Geçen hafta ekonomi gündeminde buğday fiyatları bolca tartışıldı. Bu yıl buğday arzının talebi karşılamayacağı bu nedenle fiyatların beklenmeyen ölçüde yükseleceği ileri sürüldü.
Rusya'daki kuraklık ve yangınlar bu tartışmalarda heyecanı artırdı.
Dün ise buğday fiyatlarında hafif gerileme görüldü.
Anlaşıldığı kadarı ile dünyada buğday üretiminde az da olsa bir gerileme var.
Faiz oranlarının gerilemesinden, borsaların para kazandırmamasından sonra büyük fonlar emtia spekülasyonuna yöneldi. Petrol, altın derken, dünyanın her yanında büyük talebi olan bir emtia olarak buğday üzerinde oyunlar oynanmaya başlandı.
Gelişmenin bizi ilgilendiren yanı nedir?
Bizim için önemli olan içeride üretimin yeterli olup olmadığıdır. Çünkü biz sınırlı ölçüde buğday ithal ediyoruz, ihraç ediyoruz. İthalatda ağırlığı olan kaliteli buğday. İhracatta önemli olan undur.
Bu yıl üretimde hafif gerileme olsa da arzın talebi karşılayacağı anlaşılmaktadır. Ancak uzmanlar ürün kalitesinin değişik nedenlerle tatmin edici olmadığını söylemektedirler.
Üretici normal olarak buğdayını yüksek fiyatla satmak istemektedir. Tüketici için önemli olan ekmek fiyatının artmamasıdır. Bu ise buğday fiyatının sabit kalması bekleyişini ortaya çıkarmaktadır.
Buğday ürünü piyasaya çıktığında öncelikle TMO'nin alım politikası merak edilir. Buna ek olarak buğday fiyatlarının geleceğine ilişkin bekleyişlere dayalı olarak tüccarın ve un fabrikalarının stok politikaları piyasa için önem taşır.
Bu tabloda hükümetin buğday politikası ne olacaktır ? Ülkenin ağır siyaset gündeminde hükümetin üretici ve tüketici için önem taşıyan buğday konusuna vakit ayıramayacağı görülmektedir.
TMO'nun alım politikası belli olur ise, iç piyasa buna göre kendi kendine dengeye oturacaktır. Bugüne kadarki gelişmeler göstermektedir ki, piyasalar bu yıl içeride buğday fiyatlarında önemli bir artış bekleyişine girmemiş durumdadır.
Tevfik Güngör
http://www.dunyagazetesi.com.tr/