Birbirinden farklı gibi görünen ama birbiriyle had safhada ilintili olan iki seyahat.
Cumhurbaşkanı Gül, 12-15 Şubat tarihleri arasında kalabalık işadamı grubuyla Rusya Federasyonu'nu ziyaret edecek. Bu seyahatten kısa bir süre sonra (23-26 Şubat) Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen yine kalabalık bir işadamı grubu ile Gürcistan'a gidecek.
Cumhurbaşkanının ziyareti tabii devletin başı olması nedeniyle resmi nitelik taşıyor. Bu nitelik, siyasi görüşmeleri kapsarken ekonomik ve ticari ilişkiler içerisinde olan doğalgaz, Türk ihracatçılarının Rus gümrüklerinde yaşadıkları sorunları ve son zamanlarda iki ülke ticaretine hız verebilmek amacıyla ticarette ruble kullanılması konularını ve Rusya'da tıkanan ödemeleri de içerecek.
Tüzmen'in, Gürcistan ziyareti ise "komşu ülkelerle ticaretin artırılması stratejisi"nden yola çıkılmış ve birçok sektörü içeren ticaret heyeti programı.
Rus-Gürcü ilişkileri malum. Rusya'nın önemli askeri üsleri halen Gürcistan topraklarında. Rusya'nın kontrol ettiği bazı önemli petrol ve doğalgaz boru hatları Gürcistan topraklarından geçiyor. Gürcistan NATO ve AB gibi Batılı kurumlarla flört ediyor. Biriken stres önce Rusya-Ermenistan petrol ve doğalgaz boru hatlarının sınıra yakın bir yerde tahribi, Rusya'dan Gürcistan'a elektrik taşıyan hatların sabotaj ile kullanım dışı bırakılması, Rusya'nın Gürcistan'dan şarap ve maden suyu alımlarını durdurması ve Gürcistan'a vize uygulamaya başlaması gibi karşılıklı çıkışlarla doruğa çıkınca Gürcistan, ABD'nin gazı ile Rusya'ya kafa tutmuş ve Rus orduları da Gürcistan'ın nerede ise yarısını işgal etmişti.
Bu işgalde, Rusya Federasyonu, Gürcistan ve ABD doğrudan muhatap ülkelerdi. Ancak Rusya Federasyonu yetkilileri bu savaşta Türkiye'ye de fatura çıkararak tavır koydular. Rus iddialarına göre Türkiye Türk gemileri ve kamyonlarıyla Gürcistan'a ABD silahlarını taşıyor ve siyasi destek veriyordu. Üstelik Rusya Federasyonu, 2004 yılındaki Osetya'daki okul baskını sonrasında da Türkiye'nin Oset teröristlere destek verdiği iddialarında bulunmuştu.
Rusya Federasyonu, 2004 yılındaki Osetya baskınının hemen ardından Türk ihraç ürünlerini "kontrol edeceğim" bahanesiyle Rus gümrüklerinde uzun süreli bekletmelere alarak bir çeşit tarife dışı engel uygulamaya başlamıştı. Rusya aynı tavrı geçen sene Rus-Gürcü savaşına denk gelen günlerde yineledi ve Türk ihraç ürünlerini taşıyan binlerce Türk kamyonu yine "kontrol edeceğim" bahanesiyle Rus gümrük kapılarında bekletilmeye başlandı ve bazı gıda ürünlerimiz "Rus sağlık kodeksine uymuyor" bahanesiyle Rusya'ya sokulmadılar.
Rusya'nın bu tavrı, Türkiye'nin Gürcistan politikasına karşı uygulanmış gizli ve siyasi tepkiydi. Siyasi tavrı gizliydi ama alenen ortaya koyulan bir başka tavrı daha vardı. Rus yetkililer işin siyasi yanını usta bir manevra ile zaman içerisinde halledilmek üzere şimdilik siyaset buzluğuna koymuşlar ve "Tarife Dışı Engel" dediğimiz ticari kandırmaca ile ürünlerimizi Rusya'ya sokmayarak faturayı önce ihracatçılarımıza sonra da Türk ekonomisine çıkarmışlardı.
Cumhurbaşkanı Gül, yarın beraberindeki çok sayıdaki işadamı ile Rusya-Gürcistan-Türkiye üçgeninde böylesi karmaşık ilişkiler içerisine girilmiş Rusya Federasyonu'nu ziyarete gidiyor. Bu ziyarette elbette siyasi anlamda Rus-Türk ilişkileri görüşülürken, ticari anlamda da doğalgaz konusu, Rus gümrüklerinde aylardır bekleyen Türk kamyonlarının sorunları, standartlarına uymadığı söylenen Türk tarım ürünlerinin iadesi, ihracatçılarımıza yapılmayan ödemeler ve Rusya ile ruble ticareti gibi konular gündeme gelecek.
Gelecek ama Rus tarafı tüm bu görüşmelere Rus-Türk ve Gürcistan penceresinden yaklaşacak ve cevapları siyasi değil, fakat ticari kandırmaca sınırlarında olacak.
İşte böylesi hassas ve önemli konuları halletmeye yönelik bir ziyaretin hemen 8 gün sonrasında Tüzmen ve beraberindeki işadamlarının "kör gözüm parmağına" benzerindeki, dış politikada taktik beceri içermeyen Gürcistan seyahatleri ne iş?
Yıllardır, "Dış siyaset ve dış ticaret iç içe girsin, siyasetle ticaret dirsek temasıyla yürütülsün ama Türkiye bunu asla beceremiyor" şeklinde yazmaktan ellerim nasır tuttu.
Başbakan tarafından Ortadoğu'da uygulanan dış siyasetimiz ortamı "zücaciye dükkânına girmiş filden beter etmişken" Cumhurbaşkanı'nın Rusya'ya önemli ziyaretinin hemen arkasından Tüzmen'in Gürcistan ziyareti planlanmamalı ve ileri bir tarihe atılmalıydı.
Bu iki seyahat, dış ticaret hacmimizin 32 milyar dolar olduğu Rusya ayağı ile doğru, sadece 1.5 milyar dolar dış ticaret hacmi olan Gürcistan ayağı ile zamanlama açısından külliyen yanlış bir dış siyaset ve dış ticaret politikası oldu ve Cumhurbaşkanı'nın Rusya görüşmelerinde elini zayıflattı.
Şevket Sürek
referansgazetesi.com |