Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 11 Mayıs 2024 Cumartesi
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

Artan et fiyatlarını dizginlemek, aşağı çekebilmek için hükümet et ithalatına karar verdi.

Dün daha önce yapılıp iptal edilen iki ihaleden sonra üçüncü ihale yapıldı. 8 bin tonluk kasaplık hayvan ithalatını öngören bu ihale, sadece ABD, Brezilya, Uruguay, Arjantin, İzlanda, Norveç, Estonya, Litvanya, Letonya ve Macaristan'dan hayvan alımını öngörüyordu.

Yani, bize oldukça uzak memleketlerden gelecek hayvanlar. Bunlara alternatif olabilecek ama bugüne kadar hiç gündeme gelmeyen yakın bir kaynak daha var aslında. Hafta başında, İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Murat Yalçıntaş ve beraberindeki heyetle bu bölgedeydik.

Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Atina ziyaretinin hemen ardından gerçekleşen İTO'nun Batı Trakya ziyareti oldukça verimliydi. Gümülcine, İskeçe ve bazı Türk köyleri dolaşıldı, çok sayıda görüşme gerçekleştirildi, iş bağlantıları kuruldu.

Gördük ki, Batı Trakya, Türkiye ile Yunanistan arasında bugün kadar işletilememiş çok önemli bir köprü. Hem fiziki, hem manevi anlamda.

Ne yazık ki, ilişkiler Yunan bürokrasisinin tutumu sebebiyle gelişememiş. Fazla söze hacet yok. Bu durum, iki ülke arasındaki doğrudan yatırım sayılarında bile kendini gösteriyor. Bu satırları yazarken, Türkiye 500 şubesiyle üç Türk bankasının Yunan sermayesine satışına onay vermesine rağmen, açacağı iki şube için Ziraat Bankası'na çıkarılan zorlukları hatırlıyorum. Türkiye'de şu an 350'yi aşkın Yunan firması faaliyette. En büyükleri de Finansbank ve Tekfenbank. Yunanistan'daki Türk şirketi sayısı ise sadece 10.

Kriz sonrasında Yunanistan'daki resmi yaklaşımın değişmesi, Türkiye ile iş yapmak, Türkiye'den yatırım çekmek isteyen işadamı ve bazı yöneticileri memnun etmiş.

İTO Başkanı Murat Yalçıntaş, "Kriz Yunanistan'da bakış açılarını değiştirdi. Bunu önemli bir fırsat olarak görüyoruz. Bu değişimi birlikte yeni yatırımlara dönüştürebiliriz. Biz zaten her zaman buna hazırdık." derken İTO heyetini bölgelerine davet eden Rodop Ticaret ve Sanayi Odası'nın Başkanı Angelidis Nikolas da ilginç bir tespitte bulunuyor: "Ne Türk halkı Yunanistan'dan, ne de Yunan halkı Türkiye'den korkuyor. Sadece iki ülkenin barışmasından korkanlar var."

Nikolas, krizden sağlıklı bir şekilde çıkılabilmesi için Yunanistan'ın devlet memurları ülkesi olmaktan çıkıp işadamları devletine dönüşmesi gerektiğini söylüyor. Bunun da sadece yerli yatırımlarla değil, yabancı yatırımlarla olabileceğini, yakın komşuları tercih etmeninse elzem olduğunu belirtiyor.

Batı Trakya, Yunanistan'ın en geri kalmış bölgesi. Sanayi yok. Kirlenmemiş havaya, toprağa ve suya sahip. Ekonomi, tarım ve hayvancılığa dayalı. Türk azınlığın yüzde 80'inin geçim kaynağı da tarım ve hayvancılık. İTO Başkanı Yalçıntaş, bölgenin organik tarım ve hayvancılık potansiyeline dikkat çekerek, bu alanda verimli işbirlikleri kurulabileceğini, canlı hayvan ve et ithalatı yapılabileceğini söylüyor. Elbette her alanda işbirliği mümkün ama bu sektör öne çıkıyor.

EBK'nın gerekli araştırmaları yaptıktan sonra yeni ihalelerde, Batı Trakya bölgesinden de et ithalatına izin vermesi mümkün. Asıl işi hayvan tüccarlığı olan ve 1999'dan bu yana İstikbal'in Yunanistan'daki distribütörlüğünü de yürüten Hüseyin Bandak, fiyatların cazip olduğunu, Türkiye'ye et ya da hayvan ihraç edebileceklerini belirtiyor. Geziye katılan R&B et lokantaları zincirinin sahibi ve Tüm Restoranlar, Lokantalar ve Tedarikçiler Derneği (TÜRES) başkanı olan Ramazan Bingöl ise, "Ben kendi lokantalarımda ithal et kullanmam ama Batı Trakya'dan geleni kullanırım." diyor.

Öğrendiğimize göre, eğer Başbakan Tayyip Erdoğan'ın programı uysaydı Atina'dan Batı Trakya'ya geçecek, burada hayvancılıkta işbirliği konusunu da konuşacaktı. Fakat olmamış, Başbakan'ın gitmesini istediği Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'a da Yunan yetkililer "programda yok, sıkıntı oluşturur" gerekçesiyle müsaade etmemiş.

Ekonomik ilişkilerde yıllar önce kapılarını açan Türkiye, Yunanistan'ın kriz günlerinde her alanda yeni bir açılım başlatmış bulunuyor. Anlaşılıyor ki, bu açılımın başarısı Yunanistan iş dünyasının olumlu mesajlarına rağmen Yunan hükümetinin bürokrasiyi nasıl işleteceğiyle doğrudan alakalı. Korkulara değil, ekonomik ve bölgesel gerçeklere göre hareket edildiği takdirde bundan iki ülkenin de fayda göreceği muhakkak. Ama esas faydayı zor bir dönemden geçen Yunanistan'ın göreceğini de belirtmek gerekiyor.

 

zaman.com.tr

Ekleme Tarihi
21.05.2010
Ekleyen Kişi
Kemal Erdoğan

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız