Eylül ayı cari açığı 3.2 milyar dolar oldu. Bizim alıştığımız 5-7 milyar dolarlık döviz açıklarına göre düşük bir açık.
Geliniz görünüz ki, eylül ayında sermaye hareketi ile döviz girişi sadece 2.2 milyar dolar. Nereden geldiği belli olmayan 1.7 milyar dolarlık döviz ile açık kapatıldı.
Mayıs ayından bu yana sermaye hareketi ile döviz girişi yavaşladı.
Ekonominin temel sorunu bu. Kısa dönemde cari açığı daha büyük ölçüde aşağıya çekme imkanı yok.
Önemli olan hiç olmaz ise açığı kapatabilecek ölçüde döviz girişinin sağlanması.
Cari açık, belli dönemdeki olağan döviz giderleri ile gelirleri arasındaki açığı (döviz açığını) gösterir.
Bizim en büyük döviz giderimiz ithalat. En büyük döviz gelirimiz ihracat.
Ocak-eylül döneminde (ikisi de FOB olarak) ithalat gideri ile ihracat geliri arasındaki fark (mal dengesi) 2012 yılında 50 milyar dolar iken, 2013 yılında 60 milyar dolar olunca, cari açık da yılın ilk 9 aylık döneminde 38 milyar dolardan 49 milyar dolara yükseldi.
İlk 9 ayda ihracat 2012 yılı rakamında, ithalat 11 milyar dolar arttı.
İhracat dünya şartlarındaki olumsuzluktan artmıyor. İyi de ithalat neden artıyor?
-Büyümeyi yavaşlattık,
-Tüketimi frenlemek için tedbirler aldık.
Bu durumda ithalatın azalması gerekmez mi?
İthalatın yavaşlayamamasının nedeni Türkiye’de tarımda, sanayide, üretim yapısının bozulması. Bu bozukluğun öneminin henüz anlaşılamaması . Bu yapıyı düzeltmek için gereken tedbirlerin alınamaması.
Türk ekonomisi ucuz döviz döneminde dövize bağlı hale geldi.Yerli üretim diye bir şey kalmadı.
Örnek: Otomotiv Sanayicileri Derneği açıklıyor: Ocak-eylül döneminde ihracat şampiyonu otomotiv sanayi ve yan sanayi. 12.5 milyar dolarlık ihracat yapıldı. Buna karşı sektörün ithalatı 12.1 milyar dolar. Türkiye’nin ihracata dönük en büyük sektörünün net döviz getirisi 9 ayda 339 milyon dolarcık.
Biz bugüne kadar cari açığın (döviz açığın) büyümesini umursamıyorduk. Çünkü sermaye akımı ile açığı kapatacak ölçüde döviz giriyordu.
Ne var ki, 2013 Mayıs ayından sonra döviz girişi kesildi. Mayıs-eylül arası:
-Döviz açığı 24.3 milyar dolar.
-Sermaye hareketi ile giren döviz 10.7 milyar dolar.
-Sermaye hareketi ile giren dövizin 4.1 milyar doları doğrudan yabancı sermaye, 1.6 milyar doları portföy yatırımı, 5 milyar doları döviz kredisi.
Gene de memnuniyet verici bir durum var. Sermaye hareketi ile döviz girişi yavaşladı ama, kesilmesi. Net olarak döviz çıkışı yok.
Son aylarda döviz fiyatında başlayan tırmanış, acaba ithalatı yavaşlatır mı? Acaba hükümetin kredi kartı kullanımına ve taksitlemeye getireceği kısıtlamalar cari açığı azaltır mı?
Üzerinde durulması gereken ithalatın yapısıdır. İthalatımızda tüketim malı değil, üretim girdisi ithalatı ağırlık taşıyor. Üretim yapılarını ithalat bağımlılığından kurtarmak bir günde olmaz. Zaman alacak. İşte bu nedenle kısa dönemde sorunumuz, döviz girişini hızlan-dıracak, cari açığı sermaye hareketi ile kapatmayı sağlayacak politikalara yönelmektir.