Dolar fiyatı bir anda 2 TL’yi gördü. Herkes ABD’nin Merkez Bankası Fed’i sorumlu tutuyor ama esas suçun Türkiye’de olduğu gözden kaçıyor. Ucuz döviz dengeyi değiştirmişti. Şimdi dolar yükseldi, gaza, yağa, pirince, pazardaki soğana, domatese zamlı fiyat etiketi konacak
Ayşe Hanım Teyzem, “Dolar fiyatı 2 liranın üzerine çıkıyor diyerek telaşlananlar kimler? Benim dolar ile işim yok. Bu olan biten beni ilgilendirmez değil mi?” diyerek sual edince, “Tam tersine Ayşe Hanım Teyzeciğim. Dolardaki yükselmenin faturasını yakın zamanda siz ödeyeceksiniz” dedim.
Ayşe Hanım Teyzem ”Nasıl olur? Doların fiyatı artarsa artsın... Ben ne faturasını ödeyeceğim ki?” diyerek itiraz edince anlattım.
Ülkenin dengeleri bozuluyor Ülke ekonomisinin temel dengeleri var. Bunların en önemlileri “(1) Tasarruf-Yatırım dengesi (2) Bütçe dengesi (3) İthalat-İhracat, dış ticaret dengesi (4) Döviz açığı-Cari açık dengesi gibi” dengelerdir. Bizde ekonomi 2 para birimi ile (1) Türk Lirası ve (2) Dolar ile çalışır hale geldi. Devlet dolarizasyonu teşvik etti. Bu nedenle ekonominin önemli dengeleri bu 2 para birimi ile kuruluyor. Bu iki para biriminin birinin değeri tırmanışa geçince veya gerileyince dengeler altüst oluyor. Temel dengeler bozulunca ekonomide işler tümü ile kötüleşir. Üretim, yatırım durur. Enflasyon, işsizlik artar. Çok kişinin durumu eskiye doğru kötüleşir. Hükümetler dengeleri eski haline girmek için vergileri, fiyatları artırır. İthalat pahalılanır. Piyasa durur. İnsanlar fakirleşir. En büyük faturayı alt gelir grubundakiler öder. Ayşe Hanım Teyzem ile Ali Rıza Bey Amca’mın dolarla işleri olmadığı halde en çok onlar üzülür.
Enerji faturası büyüyor Türkiye’de hayatın dönmesi enerji ithalatının durmamasına bağlı. Enerji ithalatını küçültmeye imkan yok. Enerji ithalatı döviz ile yapılıyor. Döviz fiyatı pahalılanınca Türkiye’de kullanılan petrolün, gazın, kömürün fiyatı da artıyor. Ayşe Hanım Teyzem evde gaz, elektrik kullanıyor. Dolmuşa, otobüse biniyor. O kadar mı? Ayşe Hanım Teyzem’in yediği ekmeği pişiren fırın mazot kullanıyor. Buğdayı üreten çiftçi, buğdayı öğüten değirmen, taşıyan kamyon mazot kullanıyor. Dolar 2 TL’nin üzerine çıkınca bütün bunların fiyatı artacak. Bitmedi... Türkiye’de sanayide çarklar enerji ile dönüyor. Enerji maliyetinin artması tüm mal ve hizmetlerin fiyatının tırmanışa geçmesine yol açacak.
Ucuz döviz üretimi bozdu etin, sütün fiyatı artacak Biz bir zamanlar “ithal ikamesi”ne önem verdik. İthal ettiğimiz malları içeride üretmeye başladık. Derken ucuz döviz nedeniyle mal ve hizmet üretimi dövize bağlı hale geldi. Yediğimiz sıvı yağın yapıldığı yağlı tohumları, tekstilcinin kullandığı pamuğu, halkın yediği mercimeği, fasulyeyi, pirinci ve nohutu ithal ediyoruz. Bunları ithal etmek için önce döviz bulmamız, sonra da bu dövize yüksek fiyat ödememiz gerekiyor. Ayşe Hanım Teyzem, tencerenin altındaki gaza zamlı fiyat ödeyecek. Tencereye koyduğu yağa, pirince zamlı fiyat ödeyecek. Pazardan aldığı soğana, maydonoza zamlı fiyat ödeyecek. Şimdilerde tavuklar ithal mısır ile, inekler ithal sanayi yemi ile besleniyor. Tavuk etinin, yumurtanın, sütün ve kırmızı etin fiyatı artacak.
Faturayı başkaları ödüyor Gerçekçi olalım. Dolar fiyatının kısa sürede 2 TL’nin üzerine çıkmasının, nerede duracağının belirsiz olmasının tek suçlusu ABD değil. Tamam, ABD’nin uyguladığı politikaların da etkisi var ama esas suç bizde. “Cari açık önemli değil... Oluk oluk para girişi var” diyerek, ucuz TL’yi piyasaya sürenler, döviz fiyatının hazmedilebilir biçimde kademeli olarak yükseltmesinin önüne set çekenler, ucuz TL ile ucuz dövizi satın alanların ithalatı coşturmasına seyirci kalanlar bu işin vebalini taşıyor. Ne var ki, ucuz döviz alanların, ucuz döviz ile ithal malı satın alanların döviz borçlarını bundan sonra Ayşe Hanım Teyzem ödeyecek. İthal otomobilleri, dünyanın en ünlü markalarının açtıkları özel mağazalardan ithal malı ayakkabıları, elbiseleri ucuz dolar fiyatı satın alanların sebep olduğu döviz borçları, bundan sonra 1 dolar 2 TL fiyat ile ödenecek. Faturanın yükü ucuz ithal malı alanların sırtına değil, Ayşe Hanım Teyzem ile Ali Rıza Bey Amcam’ın sırtına binecek. Çare: Çare yok... Bu noktadan sonra geriye dönüş imkânsız. Büyüklerimiz “Çekirdeği ile yenilen hurmalar, bir süre sonra boğazı (mutlaka) tırmalar” derlerdi. Derlerdi de, hurmaları başkaları yedi, hurmaların çekirdeği Ayşe Hanım Teyzemgillerin boğazını tırmalatacak. Durum budur.