Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 22 Aralık 2024 Pazar
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

O köy sizin köyünüz değil artık


 
 
 Ahmet Sağırlı

 [email protected]





Orta halli bir iş adamı.
40 yaşından sonra çiftçiliğe merak sarmış, baba köyünde yeni araziler almış, tarım makinaları almış, ceviz dikmiş, kiraz dikmiş, arpa ekmiş.
Üç dört senedir uğraşıp duruyor.
O bölgenin şartlarına göre büyük çiftçi bile sayılır.
Köye her gidiş gelişinden sonra heyecanla yeni şeyler anlatıyor. Onu dinleyince mesela teşvik nedir, öğreniyorsunuz.
Tarım il müdürlükleri ne iş yapar, öğreniyorsunuz.
Anlattıklarından özeti iki madde:
1) Para kazandığım diğer işim olmasa, sadece çiftçilik yapıyor olsam batardım. Ektim, biçtim sattımdan sonra ele geçen para masrafı ancak karşılıyor. Bizim oralarda herkes tefecinin eline düşmüş. Çırpınıp duruyor. Arazileri ipotekli. İşin içinden çıkamazlar.
2) Tarım Bakanlığı lağvedilse, çiftçinin hiçbir kaybı olmaz. Hiçbir işi aksamaz. Taşra teşkatının tarımla, verimlilikle, hayvancılıkla bir ilgisi yok. Tarlaya gideni yok bakanı yok, kafa yoranı yok. İşler evraklar üzerinden yürütülüyor.
.....
Teşvik bir Avrupa ülkesinde netice verir. Hollanda'da verir, Fransa'da verir, Türkiye'de vermez.
40-50 yıl suistimal edilmiş. 5-10 senedir bu işlere kafa yoran kadrolar var ama işin içinden çıkmak kolay değil. 50 yılın alışkanlıklarını değiştireceksin. 50 yıl bu işler usulen yapılmış, çift taraflı suistimal edilmiş, taraflar hep hinliğine kafa yormuş.
Emekli bir bakanlık mensubu yıllar önce şöyle demişti: Bizim bakanlığın Bursa'daki personel sayısı Hollanda Tarım Bakanlığı'nın toplam kadrosundan daha fazla.
Bir problem daha var: Çukurova'da veya Harran Ovası'nda veya Konya'da veya Trakya'da 2000 dönüm, 3000 dönüm ekip biçen ve bire 40, 50, 60 alan da çiftçi sayılıyor..Aynı mevzuatla muhatap..Orta Anadolu'da 40-50 dönüm ekip biçen..bire 15-20 alan da. Bunların hepsini aynı potada eritemezsin. Belki 15-20 sene sonra sadece büyükler muhatap alınır, diğerlerine teşvik değil de "köyde oturma maaşı" bağlanır. Yahut birileri o arazileri birleştirip işletecek organizasyonlar kurar, bu insanlar da kendi tarlalarının kadrolu sigortalı işçisi olurlar. Veya yeterli gelir getirecek büyüklükte arazisi olanlar kâr payı alır yatar. Köyünde kalması ve yatması bile bir iş.
30 sene önce köy denilince akla gelen yerler yok. Köylü şehirden ambalajlı yoğurt alıyor. Yumurta alıyor. Ayağına seyyar bakkal geliyor..Sebze meyve alıyor, yazdırıyor..Mahsülü satınca borç kapanmıyor. Hesap hep açık. Küçük köylü bu. Evine emekli maaşı girenler şanslı sayılıyor..Onların da çoğu köyü sayfiye yeri gibi kullanıyor. Hepsinin özellikle yeni nesilin aklı fikri şehire kapağı atmakta. Kendi şehrinde ev alabilen..Oğlunu küçük bir memuriyete sokabilen şanslı ve becerikli sayılıyor. Adamın nasıl daha iyi yapabilirim derdi yok ki..Zaten bakanlık alt kadrolarının da "nasıl yardımcı olabilirim" derdi yok. Bu yapı içinde olamaz da.
Küçük köylerde tarımı ve hayvancılığı teşvik etmek boş iş..Köyde oturmayı teşvik etmek hem daha kolay hem daha sahici..Köyü bekleme bedeli..Büyük çiftçi zaten hizmeti dışarıdan, profesyonellerden alabiliyor.
...
Tarım, ulusal güvenliğin ilgi alanında. Bu derdin kahrolsun Sisi..Kahrolsun İsrail tarzında ve tadında pratik bir çözümü yok.










http://www.turkiyegazetesi.com.tr

Ekleme Tarihi
10.07.2014
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Etiketler: Ahmet Sağırlı,O köy sizin köyünüz değil artık
Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız