Allah biliyor ya, şam fıstıklı çikolataya, bir de kestane kebap yemeğe bayılırım. Çocukluğumuzdaki sobalı evlerin en güzel yanıydı kestaneli geceler. Geçen hafta ki Roma seyahatimde İspanyol merdivenlerin karşısındaki kestaneciden külah külah kestane kebap yedim! Arkadaşlarla hep konuştuk, 'Neden İtalya'daki kestaneler bu kadar iri' diye. Dün akşam da soğuk havada iyi gider dedim ve kendime 1 çanak kestane kebap yapıp afiyetle yedim. Sonra da kim bilir kaç kalori aldım diyerek vicdan azabı çektim ve oturdum internette kestane araştırması yaptım! Türkiye'nin genellikle Marmara, Ege ve Karadeniz bölgelerinde yetişen kestane ülkemizde en çok Aydın ilinde yetiştiriliyormuş. Ayrıca özellikle Aydın ilinden ihraç edilen kestaneler çok kaliteli olup, Bursa ilimizde ve İzmir'in Ödemiş ilçesinde 'Kestane Şekeri' adıyla bilinen bir tatlı çeşidi olarak da imal ediliyormuş. Aslında kestane şekerini de çok severim. Eskiden, Bursa'dan her geçişimde birkaç kutu alırdım. Neyse ki artık İzmir'de de kestane şekeri rahatça bulunuyor.
Bursa'nın kestanesi Her kentin kendine özgü değerleri var. Kestane de Bursa ile özdeşleşen en önemli değerlerden biri. Öyle ki "Bursa'nın kestanesi okka çeker beş tanesi" sözü halk arasında yaygın bir şekilde kullanılan deyim haline gelmiş. Şimdilerde günden güne azalış gösterse de Bursa'nın kestanesi bir zamanlar vakıfmış. Yani herkes bedava yiyebilirmiş. Rivayete göre, zamanın padişahı Tophane semtinde, şimdi Kavaklı Camii diye bilinen camii yaptırmış. Adamın biri de gelmiş caminin önüne, bir çınar dikmiş. Çınarı gören padişah pek memnun olmuş. "Bunu kim diktiyse çağırın gelsin" demiş. Adamı getirmişler. Padişah bakmış, değneğine dayanarak ayakta zor duran bir ihtiyar. Padişah, "Dede, şimdi değneğini havaya at. Yere düşene kadar dile benden ne dilersen" demiş. Peki demiş yaşlı adam ve değneğini havaya atmış. "Bursa kestaneleri vakıf olsun" diye bağırmış. İşte o günden sonra Bursa kestaneleri vakıf olmuş. Eskiden Bursa'da yaşayanlar kestane mevsiminde istediği ağaçtan kestane toplarmış. Vakıf malı diye kimse karışmazmış. Hatta işsiz güçsüz insanlar kestane toplayarak geçimlerini sağlarmış. Kış akşamlarının vazgeçilmezi olan kestane, besleyici olmasının yanı sıra birçok hastalığa da iyi geliyormuş. Çocuk, genç ve yaşlılar için çok değerli bir enerji kaynağı, hatta yaşamı uzattığı da söyleniyor. Kestane, en çok potasyum düşüklüğünden yakınanlara öneriliyor. Çünkü 100 gramında 500 mg potasyum bulunuyor. Taze kestane limonun 100 gramı kadar C vitamini içeriyor. Ve maalesef 100 gramında 200 kalori bulunuyor! Balla karıştırılmış kestane püresi ise özellikle iştahsız çocuklara öneriliyor. Kansızlığa çare oluyor.
En iriler İtalya'da Bu arada Roma'daki iri kestanelerin sırrını da öğrenmiş oldum. Yaşayan kestane ağaçlarının en büyüğünün İtalya'da Etna Yanardağı yakınlarındaki Acireale kenti sınırlarında bulunduğu ve yaklaşık dört bin yıl yaşında olduğu söyleniyor. Aklınızda olsun, 6 adet kestanenin 1 dilim beyaz ekmeğe eş değer olduğunu unutmayınız!