Açıklanan aralık ayı dış ticaret verileri geçen yıla göre ihracatta yüzde 21, ithalatta ise yüzde 31 gerileme gösteriyor. Açıklanan TİM verilerine göre ise ocak ayı ihracatındaki gerileme daha da vahim, yüzde 28.2 düşüşe işaret ediyor. Tahmin ettiğimiz gibi dünyada yaşanan son gelişmeler 2009'a gelmeden ihracatı ve üretimi vurmuş gözüküyor. Bu düşüşler Türkiye'nin 2008'in son çeyreğinden itibaren resesyona girdiğini teyit eder nitelikte.
Rakamların detayları şöyle:
- Yıllık ihracat yüzde 23 artarken, ithalattaki artış yüzde 19'da kaldı. Bunun sonucunda oluşan yıllık dış ticaret açığı 69.8 milyar dolar ise geçen yılki rakamın yüzde 11 üzerinde gerçekleşti.
- Aralık ayında ihracatın gerilemesinin en önemli nedeni son yılların ihracat şampiyonu otomotiv ihracatında yaşanan yüzde 50'lik düşüş. Bu rakama rağmen yıllık otomotiv ihracatı halen geçen yılın yüzde 15 üzerinde. Başlıca sektörlerin performansının hemen tümü kötü gözüküyor. Bunun nedeni ise dünyada hızla daralan talep olarak ortaya çıkmakta.
- İthalat tarafında ise aralık ayında en önemli kalem olan petrol ve diğer yakıtlar kaleminde yüzde 20 düşüş var bir önceki yıla göre. Ancak yüksek petrol fiyatları yıl genelinde bu kalemde ithalatın yüzde 42 artmasına neden olmuş. Ve bu kalem 2008 ithalatının dörtte birini oluşturuyor. Otomotiv ve makine-teçhizat ithalatında yaşanan yüzde 40, demir-çelik ithalatında ise yüzde 45 gerilemeler ise ekonomik aktivitedeki ve tüketici güvenindeki hızlı çöküşün habercisi.
- İthalatta ara mallarında yüzde 30.5, sermaye mallarında ise yüzde 32.4'lük gerileme petrol ithalatından ötede bir sorun olduğunun başlıca göstergesi. Sanayiciler yatırım planlarını hızla gözden geçiriyor ve üretim planlarında önemli yer tutan ara malları ithalatında ise hız bir şekilde indirime gidiyorlar. Üretime verilen aralar ve stokları eritme planları rakamlara bu şekilde yansıyor.
İhracatta son yıllarda lokomotif sektör haline gelen otomotiv sektörünün performansı özellikle üzerinde durmaya değer. Türkiye, son yıllarda yaşadığı yapısal değişiklikle hem otomotiv ihracatında önemli bir atak yaparken, ithalattada avrupa ve dünya için önemli bir pazar haline geldiği bir süreçten geçmişti. İhracatta otomotivin ağırlığı yüzde 5'ten, yüzde 15'e, ithalatta ise yüzde 6.5'a yükselmişti. Bu sektörde hem iç hem de dış piyasada yaşanan talep azalışının hem otomotiv sektörüne, hem de yan sanayide çalışan ve ara malı üreten bir çok sektörde olumsuz etkiler yapması bekleniyor. Üretime verilen aralar özellikle istihdam açısından ciddi endişeler yaratıyor. Dünyada ABD başta olmak üzere otomotiv sektörünü canlandırmak için alınacak önlemler tartışılırken, ve ne yazık ki pek de olumlu bir adım atılamamışken, Türkiye'de bugüne kadar açıklanan önlemlerde de çok fazla bir mesafe katedilmediği gözleniyor. Otomotiv şirketleri piyasadaki gelişmeleri, ekonomi yönetimine göre daha iyi koklayıp önlemler almakta daha öncü davrandılar. Ancak bu sürecin uzaması, istihdamda kayıplara da yol açabilir. Otomotiv sektörü ve Türkiye için asıl önemli tehlike budur!
Oğuz Büktel
dunyagazetesi.com.tr |