Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 12 Mayıs 2024 Pazar
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

Hayvancılık  politikasına ilişkin tartışma sürüyor. "Hayvancılık politikasının çöküşü" başlıklı yazımıza ilişkin Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği'nden gelen açıklamanın geniş özetini Salı günü "En büyük çiftçi kuruluşu ithalatçı olur mu?" başlığı ile yayınladık. (İki yazıyı da www.tarimdunyasi.net adresinden okuyabilirsiniz.)

Hayvan ithalatını savunan ve ithalat için çalışmalarını sürdüren Tarım Kredi'ye ve Tarım Bakanlığı'nın hayvancılık politikasına ciddi eleştiriler var. Telefonla görüşlerini bildiren, e-posta ve yazılı olarak ileten pek çok okurumuz oldu. Hayvancılık politikasına ve ithalat tartışmasına katkı sağlayacağına inandığımız üç okurumuzun görüşünü paylaşıyoruz.

Doç. Dr. Ömer Tömek: "Ürün fiyatlarının düşmesi nedeni ile üreticiler zarar ederken Tarım Kredi neredeydi. Tarım Kredi en büyük çiftçi örgütüdür. Ancak, üretime ve ürün değerlendirmeye yönelik hiçbir girişimi yoktur. Sadece çiftçiye kredili mal tedariki yapmaktadır.

Gerçekten 90'lı yıllarda hayvan ithal edip çiftçilere dağıtan firmalardan birisi de Tarım Kredi'nin firmasıdır. Söz konusu ithalatın Türk hayvancılığında nasıl bir çöküntü meydana getirdiği herhalde unutulmamış olmalıdır. Bazı çiftçiler hayvan istiyor diye ithalat da yapılmaz. Fiyatlar yeniden düşer ve daha da fazla hayvan kaybedersek neler olacağını düşünmeksizin bazı girişimlerde bulunmak çok yersizdir. Hele bunu çiftçinin çıkarı varmış gibi göstermek ise tam bir aldatmacadır.

Hayvan, Türkiye'de vardır. Sadece artan ürün fiyatlarına paralel olarak hayvan fiyatı artmıştır. İşletmesini kuran 100 ve üzeri sağmal kapasiteli olan herkes hayvan ithal edebilmektedir. Hayvan ticareti yasaktır. Bu böyle devam etmeli, hatta geçici ithal izni bile, toplamı belirli bir hayvan sayısı ile sınırlı kalmalıdır.

Tarım Kredi hayırlı bir iş yapmak istiyor ise, sütü değerlendirmede yer almalı, koruyucu bir fiyat oluşturarak üreticinin zararına satış yapmasını engellemelidir. Yani satıcı değil, alıcı da olmalıdır."

Ali Şükrü Tunçel: "Tarımsal üretimde teşvik ve desteklerin yerinde ve yeterli olmayışı, bir çok üründe olduğu gibi büyük ve küçükbaş hayvancılıkta da büyük oranda üretim kaybına neden olmuştur. İthalat ise bu günü kurtarayım derken yarınları öldürmektir. İthali yapılan her üründe, kendi üreticilerimizden sakındığımız milyonlarca dolar, yabancı ülke üreticilerine destek olarak gitmektedir. Büyükbaş- küçükbaş deyip kısaltmalarla geçiştiriyoruz..Fakat ülkemizde tiftik keçisi ve manda(camız) nesli tükenmek üzere. Hayvancılığımızı üretken hale getirme çabalarını hızlandırırken, lütfen ülkemize has özel türleri de unutmayalım."

Nazlı Bilgili:  "Vay anam vay, vay ki vay. 2002 yılından beri koyuncular zarar üstüne zarar yaptı, hayvanlara bakacak halleri kalmadı. Yok fiyatına hayvanlarını satmak zorunda kaldılar. Et ve süt fiyatları tabana vurdu. Kimsenin umurunda değildi. Günü yaşayan siyasetçiler ve vurdum duymaz bürokratlar göbeklerini kaşımaktan başka bir şey yapmadılar.

Memlekette hayvan kalmadı, durum tersine döndü. Köyler boşaldı, koyun sürüleri azaldı. Büyükbaş hayvancılıkta da benzer şeyler oldu.

Et ve süt fiyatları fırladı. Neden hayvan yok. Hayvan fiyatları geçen yılın 2-3 katı, buna rağmen hayvan yok. İşletme kurmak isteyenler fellik fellik hayvan arıyor, ama yok, yok kardeşim.

Çiftçinin hayvanları kesime giderken, işletmeler bir bir çökerken durumu görmeyen, göremeyen ya da görmek istemeyenlere ve gerekli tedbirleri almayanlara yazıklar olsun. Rüzgara göre yelken açıyorlar, laf üretiyorlar. Laf değil bize sonuç lazım. Yaptığınız iş ortada.

Hayvan kalmayınca Tarım Bakanlığı bir sürü yasaklar koydu. Yok efendim 18 kg altındaki kuzuları kesmeyin, falan filan. Felaket kapıyı çalınca akılları başlarına geliyor. Bu zamana kadar nerdeydiniz beyler? Rahat koltuklarınızda uyuklamayla, geyik muhabbetleriyle mi meşguldünüz? Gidişatı siz görmeyecekseniz kim görecek, siz niye o makamlardasınız, ne işe yarıyorsunuz? Sizin rahatınız iyi olabilir, ama çiftçiler olarak bizim iyi değil. Yıllarca emek verip, yatırım yapıp, yemeyip içmeyip iyi kötü bir şeyler yapıyoruz, sonra öngörüsüz beceriksiz siyasetçilerin, bürokratların kurbanı oluyoruz. Onlar yine yerinde, devletin imkanlarıyla yollarına devam. Biz iyi değiliz. Elinde malı olanlar bu ara iyi. Bizler dayanamadık geçen yıl ne var ne yok sattık, dayanacak halimiz kalmadı. Etin fiyatı, sütün fiyatı aldı başını gidiyor. Bize de yazık, eti sütü yüksek fiyatla yiyen tüketiciye de yazık. Bu memlekette beceriksiz idareciler hiç bedel ödemeyecek mi, bedel neden hep vatandaşa ödettiriliyor, devlete ödettiriliyor?

Bu tartışmayı başlatan ilk yazıdaki görüşümüzü tekrarlamakta yarar var.  Hayvancılıkta üreticiden tüketiciye kadar uzanan zincirde hiç kimse memnun değil. Sektör kan kaybediyor. İthalatın çözüm olmadığını geçmişteki deneyimler gösterdi. Bunu görmemek körlüktür. Yapılması gereken, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın sektörün tüm kesimlerinin görüşleri doğrultusunda kısa, orta ve uzun vadeli stratejisi olan bir hayvancılık politikasını acilen belirleyerek uygulamaya koymasıdır.

 

Ali Ekber YILDIRIM

http://www.dunyagazetesi.com.tr/

Ekleme Tarihi
28.01.2010
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız