Dünya gastronomisinin en önemli yerlerinden biri olan Bask bölgesi, hem mutfağı hem de halkının yemeğe karşı tutkusuyla mutlaka görülmeli. Ancak koca bölgede lezzet rotasını iyi çizmek de zor. Peki en iyi nerelere gidilmeli, neler yenmeli? İşte size Bilbao ve San Sebastian notlarım.
Bilbao
Nasıl gidilir: İstanbuldan Bilbao’ya THY direkt uçuşu var. 3,5 saat civarında bir uçuşla Bask ülkesindesiniz. Havalimanı şehir arası: Yaklaşık arabayla 20 dakika, sorunsuzca şehir merkezine ulaşan toplu taşıma araçları da var. Nerede kalınır: Şehirde oldukça geniş otel seçenekleri var. En iyi fiyatlı, özel olanaklar sunan otelleri bulmak için www.jabiroo.com sitesini öneririm. Bilbao’da görülmesi gereken: En önemli noktalarından birisi Guggenheim Müzesi. Çağdaş sanat eserlerinin yer aldığı müze, dış görüntüsüyle de büyülüyor. Kireçtaşı, cam ve titanyumdan yapılmış plakalarla kaplanmış binalar muhteşem bir görüntü ortaya çıkartıyor. Şehrin sembolü gibi: Guggenheim Müzesi girişindeki 20 metrelik yavru köpek heykeli, adeta Bilbao’nun simgesi gibi. Düzenli olarak çiçeklerle bezeniyor, rengârenk bir görsel şölen. Nereleri gezmeli: Moyua Meydanı ve çevresi alışveriş için ideal. Ancak ben size Casco Viejo’daki (Eski kent) Las Sietes Calles’i tercih etmenizi öneririm (7 sokaklar bölgesi). Trafiğe kapalı birbirini kesen caddelerde hayat akıyor. Ne yemeli, nerelerde yemeli: El Perro Chico (Calle de Arechaga) – Deniz mahsullerinden av etlerine güzel bir mönü. Casa Rufo – Bask etleri için iyi bir adres. Zortziko Gourmet (Calle Alameda Mazarredo) – Şef Daniel Garcia’nın nefis yemeklerini servis ettiği lokanta Rio-oja, Bar Guri Toki, Berton Sasibil, El Globo, Los Candilles, Gatz (yılın en iyisi seçildi), Casa Victor Montes de diğer önerilerim. Buralarda meşe palamuduyla beslenmiş ‘Jamon iberico’ çok meşhur ve her yemeğin ilk başlangıcı gibi. ‘Calle Arenal Areatza’da bulunan Arrese pastanesi de tipik Bilbao tatlılarının tadına varabileceğiniz bir adres. Gitmişken bizim lokmaya alternatif Bunuelos’ların tadına bakın. Nasıl yemeli: Buralarda herkes ayaküstü atıştırmalıklar peşinde. Siz de ayaküstü, bir bar kenarına tüneyerek yemeye hazır olun, detayları San Sebastian kısmında daha net anlatacağım.
San Sebastian
Bilbao’dan San Sebastian’a: Otobandan arabayla 100 kilometre civarında, yani arabayla 1 saatte gidebilirsiniz. Nerede kalınır: Bu bölge film festivaline ev sahipliği yaptığı için otel seçenekleri çok geniş, Festival dönemi her an karşınıza bir yıldız çıkabilir http://www.sansebastianfestival.com/ Nereleri gezmeli: Monte Igueldo tepesine, füniküler ile çıkıp bütün bölgeyi bir görün.Hava güzelse sahil şeridindeki plajlarda okyanusun tadını çıkartın, değilse hemen koyun girişindeki Santa Clara adasına balıkçı teknelerine biraz bahşiş vererek gidebilirsiniz. Bundan sonra da kendinizi San Sebastian’ın yeme içme hayatına bırakın. Ne yemeli, nerelerde yemeli: Burada yemek olayı ‘pintxos’ yani ayaküstü yenen, genelde ekmek üzeri servis edilen farklı farklı lezzetlerden oluşan yemekler ve mekânlar. Neredeyse bütün mekânlarda bu konsept üzerine kurulu. Klasik pintxoslar olduğu kadar gelenekselleri de fazlasıyla mevcut. İşte size geniş listem:
Txondorra Fermin Calbeton Sıradan görünümlü bir pintxos ama burada diğerlerinde görmediğim bir sıcakkanlılık, bir hoş sohbetlik vardı. Bardaki Eduardo tam bir şovmen, tezgahtaki lezzetler de yabana atılacak cinsten değil
Bar Nestor Calle Pescaderia Burası çok ekâbir bir mekan, saat 13.00 ve 20’de servis ettikleri nefis bir tortillaları var. Onu da sipariş etmek için 1 saat önceden gitmeniz gerekiyor. O bitince domates salatası filan servis ediyorlar. Tortilla mı? Nefis!
La Mejilloneria Calle del Puerto Dışarıdan bakınca sizi içeri davet etmeyen, sıradan bir mekân görüntüsünde. Ama midyelerinin tadı bir harika.
Mil Catas Calle Zabaleta Jesús Pablos 20 sene kadar önce kaz ciğerine kafayı takmış ve bu lezzeti geliştirmiş. Denemenizi önereceğim bir diğer lezzet de kalamar ki, bu bölgenin kalamarı muhteşem.
Bordo Berri Calle Fermin Cabelton Suratsız personele rağmen buraların en özellikli peyniri Idiazabal ile yapılmış risotto nefis, ancak benim favorim, muhteşem kıvamındaki ahtapot oldu. İki tabak yedim.
Zeruko Calle Pescaderia Bar Nestor’un tam karşısında, çeşit anlamında zengin bir pintxos.
Narrika Calle Narrika Kalea İstridye mantarları konusunda ekspertiz bir mekân.
Bar Goiz Argi Calle Fermin Calbeton Txipiron adındaki mini kalamarlar, dünyada her yerde rastlanabilen türden değil, tadı damağınızda kalacak. Ne almalı: Buradaki alışveriş bence gastronomi üzerine olmalı. Aitor Lasa şarküteriden Jamon iberico alın ama onu istemezseniz mutlaka Idiazabal peyniri alın. İmza mekânlar: Bask mutfağının duayeni sayılan Juan Mari Arzak’ın lokantası aylar önce rezervasyon yaptırılması gereken bir lokanta. 3 Michelin yıldızına sahip olduğunu da belirteyim. Yine 3 Michelin yıldızlı diğer bir öneri; Martin Berasategui’nin lokantası. Unutmayın bu bölge, tüm dünyada kişi başına en çok Michelin yıldızlı lokanta düşen bölgesi, adeta yıldızlar savaşı var her köşe başında. Akelare ise Pedro Subljana’nın mekânı. Muhteşem bir lokanta olmasının yanı sıra mutfakta bir Türk şefimiz de var, ismi Sina. Bu gidişimde tanışamasak da giderseniz mutlaka merhaba deyin. Ne zaman gezmeli: Bakın bu önemli bir soru, malumunuz İspanyolların meşhur siesta’sı burada da baki. Saat 14.00-17-00 arası hemen hemen her yer kapalı, hayat donuyor. Pintxo bir Tapas mıdır?: Pintxo aslında Bask kökenli bir kelime. Türediği esas fiil ‘pinchar’ ise delmek, tutturmak manasından geliyor. Yani kürdana ya da ekmeğin üzerine tutturulan lezzetler manasında. Ancak Bask mutfağı geliştikce sınırları ekmek ve kürdanı aşmış durumda. Siz siz olun buralarda sakın tapas demeyin, çok kızıyorlar, çünkü burada yedikleriniz pintxo, asla tapas değil.