Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 11 Ocak 2025 Cumartesi
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

Türkiye ekonomisinde üretimin kabaca yüzde altmışı hizmetler kesiminde (ticaret, mali hizmetler vb) yüzde ondan azı tarım kesiminde, inşaat sanayisini de katarak aldığımızda yüzde otuzdan biraz fazlası sanayi kesiminde gerçekleştiriliyor.

Böyle baktığımızda üretimin asıl olarak hizmetler kesiminden kaynaklandığını düşünebiliriz. Oysa durum tam öyle değil. Hizmetler kesiminin bir üretim yapabilmesi için öteki iki sektörün üretim yapması gerekiyor. Bir başka ifadeyle bir hizmet sunulabilmesi için o hizmeti talep edecek bir faaliyet gerekiyor. Tarım kesiminin buradaki etkisi üretimdeki payının yüzde onun altında olması nedeniyle sınırlı. Bu durumda Türkiye ekonomisinin büyümesi için sanayi kesiminin üretimi önem kazanıyor. Eğer sanayi kesimi üretimi büyüyorsa buradan kaynaklanan talep artışıyla ticaret kesiminin, taşımacılık kesiminin, mali kesimin üretimine olan talep artacak ve dolayısıyla hizmetler kesiminin de üretimi artacak demektir.
Buraya kadar özetlediğim durumun ekonomideki sayısal yansımasını görebilmek için bu yılın ilk üretim verilerine bakmamız gerekiyor. Aşağıdaki tabloda 2009 yılının Aralık ayından itibaren sanayi üretim endeksi ve imalat sanayisinde kapasite kullanım oranlarını sunuyorum. Aralık ayını yalnızca devamlılığı göstermesi için buraya aldım. Yoksa o aydaki artışın katkısı bu yıla değil geçen yıla yansımış bulunuyor. 
Tablo bize sanayi üretiminde son üç ayda önemli bir artış olduğunu gösteriyor. 2009 yılının Ocak ayında sanayi üretim endeksi değişimi eksi 21.4, Şubat ayında ise eksi 23.8 idi. Dolayısıyla bu yılın ilk iki ayındaki artışta baz etkisinin yüksek olduğunu vurgulamamız gerekiyor. Aynı etkinin Mart ayında da görüleceğini söyleyebiliriz, çünkü geçen yılın Mart ayında sanayi üretim endeksi değişimi eksi 20.9 idi.      
Buraya kadarki görünüm Türkiye’nin krizden çıkmaya başladığını ortaya koyuyor. Bunun tereddüt yaratan tek tarafı imalat sanayisinde kapasite kullanım oranının değişmeden kalmış görünmesi. Eğer kapasite kullanım oranı da artış eğilimi içinde olsaydı o zaman bu toparlanmanın hem daha yerleşmeye başlamış bir toparlanma olduğunu hem de geleceğe doğru taşınan bir toparlanma olduğunu söylememiz mümkün olacaktı. 
İlk iki aya ilişkin sanayi üretim verilerini, otomotiv sektörünün yükselen üretim ve satış verileri, ithalattaki artış, KDV ve ÖTV tahsilâtındaki artışla birlikte ele aldığımızda ilk çeyrek büyümesinin gerçekten de iki haneli çıkması olasılığının yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Ne var ki kapasite kullanımındaki sabitleşme eğilimine bakınca henüz bu büyümenin sonraki çeyreklerde aynı biçimde devam edebileceğini söyleyebilecek durumda değiliz.
Sanayi üretimindeki bu artış Türkiye’nin krizden çıkmaya başladığı anlamına gelir mi? Bence gelir. Eğer olağanüstü gelişmeler ortaya çıkmazsa sanayideki bu üretim artışı hizmetler kesimindeki artışı da uyaracak ve Türkiye ekonomisi geçen yıldaki hızlı düşüşün tam tersine bu yıl hızlı bir çıkış yaşayacak gibi görünüyor. Türkiye ekonomisinin iniş ve çıkışları genellikle böyle hızlı ve sert oluyor. 2009 yılında yüzde 4.7 oranında küçülen ekonominin bu yıl yüzde 5 ile hatta daha hızlı büyümesi artık normal beklenti halini aldı.

 

Mahfi Eğilmez

http://www.radikal.com.tr/

Ekleme Tarihi
13.04.2010
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız