Gıda harcamalarının toplam tüketimdeki payı değil, büyüklüğü önemli Tevfik GÜNGÖR / OLAYLARIN İÇİNDEN
Enflasyonu TÜFE’den izliyoruz. Tüfe temmuz ayı itibariyle yüzde 9.32 oranında arttı.
TÜFE’nin hesabında gıda ve alkolsüz içeceklerin ağırlığı yüzde 24.45 oranında. Gıda ve alkolsüz içecek fiyatları, tüketim sepetindeki diğer maddelerden daha fazla artıyor. Temmuz ayı itibariyle yıllık artış yüzde 12.56 oranında.
Gıda ve alkolsüz içki harcamalarının ağırlığı yüksek. Fiyat artışları diğerlerinden hızlı.
Toplam tüketim harcamalarında gıda ve alkolsüz içeceklerin ağırlığını yüzde 24.45’den aşağıya çeker isek enflasyon hesabına etkisi zayıfl ar. Enflasyon aşağıya iner.
Toplam tüketim harcamalarında gıda ve alkolsüz içeceklerin payının en yüksek olduğu ülke Türkiye.
Bu oran ABD’de 8.51, Almanya’da 10.27 oranında. Biz de enflasyon hesabında gıdanın payını “Dünya ölçülerinde” indirelim... Enflasyon düşmüş olur...
Son günlerde böyle bir tartışma başlatıldı. Tartışma devam ediyor.
■ TÜİK’in enflasyon hesabında kullandığı yüzde 24.45 gıda ve alkolsüz içki harcaması payı, Türkiye genelinde bir paydır. Alt gelir gruplarında toplam tüketim harcamasının daha büyük bölümü gıda harcamasına gider.
■ İnsanın yaşamını sürdürmesi için yapmak zorunda olduğu harcamanın başında gıda harcaması gelir. Aç insan yaşamını sürdüremez. İnsanın hayatta kalabilmesi için belli ölçüde yeme içme mecburiyeti ve de bunun için yapması gereken belli bir harcama vardır.
■ Önemli olan bir insanın yaşamını sürdürmesi için yapması gereken asgari harcamanın rakamıdır.
■ Kişinin gelirinin büyüklüğü, tüketim harcamalarının büyüklüğü farklı şeylerdir. Ama kişinin geliri ve tüketim harcaması arttıkça, gıda için gerekli harcamanın payı (oranı) da azalır.
■ Önemli olan oran değildir. Kişilerin gıda için harcamak zorunda oldukları paranın miktarıdır. Ülkelerin kişi başı yıllık gıda harcamaları ile ilgili göstergelerde, Türklerin kişi başı yıllık gıda harcaması 1.680 dolar olarak görülmektedir. Bu rakam, Batı’daki ülkelerin, Yunanistan’ın, İspanya’nın yıllık kişi başı gıda harcamalarının çok altındadır.
■ Enflasyonu perdelemek için gıda ve alkolsüz içki harcamalarının toplam tüketim harcamalarındaki payının yüzde 24.45’in altına çekilmesi halinde, gıda ve alkolsüz içki harcamalarının kişi başına dolar olarak değeri inanılmaz ölçülere inecektir.
■ Bugün gıda ve alkolsüz içkinin (yüzde 24.45 ağırlığa göre) kişi başı milli gelirdeki payı 2.722 dolardır. ABD’de tüketimde gıda ve alkolsüz içkinin payı yüzde 8.51’dir, ama kişi başı gelir 52.800 dolar olduğundan gıda ve alkolsüz içki harcamasının kişi başına milli gelire göre büyüklüğü 4.493 dolar olmaktadır. Benzer hesaba göre bu rakam Yunanistan’da 4.568, İspanya’da 5.523 dolardır.
■ Denilebilir ki, Türkiye’de satın alma gücü yüksek. Satın alma gücü paritesine göre hesaplanan kişi başı milli gelirde gıda ve alkolsüz içki harcamalarının büyüklüğü 3.753 dolar oluyor. Yunanistan’ınki 5.018, İspanya’nınki 5.656 dolara yükseliyor.
■ Açık anlatım ile biz gıda ve alkolsüz içeceklere kişi başına başka ülkelerden daha az para harcayabiliyoruz. Ama bizim gelirimiz, tüketim harcamalarımız küçük olduğundan bu az harcamanın toplam tüketim harcaması içindeki payı yüksek görülüyor.
Türkiye’de enflasyon yok veya enfl asyon devamlı geriliyor da rakamlara yansımıyor demek imkansız.
Olan enflasyonu küçük göstermek için hesap oyunlarına girmek yanlış olur. Tam tersine, rakamlar gerçeği yansıtmalı ki, soruna çözüm getirilebilsin.
Bizim gelirimiz düşük. Toplam tüketim harcamalarımız küçük. Gelirimizin büyük kısmını gıda ve alkolsüz içeceklere harcamaya mecburuz. İşte bunun sonucu toplam tüketimde gıda ve alkolsüz içecek harcamalarının payı yüksek çıkıyor.
Önemli olan insanların yaşamlarını sürdürmek için yaptıkları toplam gıda ve alkolsüz içecek harcamalarının büyüklüğüdür.
Bu büyüklükte biz Batı ülkelerinin çok gerisindeyiz.
http://www.dunya.com/ |