Bayram ertesi ekonomi için yeni bir dönem başlıyor. Bu dönemi iyi değerlendirmek zorundayız.

Nedir bu yeni dönem?

- Uzun süredir Orta Vadeli Program ve Mali Plan bekleyişi vardı. Bunlar bayram öncesi açıklandı. Bunların açıklanması ekonomiye hemen hareket getirmeyecek ama ekonomideki oyuncuların hiç olmaz ise 2010 yılını hükümetin nasıl gördüğünü anlamalarına yardımcı olacak.

- Uzun süredir bekleyiş eylülden sonra üretimde uyanmanın başlaması idi. Eylülün başına Ramazan isabet etti. Ardından bayram tatili başladı.

- Bugün gerçek anlamda eylül dönemi başlıyor.

Eylül ayında üretim artışının başlamasına imkan verecek gelişmeler var:

- İyi bir mahsul dönemi yaşadık. Şöyle veya böyle tarım kesimine para girdi.

- Okul ve bayram harcamaları yapıldı. Az veya çok kış harcamaları başlayacak.

Son 3 aylık dönemde üretimde canlanma görülmez ve 2010 yılına durgunluk ile girer isek, 2010 yılı için beklenen büyümeyi gerçekleştirmek de hayal olur.

Ekonomide üretim artışının başlayabilmesi, piyasanın canlanabilmesi kendi başına gerçekleşemiyor. Bu konuda hükümetin desteğine gerek var. Ne yazık ki hükümetin öncelikleri arasında ekonomi yok. Ekonomi gündemde öne çıktığı dönemlerde ise hükümet eylem yerine söylem ile konuya ilgi gösteriyor.

Hükümetin yıl sonuna kadar önceliklerinin:

- Kürt açılımı (veya demokratik açılım),

- Ermeni açılımı,

Olacağı anlaşılıyor. Bu iki konu da çok önemli ve kısa sürede çözümü güç sorunlarla ilgili.

Sorunları ele almak iyi de, çözülmeden sorun listesini büyütmek yanlış.

Geçmişe bakalım:

- AB açılımımız unutuldu. AB'ye her gün yakınlaşacak yerde uzaklaşıyoruz.

- Kıbrıs açılımı unutuldu. Kıbrıs'ta değişen bir durum yok.

Bu arada enerji konusundaki açılımlar unutuldu:

- Nabucco için imzalar atıldı. Ne olacağı belli değil.

- Putin geldi. Rusya ile imzalar atıldı. Projelerden söz edildi. Neyin ne olduğu belli değil.

- Nükleer santral konusunda yıllardır sonuçlandırılamayan ihalenin ne olacağı belli değil.

Bu arada içeride gerginlik devam ediyor.

- Askeri sindirme operasyonu sürüyor.

- Ergenekon operasyonları entelektüelleri, Atatürkçüler'i ve iktidar karşıtlarını sindirme operasyonu halini aldı.

- Medyanın saygınlığını yok edecek gelişmeler var.

Açık anlatımıyla halkın ana derdi olan iş ve aş konusu öne çıkamıyor.

Her şeyin başı üretimdir. Üretim olmaz ise gelir olmaz. İnsanlar iş bulamaz. İnsanlar ve ülke fakirleşir. Fakir olan ülkenin başı dertten kurtulmaz.

İşte bu nedenle her şeyin önüne ekonomiyi koymaya ve üretimi artıracak politikalara öncelik vermeye mecburuz.

Tevfik GÜNGÖR

http://www.dunyagazetesi.com.tr/