Suriye’ye ‘sınırda teslim’ ihracat artıyor
Olayların içinden | Güngör Uras [email protected]
Suriye’ye mal sevkiyatı başladı. (1) Suriye pazarı Doğu ve Güneydoğu illerindeki üreticiler için, özellikle gıda ve giyim eşyası üreticileri için önemlidir. (2) Nakliyeciler (TIR’cılar) için önemlidir. Suriye sınırına yakın illerde Suriye’ye ihraç malı taşımak, Suriye üzerinden komşu ülkelere mal taşımak için oluşturulmuş TIR filoları vardır. 2010 yılında Suriye’ye (resmi-kayıtlı) 1.8 milyar dolar değerinde mal satmıştık. Suriye sınırından 106 bin TIR geçiş yapmıştı. Savaş nedeniyle (resmi-kayıtlı) ihracat sıfırlandı. Savaşın tırmanmasına, Suriye’de işlerin giderek karışmasına rağmen, bu yıl Suriye’ye mal satışının canlanmaya başladığı, bu yıl ihracatın (resmi-kayıtlı) 500 milyon doları aşabileceği belirtiliyor.
Sınır ticareti büyüyor TIR trafiği 2012 yılının tümünde 13 bine gerilemişti. İlk 6 ayda 6 bin TIR sınırı geçmişti. Bu yılın ilk 6 ayında TIR trafiği 23 bine yükseldi. Aysel Yücel, Dünya’da yayımlanan araştırmasında, Suriye ile ticaretin yeni kanallarını anlatıyor. Aysel Yücel diyor ki, “Suriye tarafında devlet kontrolü yok. Alıcı, Türk üreticiyle bağlantı kuruyor. Nakliyeci iki ülkenin sınırı arasındaki tampon bölgeye gidiyor. Parayı peşin alıp yükünü Suriyeli TIR’lara aktarıyor. Sınırı geçtiği için taşıma resmi ihracat sayılıyor.” Bu ticari ilişki zincirinde malları satın alanların muhalif cephe yandaşları oldukları, ithalat için herhangi bir vergi ödemedikleri, ithal ettikleri malların genelde karaborsada satıldığı belirtiliyor.

Biri can, diğeri mal derdinde Verilen bilgiye göre, “Sınır ötesi taşıma yok... TIR’cılar malları kapıya kadar götürüyorlar. Suriye içlerine gidemiyorlar. Eskiden navlun 2 bin dolardı. Suriye’den ucuz yakıt alınıyordu. Şimdi kapıya kadar ulaşım ücreti 1000-1500 TL. Mallar sınırı geçtiği için ihracat sayılıyor. Bu ticaretin ve araçların giriş çıkışı Suriyeli muhaliflerin kontrolünde. Cilvegözü ve Öncüpınar’dan çıkış oluyor.” Sonuç: Bir taraf can derdinde, bir taraf mal derdinde... Ne yaparsınız ki, “Hayat bu!” (Bunu da unutmayalım: Konya plakalı bir TIR’da ihbar üzerine Adana yolunda yapılan aramada 1.200 adet roket başlığı bulundu. Hayret! Acep bu cephane nereye gidiyordu ki?)
Karaosmanoğlu’nun ardından Atilla Karaosmanoğlu, Türkiye’de ilk planlama hareketini başlatan A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi ve İ.Ü. İktisat Fakültesi ilişkili öğretim üyeleri ekibinin önde gelen üyesi idi. Aynı ekibin bazı üyeleriyle Erim Hükümeti’nin ilk yıllarında sorumluluk aldı. Planlama deneyimi de, siyasi deneyimi de “doğruluğuna inandığı ve savunulan politikaların kabul görmemesi” nedeniyle, “meyveleri toplanamadan” sona erdi. Atilla Karaosmanoğlu’nun Türkiye’de değerlendirilemeyen yetenekleri, birikimi Dünya Bankası’nda onun öne çıkmasının yolunu açtı. Dünya Bankası’nda (ABD vatandaşı olmayanların yükselemeyeceği) en yüksek makamda uzun süre kaldı. Çok iyi bir insandı. Allah rahmet eylesin. Karısına ve oğluna başsağlığı dilerim.
http://ekonomi.milliyet.com.tr/ |