Hurma zeytini de bul bulabilirsen Ahmet Yazıcıoğlu
Bayılırım hurma zeytine. Tabiatın, dünya üzerinde yalnızca Karaburun yarımadasına bahşettiği gerçek bir mucizedir hurma zeytin. Eşsizdir, tamamen doğaldır. "Kösedereli Karadayı" bakın onu nasıl anlatıyor? Zeytinim var, adı hurma, "Hurma nedir?" diye sorma. Tanrımdan bize hediye, Dalından topla da ye. Hurma zeytin onun adı, Hiçbir şeyde yoktur tadı! Karaburun ile köyleri Kösedere, Eğlenhoca, İnecik, Ambarseki ve Saip'te, bir de Mordoğan, Urla ve Çeşme'de yetişen bu endemik ürünün, yeryüzünde eşi ve benzeri yoktur. Hurma zeytin verebilmesi için ağacın "Erkence" cinsi olması şarttır. Dalında etlenerek yağlanan zeytin tanesi, aşırı nemli olmayan körfez rüzgarını alıp da geceleri çiğde bir de ıslandı mı tamamdır. Tatlanıverir. Karaburun denizinin tuzu ile yarımadanın muhteşem havası gerçekleştirir bu mucizeyi. "Pahoma Oleae" adlı mantarın katkısından da söz edilir. Bu mantarın sporları, tanenin üstüne geldiklerinde, zeytini fermente ederlermiş. İddiaya göre tanelerdeki acılığa neden Oleupein maddesini parçalayarak, zeytini tatlandırırlarmış. Ancak mantar olayını kabul etmeyenler de var. Bu nedenle hurma zeytinin gizemi devam ediyor.
MUCİZE GIDA Hiçbir işlem görmeden dalında yenecek hale gelen hurma zeytini bir yiyen, başka zeytin yemek istemez. Benden size tavsiye; hurma zeytini yerken, ilkinin çekirdeğini ağzınızda birkaç dakika tutun, tadına ve lezzetine daha çok varacaksınız. Salamura edilmeden ağacında, dalında tatlanan hurma zeytin, ekolojik şartlarda oluştuğu için tamamen tuzsuz, asitsiz ve katkısızdır. Böbrek, tansiyon, kalp ve damar hastaları için birebirdir. Doğal antioksidandır. İnanmayacaksınız ama, Karaburun'da hurma zeytin bulamadık. Dönüşte Mordoğan'da hurma zeytin aradık. Bir yerde satılıyordu, o da eh yani, şöyle böyle işte. - Toptancılar, elimizdeki malın tamamını kilosu 15 liradan alıyorlar. İzmir'de 20-25 liradan ucuza hurma zeytin bulamazsınız. Zaten bu yıl ürün yok denecek kadar az! Şimdi de Karaburun'a gidişimizi anlatalım. Otoyolun Karaburun sapağından çıkıp da Yüksek Teknoloji Enstitüsü kavşağından sağa saptınız mı Gülbahçe'desiniz. Her taraf domates, salatalık, ayva, nar, limon, portakal. Hepsi de tazecik.
KAÇAN KAÇANA Az sonra yeni yapılan yoldasınız. Doğrusu ya çok güzel. Asfaltın iki yanında su kanaletleri. Dar ve virajlı eski yol altımızda kaldı. Yeni yol, Balıklıova'nın üstünden geçiyor. İnsanlar feryat etmekte haklı, denizin, koyların her yanı balık kafesleri dolu. Oraları hep besleme balıkçılar sarmış. Denizin kirlenmesi kimin umuru? Ama dağlar yemyeşil, her yer çam ve zeytin kaplı. Taş ocakları doğayı katletmekle meşgul. Havası, suyu bozulan Karaburun'da bu ortamda kolay kolay hurma zeytin olur mu? Taaa Yeni Liman'a kadar gittik. Köyleri gezdik. Oralar sanki terk edilmiş. İnsanlar düne kadar mutlu ve huzurlu oturdukları yerlerden kaçar halde. Karaburun yarımadasının doğasına, eşsiz zeytinine, enginarına, balına, mor üzümüne, mis kokulu nergisine, sümbülüne, foklarına, hepsinden önemlisi tertemiz insanlarına kıymayın. Taş ocağı, rüzgar enerjisi santralı, kültür balığı derken, bu güzel insanların ekmeklerini ellerinden almayın. Doğup büyüdükleri yerden kaçırtmayın.
KILÇIK Kurbanlar sonsuza dek kaçamazlar.
http://www.yeniasir.com.tr/ |