Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 22 Aralık 2024 Pazar
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler


 
İsmet BERKAN

Bayram bayram moralinizi bozmak gibi olmasın ama...

[email protected]
 
 
Sabah sabah okuduğum bir gazete haberi yüzünden saatlerdir bilgisayar ekranına aval aval bakıyorum. Yüzümü ekrandan çeviremiyorum, çünkü çocuklarımın yüzüne nasıl bakacağımı bilmiyorum.
 
Esasen az sonra sizinle de paylaşacağım şeylerin kafama dank etmesi için The New York Times’dan okuduğum habere de ihtiyacım yoktu; hepsi bildiğim şeyler ama insanoğlu kötü şeyleri unutmayı başarmasıyla meşhur; büyük ihtimal sizler gibi ben de yarın sanki böyle bir gerçek yokmuş gibi davranarak hayatımı sürdüreceğim.
 
Neyse konuya gireyim.
 
Manoa’daki Hawaii Üniversitesi’nden bilimciler, küresel iklim değişikliği ile ilgili yapılmış çok sayıda (tam 39 tane) iklim modellemesi araştırmasının verileri üzerinde çalışmışlar ve ‘felaket’in boyutlarını ortaya sermişler.
 
Buna göre, 2047 yılında (eksi-artı 5 yıl, yani 2042-52 arasında) dünyamız o kadar sıcak bir yer olacak ki, bu tarihten sonra yaşanacak ‘soğuk’ yıllar bile daha öncenin en sıcak yılından daha sıcak olacak!
 
Üstelik bu ısınma durdurulabilir bir şey de değil artık. Yani, bu sabah itibarıyla dünyamız ansızın karbol salınımlarını büyük bir hızla azaltsa dahi, 2042-52 arasında başlayacak olan aşırı ısınmayı en fazla 20-25 yıl erteleyebileceğiz.
(http://www.nytimes.com/2013/10/10/science/earth/by-2047-coldest-years-will-be-warmer-than-hottest-in-past.html?)

***

Benim oğlum 10, kızım 3 yaşında.
 
2050 yılı geldiğinde oğlum 47, kızım 40 yaşında olacak. Ve yaşayacakları dünya da bu olacak.
Boğaza 3. köprü yapılmış, İstanbul trafiğini Geziciler tıkıyormuş, devletimiz vatandaşlarının temel insan haklarını tanımamaya devam ediyormuş...
 
Bütün bu konular, yer küremizin şu önümüzdeki birkaç onyılda yaşayacağı değişimin yanında sahiden çok yerel kalıyor.

***

Bu sabah karar verdim, birkaç yıl içinde çocuklarımla Kuzey Kutup buzulunu görmeye gideceğim. Çünkü o buzul yakında artık olmayacak, Kuzey Kutbu deniz olacak sadece.
 
Tropik kuşağı görsünler, oradaki yaşama tanık olsunlar istiyorum; çünkü küresel ısınmanın en feci ve ilk etkileri tropik kuşakta yaşanacak.
 
Sadece turistik işler yapmayacağız.

Geleceğin dünyasında hayatta kalmak başlı başına bir bilgi ve beceri gerektiren bir şey olacak. Onlarla birlikte, 40 yıl sonra ortaya çıkacak olan yeni vahşi ve öldürücü dünyada hayatta kalmayı öğrenmeye/öğretmeye çalışacağım.


Sorumlusu hepimiz değil miyiz?

Dünya, özellikle sanayi devrimiyle birlikte fosil yakıt tüketme çılgınlığına başladı. Bugün yaşadığımız küresel ısınmanın ‘insan eliyle’ olması bu yüzden. Yaktığımız yakıtların ürettiği karbondioksit ‘sera etkisi’ne yol açtı, dünyamız ısınmaya başladı.
 
Aynı şey doğal yollarla da olabilirdi; geçmişte (milyonlarca yıl önce) birkaç kez olduğu düşünülüyor. Örneğin büyük volkanik patlamalar uzun süren soğuk dönemlere veya tam tersi bugünkü gibi ısınmalara yol açabiliyor.
 
Ama bugün yaşadığımız tümüyle insan eliyle gerçekleştirilen bir ‘sera etkisi.’
 
Evet dönüp birilerini, özellikle de gelişmiş Batıyı suçlamak, dünyayı onların bu hale getirdiğini söylemek mümkün. Hatta Amerika hala doğru dürüst önlem almayarak dünyanın ısınmaya devam etmesinin hala en büyük sorumlusu olarak kalmaya devam ediyor.
 
Ediyor ama geçmişi konuşarak vakit kaybedemeyiz; geleceği konuşmalı, dünyamızın bu sera etkisinden kurtulması için yapılması gerekenleri eksiksiz yapmaya başlamalıyız.
 
Kyoto Protokolü gibi son derece zayıf uluslararası anlaşmaları bile hayata geçiremeyen dünya devletlerinin bugünden yarına çok daha radikal kararlar alması, bunu da milyarlarca insanın refahına rağmen yapması beklenmiyor.
 
Ama yine de bir ümit. Dünyayı bu hale getiren insanoğlu bir çözüm de bulabilir.

Tehlikede olan dünya değil insanlık

GEZEGENİMİZİN tarihinde bu çeşit büyük iklim değişiklikleri yaşandı. Dünyaya hiçbir şey olmadı. Mesela bu dünyamıza milyonlarca yıl hükmetmiş olan dinozorlar yok oldu gitti. Aynı şey insanlık için de gerçekleşebilir; dünya yerinde durur ama insanlık ortadan kaybolabilir veya çok minicik bir gruba dönüşebilir. Küresel ısınmaya böyle bakmakta fayda var.
 
 
 
 
 
 

Ekleme Tarihi
16.10.2013
Ekleyen Kişi
Özgür Şevik

Etiketler: İsmet BERKAN, makale, çevre, gezegen, Dünya
Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız