Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 11 Ocak 2025 Cumartesi
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler


Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, 2 yıl önce Dünya Ekonomik Forumu DEF’in 100 kişilik Uluslararası İş Konseyi’ne seçilmişti. Sabancı, Konsey’in ilk ve tek Türk üyesi.


Konsey her yıl, küresel iş dünyası açısından en hayati sorunu belirleyip dünya kamuoyunun gündemine sunuyor. Bu yılki Konsey toplantısına Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Başkanı Juan Somavia davet edildi; çünkü küresel iş dünyasının en tepesindeki 100 kişi için, önümüzdeki dönemin en yakıcı sorunu işsizlik olarak belirlenmişti.
Toplantının sonuçlarını, karlar altındaki Davos sokaklarında karşılaştığım Sabancı’ya sordum: “İşsizlikle mücadele için yeni bir istihdam modeli geliştirilmesinin şart olduğu konusunda
görüş birliğine vardık” dedi ve ekledi:
Sabancı diyor ki:
“Bu yıl dünya ekonomisi büyüyecek, ama bu büyüme küresel kriz sonrasında hızla yükselen işsizlik oranlarına olumlu katkı yapmayacak. Önümüzdeki yıllarda da, ekonomik büyümenin eskisi gibi istihdam yaratamayacağı biliniyor. Bir yanda kalifiye işler için eleman bulunamıyor; diğer yanda yüzmilyonlar iş arıyor. Bu 2 gerçeği birbiriyle buluşturacak yeni bir modele ihtiyaç var. Başta eğitim (hem okul, hem okul sonrası ve işyeri) olmak üzere pek çok alanda mevcut sistemlerin hızla yenilenmesi gerektiğinde mutabık kaldık.”
Küresel kriz sonrasında dünyayı kasıp kavuran işsizlik, bu yılki Davos oturumlarında en sık karşımıza çıkan konu başlıklarından biri. Mesela aklımda kalan oturumlardan birkaçı şöyle:
- 2010’da işsizlik, geride bıraktığımız 10 yılın yeni rekorlarını kıracak; bunun sonucu olarak gelişmekte olan ülkelerde 200 milyon işçi açlık sınırına itilebilir. Bu ülkelere, sosyal sigorta sistemlerini geliştirmeleri ve yeni iş yaratma kapasitesini artırabilmeleri için nasıl
destek verilebilir? 
- İşsizlik oranları artmaya devam ederken, hâlâ Amerika’da 2.6 milyon, Avrupa’da ise 4 milyon pozisyon için eleman açığı var; ihtiyaç duyulan kalifiye eleman açığı ne tür önlemlerle giderilebilir?

Somavia ile sohbet
Sabancı’dan bu bilgileri aldıktan sonra dün Kongre Merkezi’nde ILO Başkanı’nı yakalayıp soru yağmuruna tuttum. Somavia, Batılı seçkinlerin bir anda gözdesi olmaktan şikâyetçi görünmüyor. Konusuna fevkalade hâkim. Beyaz saçları-sakalları, ses tonu, gözlüğü ve konuşma üslubuyla “Bu adam bu işin ilmini yapmış” dedirtiyor.
ILO Başkanı, dünya ekonomisindeki canlanmayı kalıcı buluyor mu? Somavia alaycı bir gülümsemeyle yanıtlıyor bu sorumu:
“Ekonomi canlanıyor diyorlar. Devletler kesenin ağzını açtılar. Bankalar kurtarıldı. Borsalar yükseldi. Kârlar geri geldi. Kriz geride kaldı diye şampanyalar patlatılırken, ‘işçi aileleri de zaten aşağı-yukarı hep bu koşullar altında yaşıyordu’ diyorlar. Ama bu kez durum farklı. Ekonomiler büyüse de işsizlikte 2014-15’e kadar düzelme olmayacak. İstihdam artmadan, çalışanlar yeniden harcamaya başlamadan, dünya ekonomisinde kalıcı bir toparlanmadan söz edilemez. Kitleler harcama yapacak ki, ekonominin çarkları dönebilsin.”

Korumacılık tehlikesi
Kriz sonrasında dünyada, sadece kayıt altındaki çalışanlardan 34 milyon kişinin işten çıkarıldığına, bu yıl bu rakamın 50 milyona ulaşabileceğine, gerçek rakamın ise çok daha yüksek olduğuna dikkat çeken Somavia, “Ekonomi düzelsin de istihdam açılsın diye beklemek yerine ivedilikle yeni istihdam yaratma süreçleri başlatılmalı. Her ülke kendi önceliklerine göre çıkış aramalı. Mesela Brezilya’da geçen yıl büyüme ekside seyrediyordu; Lula asgari ücreti artırınca halk harcamasını kısmadı ve yıl sonunu
% 1’lik büyümeyle kapatmayı başardılar.”
Somavia’nın bir diğer önemli mesajı da korumacılıkla ilgili; eğer istihdam sorunu çözülemezse, tüm dünyada korumacılığın artacağından endişe ediyor: “Ülkeler kendi iç istikrarları açısından korumacılığa sarılabilirler, ama bunun sonucu küresel düzeyde daha az ticaret, daha az büyüme, daha az istihdam demektir.”
Ve ILO Başkanı’ndan son söz: “Büyüme deyince finansal büyümeye çok fazla odaklandık. Ülkelerin performanslarını ölçmede enflasyon, büyüme, cari dengeler gibi makro ekonomik göstergelere mutlaka işsizlik oranları da ilave edilmeli.”

 

Meral Tamer

http://www.milliyet.com.tr/

Ekleme Tarihi
30.01.2010
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız