Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 11 Ocak 2025 Cumartesi
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

AB’nin sürdürdüğü krizden çıkış ve 2020 hedefine dönük yeni vizyon çalışmalarına Türkiye’nin aktif katılımını isteyen ve bunun hayati öneme sahip olduğunu belirten başlıktaki bu sözler; Türk Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Ümit Boyner’e ait.

Geçen hafta iki gün boyunca Boyner ve TÜSİAD Heyeti ile birlikte Brüksel’deydim. Orada konuşulanlar ya da Boyner’le yaptığım AB sohbetinden önce, genel olarak edindiğim izlenimi aktarmak istiyorum. Her şeyden önce, TÜSİAD’ın AB hedefi konusunda evvelden beri gösterdiği çabaların Boyner tarafından samimi olarak yeniden canlandırılmasına çalışıldığını gözledim. Çünkü Boyner, bazı konuşmalarında da söylediği gibi; AB’ye, Türkiye’nin de içinde bulunması gereken bir değerler bütünü olarak bakıyor. Bu bütün içinde yüksek insan hakları standartları, çağdaş demokratik kriterler, kurallı sağlıklı piyasa ekonomisi kuralları da var.. Başka bir deyişle, Türkiye’nin eksen tartışmaları yaşadığı bugün, AB hedefi belki her zamankinden çok daha fazla önem kazanıyor. AB ile bütünleşme çabalarının bir süredir gevşediği kesin. Bu gevşemede AB’nin ve Türkiye’nin karşılıklı ihmalleri var. Bu arada Hükümetin AB kurallarını bazen işine geldiği gibi çarpıtarak içeriye yansıttığı, bunu zaman zaman bir siyasi malzeme olarak kullandığı, AB organlarının bu çarpıtmalara ses çıkarmaması nedeniyle AB’ye bakışın kamuoyunda olumsuz etkilendiği de ortada...

Bunlar, Brüksel’de edindiğim izlenimlerle birlikte yaptığım şahsi değerlendirmem.

AB yaşadığı ekonomik krizle birlikte çok büyük bir ekonomik sıkıntının içinde ve böyle bir dönemde, hem bu sıkıntıları aşmak için yol arıyor, hem de 2020 vizyonunu çizmeye çalışıyor. Bu nedenle daha çok içine dönmüş, kendi problemlerini çözmeye odaklanmış durumda.

İşte bu noktada TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, bir değerler bütünü olarak baktığı AB’nin kendi içinde yaptığı tartışmalara ve vizyon oluşturma çabalarına, Türkiye’nin aktif biçimde katılıp, katkı vermesi gerektiğini söylüyor. Bu katılımın hem Avrupa için yararlı olacağı görüşünde, hem de Türkiye için... Hem G-20 bazındaki çalışmalara katılmak, hem AB’nin vizyon tartışmalarına aktif olarak katılmasının, Türkiye’nin geleceğini kurmak adına yapması gereken bir çalışma olarak bakıyor ve mevcut ortamı aynı zamanda “Türkiye için bir fırsat” olarak da görüyor. Yani geleceği, çocuklarımızın geleceğini kurmak adına gerekli bir çaba...

SİYASET MALZEMESİ OLMAMALI

Boyner, Türkiye’nin 2000’li yıllarda yaptığı yapısal reformları, finans yapılanmasını dünyaya örnek olarak anlatması gerektiğini, bu konuda aktif olmanın yarar getireceğini düşünüyor.

Boyner, Brüksel’deki konuşmalarında sık sık, kriz yaşayan dünyada, daha hızlı büyüme örnekleri yaşadıkları için “otoriter kapitalist ülkelere” özenme olabileceğini, böyle bir tehlike bulunduğundan söz etti. Bu tehlikenin önlenmesi için de, AB’nin yeni vizyon ve kendi içindeki sorunları çözme çalışmalarında başarılı olmasının önemine işaret etti.

Boyner, “otoriter kapitalist ülkelere özenme” tehlikesine, açık açık Türkiye için dikkat çektiğini söylemiyor, “genel tehlike” olarak sözediyor ama durum da açık değil mi?

TÜSİAD Başkanı Boyner, Genişlemeden Sorumlu AB Komiseri Stefan Füle ile verimli bir çalışma yaptıklarını, karşılıklı olarak ilişkilerin canlandırılması için “dinamik bir çaba” gösterme kararı aldıklarını kaydederken, “gıda güvenliği” faslının son gün açılmasının iyi olduğunu ama sürecin yeterli olmadığını Füle’ye söylediklerin ifade etti. Kıbrıs konusunun sürekli engel olarak çıkarıldığını hatırlatan Boyner, 2004 yılındaki BM kararına dayanarak, AB yetkililerine “Kıbrıs’ta hukuki değil ahlaki çözüme yönelin” dediklerini de ifade etti.

Füle’nin kendilerinin yakınmalarına karşılık, “Her şeyden de bizi sorumlu tutmayın” yanıtı verdiğini kaydeden Ümit Boyner, bizim de yükümlülüklerimizi yerine getirmemiz gerektiğine işaret etti. AB’nin iç siyaset malzemesi olmaktan çıkarılmasını gerektiğini kaydeden Boyner, “Biz eğer bu kuralları kendimize koymazsak; dengeler, güçler, para kaynakları değişiyor. Bu fırtına bittikten sonra, geminin ucunu nereye çevireceğiz, onu çok iyi bilmemiz lazım” dedi.

Türkiye’nin geleceği ve AB çabalarının önemi için Boyner’e hak vermemek mümkün değil.

 

Erdal Sağlam

http://www.hurriyet.com.tr/

 

Ekleme Tarihi
05.07.2010
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız