırıldı, öyle ki, artık bir ÖYM’nin istese bile herhangi bir sanığı hakkında “Bu kişiyi yargılamak benim görevim değil” demesi yasaklandı.
Böylece ülkemiz aynı suçlara bakmakla görevli, ama biri salt ismen belirli bir grup insanı (8’i milletvekili nice siyasetçi, yüzlerce asker, öğrenciler, profesörler, yazarlar, avukatlar, vb.) yargılamaya özgülenmiş, yani resmen ‘kişiye özel’ olarak kurgulanmış iki ayrı cins mahkemeye kavuşmuş oldu!
Tabiri hoş görürseniz bu ‘ucube’ şimdi Anayasa Mahkemesi’nin önünde.
Acaba Anayasa Mahkemesi, ‘doğal yargıç ilkesi’, ‘eşitlik ilkesi’ gibi güme giden temel hukuksal kavramlara sahip çıkacak mı? Örneğin, Anayasa’ya göre kendisinin yargılaması gereken eski Genelkurmay Başkanı’nın ÖYM’de yargılanmaya mahkûm edilmesi konusunda ne yapacak?
Son yıllarda çok tuhaf şeyler oldu: TÜBİTAK uyduruk dijital deliller hakkında bilimsel saygınlığını sıfıra indiren raporlar verdi. Türk Dil Kurumu ‘darbe’ sözcüğünün anlamına ‘demokratik yollarla hükümeti istifa ettirme’yi de ekledi. Adli Tıp, ‘dokunup yanan’ bir askeri savcının vaktiyle birisine işkence yapıp yapmadığı konusunda “Bilimsel olarak bir şey diyemiyoruz ama mahkemeniz işkencedir derse biz de uyarız” diye içler acısı bir rapor yazdı, Yargıtay da görevi olmadığı halde savcıyı hapse mahkûm etti. Bu güzide kurumlarımız böylesine büyük prestij kayıplarına uğradı. Şimdi gözler Anayasa Mahkemesi’nde.
 
 
Prof. Dr. Cem SAY
Boğaziçi Üniversitesi

Sürpriz aday

Biliyor musunuz?


SEYRAN ve Can Ataklı çiftinin doğan bebekleri Peri’nin bugün 40. gününü doldurduğunu, 57 yaşında ilk kez baba olan gazeteci-yazar Can Ataklı’nın CHP İstanbul Büyükşehir belediye başkan aday adaylığının bir anda siyasi kulislere düştüğünü...
SARIYER Belediye Başkanı Şükrü Genç’in, ‘Sarıyer TV’ adlı kanalın 5 Temmuz Cuma günü törenle yayına başlayacağını bir davetiye ile duyurduğunu... Bu arada Kilyos’ta 4 yıl önce halka açılan eski Turban tesislerinin (300 dönüm) bu kez Kaya Ramada ve Rixos’a kiralanma girişimlerinin, bir grup CHP Meclis üyesinin Encümen’de karşı çıkması üzerine durdurulduğunu... Bu durum karşısında Genç’in bu ihale ile iktidar yandaşları ve CHP örgütünün baskısı altında kaldığını yakın çevresine söylediğini... Ve Maslak’taki 154’ncü ada ile ilgili planlarla da (gökdelenlerle) Büyükşehir ve kendi belediyesi arasında sıkıntı yaşadığını...
MHP Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın adrese dayalı seçmen listelerini her zaman tartışmalı olması ve seçmen listesine yazılan kişilerin yazım işinin hükümetin emrindeki memurlar tarafından gerçekleştirilmesi kuşkuları karşısında, parmak boyasının yeniden gelmesi için kanun teklifi verdiğini...

Devlet ve bankalardan ince kıyım kesintiler

1) SURİYE KESİNTİSİ: Emeklilerin maaşından kesilen 70-80 TL’nin Türkiye’ye göçen Suriyeliler için kesildiğini bankacılardan öğrenen emekliler isyan ettiler. “Sağlık kesintim olmadığı halde bu parayı hangi yetkiyle emekli maaşımdan kestiler?” diye soruyorlar.
Facebook’ta yayılan bu iddia doğru ise yazıklar olsun!
Eğer ‘ağzı var dili yok’ emekliye reva görülen bu son kazık doğruysa, sosyal devlet iflas etmiş demektir. Sosyal güvenceden, ’göçmenlere’ sosyal güvence yaratmak şeytanı bile çileden çıkarır! Emekli, bugün bu topraklarda, hayatla cebelleşen, açlık sınırının altında, dünyada eşi görülmedik derecede çilekeş vaziyetteyken; sıkılmadan ondan keserek yaratılan kaynağı başkasına kullananları Allah da affetmez!
2) ÇEK KESİNTİSİ: Müşteri çekini paraya çevirmek üzere bankaya gidiyor. Günü gelmiş çeki tahsil ederken minimum 31.5 TL kesinti yapıldığını görüyorsunuz. (İş Bankası, Alacaatlı şubesinde yaşadığımızı anlatıyoruz.) Şaşırıyor itiraz ediyorsunuz.
Çalışanın cevabı hazır; “Otomatik sistem kesiyor efendim...”
Çek tahsil ederken bile uygulanan ücret çileden çıkaran cinsten! Verenin de, alanın da hesabı var, banka daha neyin bedelini tahsil ediyor? Mantıklı bir açıklama yok. Bankalar işin suyunu çıkartılar. İnce kıyım kesintilerle parmak ısırtıyorlar; vatandaş ise uyuyor!
Metin ALTAY


Başbakan Kuzu’yu kırdı ama Çiçek’i dışarıda bırakmaya cesaret edemedi

ANAYASA Komisyonu Başkanı Prof. Burhan Kuzu’nun kırıldığı Başbakan Erdoğan’ın, bazı dengeleri korumak için Cemil Çiçek’i ‘kerhen’ aday gösterdiği iddiaları AKP kulislerini dalgalandırdı.
3. dönemdir Anayasa Komisyonu Başkanlığını yürüten Kayseri Milletvekili Prof. Dr. Burhan Kuzu, siyasetten kırgın olarak ayrılıyor.
AKP çevrelerinden bir isme bunun yanıtı ne olmalıdır diye soruyoruz. Yanıtı ilginç oluyor:
“Nevzat Yalçıntaş ve Sabahattin Zaim’ın sevdiği bir öğretim üyesiydi. Onun Anayasacı olmasında emekleri çoktur, hatta ona desteklemiştir. Bugüne gelirsek, Kuzu Başbakan’a kırgındır.
Siyasette jübilesini ‘Meclis Başkanı’ olarak bitirmeyi bekliyordu.x
Son güne kadar favori iken, hatta dilekçe verilmesine iki saat kala AKP’deki ‘derin güç’lerin devreye girmesi sonucu Başbakan’ın görüşünü değiştirmesine neden oluyor.
Başbakan, Kuzu ile yaklaşık bir saat konuşarak ikna etmeye çalışıyor. Gönülsüz de olsa evet demek zorunda kalıyor. Yakın çevresine ‘Külfetle nimetin eşit şartlarda dağıtılması gerekirdi. Başbakan’a kırgınım” dediği ileri sürülüyor.”
AKP’de üçüncü dönemlerini 80 kadar milletvekili bitirmiş oluyor. Bunun sonuçlarını Erdoğan dikkatle izliyor.
AKP Genel Merkezi’nde Çiçek’in yeninden aday gösterilmesinin gerekli olduğu yolunda Başbakan’a “Eğer yeni bir oluşum gerçekleştirilirse, bunun önderi Cemil Çiçek olabilir” uyarısında bulunuluyor.
Çünkü Çiçek, MSP Yozgat İl Başkanlığından beri siyasetin içinde yoğrulmuş, Özal, Mesut Yılmaz ve Erbakan’a yakın olmuş bir politikacıdır.
Hareketleri her zaman dikkatle izlenmelidir.
Başbakan kendisini ‘dışarda’ bırakmaya cesaret edememiştir.
Sonuç olarak Başbakan dengeleri korumuştur.”
Siyasi kulislerde, yerine Ayşenur Bahçekapılı’nın seçilmesi üzerine, eski YÖK Başkanı Meclis Başkanvekili Prof. Mehmet Sağlam’ın da tepkili olduğu belirtiliyor. AKP ile ‘hizmet’ arasındaki ilişkilerin soğukluğu zaten sürerken, Sağlam’ın liste dışı bırakılması cemaat mensuplarınca
kayıt altına alındığı öne sürülüyor.

ODTÜ’de ne nedir, ne değildir

30 Haziran 2013 Pazar günü ODTÜ’de yapılan diploma töreninde, öğrencilerin güncel konularda taşıdıkları afiş ve pankartlar kendi yaratıcılıklarının ve özgür düşüncelerinin, her zaman daha iyiyi, daha güzeli arayan araştırıcı, sorgulayıcı tavrın, sınırsız mizah anlayışının ve hiçbir zaman biat etmeyen, boyun eğmeyen ODTÜ kültürünün ürünleridir. ODTÜ Öğrencileri siyasi iktidar tarafından yerleştirilmeye çalışılan dışlayıcı, ötekileştirici, baskıcı biat kültürüne yazdıkları afiş ve pankartlarla kendi tarzlarında eleştiri getirmişlerdir. ODTÜ öğrencilerini bu onurlu duruşlarından dolayı kutluyoruz. Öğrencilerin mezun oldukları bölümlerle ilişkilendirerek mizahi bir dille görüşlerini ifade ettikleri afiş ve pankartlar ODTÜ Mezunlar Birliği Vakfı adlı kerameti kendinden menkul bir kuruluş tarafından kınanmış ve bu vakfın bazı çevrelerde ODTÜ Mezunları Derneği ile karıştırıldığı görülmüştür.
Söz konusu vakfın ODTÜ Mezunları Derneği ile hiçbir şekilde ilişkisi ve bağlantısı olmadığı gibi, bu kuruluş fikirsel düzlemde de ODTÜ Mezunları Derneği’nin tüzüğünden gelen ODTÜ’lü duruşunu temsil etmemektedir. Mezunları sınırlı yapıları ile vakıflar temsil etmez, mezunların toplandığı çatı derneklerdir.
ODTÜ Mezunları Derneği ve ODTÜ Mezunları Konseyi, Ankara’da 13.700 ODTÜ mezunu üyesiyle, yurt içi ve yurtdışında ODTÜ Mezunları Dernekleri adı altında kurulmuş otuza yakın dernek, şube ve temsilcilikleri ve üye sayısı 30.000’leri geçen yapısı ile ODTÜ’nün Yönetimiyle, öğrencisiyle, öğretim üyesiyle özgür ve bilimsel düşünceyi savunan onurlu duruşunu her zaman desteklemiş ve desteklemeye devam edecektir.
Bilgi kirliliğini gidermek amacıyla tüm kamuoyuna saygı ile duyurulur.
Himmet ŞAHİN- ODTÜ Mezunları Derneği Yönetim Kurulu; ODTÜ Mezunları Dernekleri Konsey Başkanı.

SANAL VAKIF
ODTÜ Mezunları Birliği Vakfı: Kuruluş Tarihi: 1995 13. Asliye Mah. 994-1153 sayılı kararı var, ancak Vakıflar Genel Müdürlüğü listesinde Yok.
Vakfın Kurucusu Fikri Işık, AKP Kocaeli Milletvekili
Vakfın Yönetim Kurulu Başkanı Volkan Öztürk, RTUK Başkan Yardımcısı
Diğer üyeleri: Mustafa Koca ASKON Genel Başkanı, Ahmet Gönüllü Owner Makine A.Ş., Zekai Işıldar Kalkınma Bankası Gen. Müd. Yar., Erdal Yılmaz, Rabia Afacan, Ömer Korkmaz.
WEB Sitesi: odtumebiva.wordpress.com
Sitedeki adreste kimse yok ve telefon çalışmıyor.










http://www.hurriyet.com.tr

Ekleme Tarihi
03.07.2013
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Etiketler: Yalçın BAYER ,Kurukahveci
Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız