Antalya’da, Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı Ali Rıza Akıncı’dan Haller Kanunu’nun sebze ve meyve üreticisini nasıl olumsuz etkilediğini öğrendim.
Üretici (küçük üretici de kurumsal üretici de) meyve ve sebzesini satmak için halden geçirmek zorunda. Bu zorunluluğun arkasında, tarımsal ürünleri kayıt altına almak arayışı var. Kayıt altına almışken biraz vergilendirme arayışı var. Ve de belediyelere havadan gelir sağlama arayışı var. Halleri belediyeler kuruyor, işletiyor. Türkiye’de 180 dolayında hal var. Haller Kanunu’nu Ticaret ve Sanayi Bakanlığı uyguluyor. Ali Rıza Akıncı, üreticinin Haller Kanunu uygulamasından şikâyetlerini dile getiriyor.
Cirodan % 13.4 ödeme Gerçek usulde vergiye tabi olan veya olmayan üreticiler, ürettikleri meyve veya sebzenin belediye halinde işlem görürken (alınıp satılırken), alım satım bedelinin üzerinden yüzde 2 stopaj (işlemde vergi kesintisi) +yüzde 2 belediye rusumu (kesintisi) yapılır. Komisyoncuya yüzde 8 komisyon ve de komisyonun vergisi olarak yüzde 1.4 KDV ödenir. Bunların toplamı, malın alım-satım bedelinin yüzde 13.4’üdür. Eğer sebze ve meyveyi üreten gerçek usulde vergiye tabi bir şirket ise o zaman vergisini yıllık ödeyeceğinden yüzde 2 stopaj mükellefiyeti olmaz. Malını halden geçirmek için sadece alım-satım bedelinin yüzde 11.4’ü kadar ödeme yapar. Fakat bu gibi kurumsal sebze ve meyve üreticileri üreticiler, diğer sektörlerdeki şirketler gibi kurum kazancı üzerinden de ayrıca yüzde 20 Kurumlar Vergisi’ne tabidir. Ali Rıza Akıncılar, hallerdeki komisyoncuların önemine dikkat çekiyor. “Bunlar mal alan satan, risk üstlenen, küçük üreticiyi fatura ve vergi sistemine sokan kişilerdir” diyor. 2007 yılında değişen Haller Kanunu’na göre, sebze ve meyvenin üretim bölgesindeki halden geçmesi yetmez. Perakende satışlar için, satış yapılacağı şehirdeki belediye halinden de geçmesi gerekir. Bir anlamda üreticinin bulunduğu şehirdeki ödemelerin tekrarlanması söz konusudur. Ancak Bakanlık insafa gelmiş, sebze ve meyvenin ikinci hale girişinde yüzde 2 belediye hissesi ödemesinin yeterli olacağına karar vermiştir.
Üretici belediyelere çalışıyor Ali Rıza Akıncı, “El insaf...” diyor... Bir sebzenin veya meyvenin satış fiyatında üreticinin kârı ne büyüklüktedir ki, satış bedelinin (dikkat buyurunuz kârının değil) yüzde 13.4’ü ve hatta 13.4+2.0=15.4’ü oranında hal kesintisi yapılıyor... Hangi sebze ve meyvede üreticinin kârı yüzde 30-40 oranındadır? Böyle olsa bile nasıl olur da üretici kârının yarısı hal kesintisi olarak elinden alınır? Ali Rıza Akıncı, bu konunun sadece üreticiyi değil tüketiciyi de ilgilendirdiğini fakat kamuoyuna iyi anlatılamadığı için, olumsuzlukların sürüp gittiğini söylüyor. Sonra da soruyor: “Hangi sebze ve meyve dışında Türkiye’de hangi üründe belediyeler ciro üzerinden ürünün çıktığı yerde yüzde 2 oranında + ürünün satılacağı yerde yüzde 2 olmak üzere yüzde 4 pay alabiliyor?” Örneği yok... Ama sebze ve meyve üreticisi örgütlenemediğinden hakkını arayamıyor. Sesini duyuramıyor.” (Bir hatırlatma: Yeni bir halk kanunu taslağı var. Taslağın 2010 Nisan ayına kadar TBMM’de tartışılarak kanunlaşması bekleniyor.)
Güngör Uras
http://www.milliyet.com.tr/ |