Ankara büromuzun bu haftaki "Ankarara Sohbetleri'nin konuğu Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün. Bizim sohbeti "Samimi" olarak nitelememize içeriği neden oldu.

Bakan Ergün hem krizle ilgili değerlendirmelerinde gelinen noktayı net ortaya koyuyor. İşsizliğin daha uzun süre devam edebileceğini kabul ediyor. Hem yeni teşviklerin, her teşvik sisteminde olduğu gibi eksikleri olabileceğinden söz ediyor. Hem yeni yasayla görevi genişletilen KOSGEB'in görevlerinin üstesinden gelmesi için yeniden yapılanması gereğini açıklıyor. Hem de çoğu mikro ölçekli KOBİ'lerin mutlaka birleşmeleri gerektiğini, bunun için onların da ortaklık kültürü alanındaki eksiklerini gidermeleri için çalışmalar yapılmasını öneriyor.

Ankara Temsilcimiz Ferit Parlak ve Haber Müdürümüz Hüseyin Gökçe, Sanayi ve Ticaret Bakanımız Nihat Ergün ile çok yönlü samimi bir sohbet yapmışlar. Bu sohbeti gazetemizin diğer sütunlarında bulacaksınız. Benim sohbeti "Samimi" olarak nitelememin hangi nedenlere dayandığını ise ben burada açıklayacağım.

Sohbeti okuduğumda ben Bakan Ergün'ün sorunlara gerçekçilikle yaklaştığını, eksikleri açıklıkla kabul ettiğini, sorunların üstünü örtmek yerine, çözümün ne olması gerektiğini tartıştığını gördüm. Bakan Ergün, özellikle son açıklanan teşvikler ve KOSGEB'in artan görevi karşısında yetersizliğinin giderilmesi ve yüzde 95'i mikro ölçekli KOBİ'lerin ölçek büyütmelerinin zorunluluğu konusunda çok net görüşler ortaya koyuyor. Ölçek büyütmenin önündeki en büyük engelin KOBİ yöneticilerinin ortaklıklar yönünde zihni modellerinin değişmesi gerekliliği olduğunun altını çiziyor.

Bakan Ergün, krizle ilgili değerlendirmesi sırasında, bir iyileşmenin olduğunu marttan bu yana makro göstergelerde bir iyileşmenin başladığını belirtmesinin hemen ardından, "Tabii henüz bütün sorunlar çözüldü, her şey bitti, tedbiri elden bırakalım 'Oh rahata erdik' diyebileceğimiz bir tablo değil" değerlendirmesini yapıyor. Bu yıl son çeyrekte pozitif büyümenin yakalanabileceğini 2010 yılı büyümesinin de yüzde 4'ler seviyesinde olabileceği tahminini dile getirdi.

Nihat Ergün, krizin Türkiye ekonomisindeki en kalıcı etkisinin işsizlik olduğunu bunun çözümünün zaman alacağını açıklıkla ortaya koyuyor: "2010 yılında kaybettiğimiz ihracatı, kaybettiğimiz üretimi yakalamak mümkün. Kuşkusuz alınacak önlemlerin istihdamdaki etkisi bundan daha uzun zaman alacaktır. Yüzde 10'lar civarında zaten bir birikmiş işsiz potansiyelimiz vardı. Her ne kadar 27 çeyrek büyüme rakamları yakalansa bile bir türlü yüzde 10 seviyesindeki stok işsizlik oranını absorbe edecek bir büyüme rakamına ulaşılamamıştır. Şimdi krizin etkisiyle buna 2-3 puan daha eklenmiş oldu. (…) dolayısıyla krizin Türkiye ekonomisi üzerindeki en kalıcı etkisi işsizlik rakamının bir miktar büyümesi şeklinde tezahür etmiştir."

Nihat Ergün, son uygulamaya koydukları teşviklere değinirken, "Her sistemin aksaklıkları olur, mükemmel sistem inşa edemezsiniz.(…) Yeni sistem 5084'ün eleştirilerinin büyük bölümünü ortadan kaldırıyor ama kendi içinde yeni eleştiriler getiriyor" değerlendirmesini yapıyor.

KOSGEB'in yeni yasal düzenleme sonrasında bugünkü yapısıyla yeterli olamayacağını kabul ederek, "Görev alanını genişlettik. Tabii şimdi KOSGEB'in idari yapısında da sayıları çok artan hedef kitleye göre dizayn ediyoruz" açılamasını yapıyor.

Son dönemde sık sık üzerinde durduğumuz teşvik sisteminin birleşmeleri özendirmediği konusundaki eleştirilerimize de Bakan Ergün'ün sohbet sırasındaki açıklamalarında yanıt buluyoruz:

"Önümüzdeki yıl KOSGEB'in ağırlıklı olarak desteklerini biz KOBİ'lerin işletmelerin ölçek büyütmesine, teknolojiden daha çok yararlanmasına vermek istiyoruz. Onların yönetim kabiliyetini güçlendirecek desteklere ağırlık vermek istiyoruz. Buna KOBİ'lerimizin ihtiyacı var. Ölçekler küçük, birleşmelere, ölçek büyütmelere destek vereceğiz. Teknolojiden yeterince yararlanamıyorlar. Bilişim konusunda zayıflar. Bilgiye kolay ulaşamıyorlar. Dünyada fuarlara katılma konusunda zafiyetleri var."

Ergün, KOBİ'lerin de kendi zaaflarını gidermeleri gerektiğini belirterek, "KOBİ'lerde iç yapılarını güçlendirsinler, eksiklerini gidersinler. Eksikler giderilmeden dışardan verilecek destek bardağın altı delik ise aşağıdan akıp gider. (…) işletmelerin ölçek büyütmesi rasyonel ölçeğe ulaşması için destek gerekir. Ama biliyoruz, farkındayız ki, ortaklık kültürü bizim toplumumuzda zayıf. Önce o kültürü geliştirmek, ortaklığın gerekli ve iyi bir şey olduğunun farkında olmalarını sağlamak lazım. Onun için 2010 çalışmalarında KOSGEB'i de biraz buna yoğunlaştıracağız" gerçekçi değerlendirmesini yapıyor.

Osman AROLAT

http://www.dunyagazetesi.com.tr/