Sebzenin ve etin en tazesi her sabah erkenden Nusa'nın mutfağına geliyor. Malzemelerin tümü olmasa da çoğunluğu organik. Koruyucuya, gıda boyasına veya lezzeti destekleyen katkı maddelerine yer yok. Deneyimli aşçılar malzemeyi Doğu'nun egzotik baharatları ile harmanlıyor. Kullandıkları tarifler benzersiz; karidesli jambalaya, limonlu ıspanaklı fasulye, yabani mantarlı şehriye... Ortaya çıkan zengin çorbanın fiyatı 3.75 İngiliz Sterlini'nden başlıyor. Mönü sekiz çeşit çorba içeriyor ve her gün değişiyor. Çorba çeşitlerinin hemen yanında, seçimi kolaylaştıran harfler yer alıyor. Vejetaryen (v), glutensiz (gf), laktozsuz (lf) ve düşük kalorili (s) kuyrukta bekleyen çorba-severlerin kararlarını kolay vermelerini sağlıyor. İşini çorba üzerine kuran bir restoran için öğle saatleri çok değerli, servis çok hızlı olmak zorunda!

Başarı söz konusu olduğunda tasarıma değinmeden geçmek mümkün değil... Nusa'nın sahibi Mark Cox, 2006 kışında sadık müşterilerinin sayısını artırmak üzere bir dizi özel bardak yaratmaya karar verdi. Tabii bu bardakların markanın özündeki doğallığı ve samimiyeti yansıtması, farklılığını anlatması gerekiyordu. Böylece el örgüsü desenli, ‘Handmade by Nusa' mesajlı büyük çorba bardaklar tasarladı. Bardaklar ilk kez Aralık 2006-Şubat 2007 döneminde kullanıldı. Satış daha ilk aydan bir önceki yıla göre yüzde 26 artış gösterdi. Kampanya, 2008 yılında Design Council ödülüne layık görüldü. Özel kış bardakları Nusa'nın işinin vazgeçilmez bir parçası olmaya devam ediyor. Londra'nın doğusundaki bir caddede, elinde örgü desenli büyük bir karton bardak ile yürüyen şehirlinin çorbasını nereden aldığını tahmin etmek artık hiç zor değil.

Nusa'da çorbaya da işin özüne de su katılmıyor. İlki kolay, ikincisi zor... Daha fazla insanın ‘arada bir tercihi' olmaktansa küçük bir kitlenin sadakatla bağlandığı seçenek olmak, odaklanmayı gerektiriyor. Nusa ve odaklanma cesareti gösteren benzer şirketler önce kendi özlerine sadık kalarak sadık müşteriler yaratıyor.

Zeynep Arhon

http://www.referansgazetesi.com/