Okul yıllarımızda öğrendiğimiz ve göğsümüz kabararak söylediğimiz 'Türkiye tarım ve hayvancılıkta kendi kendine yeten ender ülkelerden biri' bilgisi artık doğru değil. Tarım ve hayvancılıkta dışa bağımlı, verimsiz bir ülke haline geldik. Hal böyle olunca birçok gıda maddesine Avrupalılardan çok daha fazla para ödeyerek tüketiyoruz. Tabii parası olanlar tüketebiliyor... Son enflasyon rakamları da bu gerçeği doğruluyor, gıda fiyatlarındaki artış dikkat çekici. Uzmanlar, artışın bu yıl da süreceğini belirtiyor. Fiyatı son yıllarda ilginç iniş ve çıkışlar gösteren ürünlerden biri de süt. Son iki yıldır üretici fiyatı artmayan sütte, yılın son aylarıyla birlikte inanılmaz bir artış başladı. Fiyatlar önce 60 kuruşa yükseldi, yılın son günlerinde ise bazı bölgelerde yapılan ihalelerde 86 kuruşu gördü. Sütün sanayiciye ulaşmasının maliyetiyle birlikte fiyat 1 liraya çıkıyor. Bu yükseliş henüz tüketici fiyatlarına yansımış değil ancak, sanayiciler uyarıyor: 'Bu istikrarsızlık devam ederse fiyatlar da artar.' Süt fiyatının artmasındaki en önemli etken, et sektörü. Et fiyatları altı aydır artınca çiftçi de daha çok kazanabilmek için süt verimi düşük hayvanlarını kesmeye başladı, bu kez et arttı, süt azaldı. Göründüğü gibi sorun piyasanın düzensizliğinden kaynaklanıyor. Yaşanan bu gelişmeler, büyük umutlarla ve şaşaayla kurulan Ulusal Süt Konseyi'nin hazırlık sürecindeki tartışmaları anımsattı. Ulusal Süt Konseyi'nin kuruluş aşamasında başını Sütaş'ın Başkanı Muharrem Yılmaz'ın çektiği bazı sanayiciler ve meslek kuruluşları, Konsey'in görevleri arasında süt fiyatını belirlemesi, sektörü düzenleme yetkisine sahip olması gerektiğini belirtmişlerdi. Ancak bu talep bazı üreticiler ve meslek örgütleri dışında pek rağbet görmedi. Oysa süt fiyatında yaşanan son karmaşa, bu talebin ne kadar yerinde olduğunu gösteriyor. Önerinin fikir babası Muharrem Yılmaz da hafta içinde düzenlediği basın toplantısında bu konuyu işaret etti. Süt fiyatlarındaki istikrarsızlığı vurgulayan Yılmaz, 'Ulusal Süt Konseyi, devreye girmeli ve fiyat istikrarsızlığına son vermeli' dedi. Neyse ki geç de olsa Ulusal Süt Konseyi de bu gerçeğin farkına varmış olmalı, ikinci başkan ve Tire Süt Kooperatifi Mahmut Eskiyörük, konseyin süt üretiminde fiyat istikrarsızlığını gidermek için 'tavsiye fiyat' belirleyeceklerini açıkladı. Bazı bölgelerde süt alımlarının bile bittiğine dikkat çeken Eskiyörük, 'Bu durum hem milli ekonomiye zarar veriyor hem de haksız rekabet yaratıyor, tüketimi düşürüyor. Ulusal Süt Konseyi bundan böyle bölge ve kalite unsurlarını göz önünde bulundurarak, üreticinin üretim maliyetleri ile kar oranını tespit edecek ve yıl içinde değişim gösteren süt fiyatlarını hazırladığımız grafiksel plan dahilinde taban ve tavan fiyat bandı aralığında tutarak 'tavsiye fiyatı' belirleyecek.' Türklere özgü 'kervan yolda düzülür' tarzı bu olayda da karşımıza çıkıyor. Siyasilerin müdahalesi, bazı sanayici gruplarının çıkar kavgaları ve konseyde aktif olma istekleri nedeniyle SETBİR dışında aceleyle kurulan dernekler ve lobi çalışmaları Ulusal Süt Konseyi'nin kuruluş sürecinde etkili olmasaydı, şimdi piyasanın düzenlenmesi konusunda ciddi bir mesafe alınacak, ne üretici ne de sanayici ne de tüketici mağdur olacaktı. En azından çok geç kalınmadı diye sevinmeli miyiz, zaman gösterecek.
http://www.aksam.com.tr/2010/01/10/yazar/15872/esin_gedik/sutun_fiyati_artiyor_sut_konseyi_bakiyor.html
|