Bir görüntülü müzik dinledim geçen hafta. Çok bilinen, hatta hiç bilmeyeninin olmadığı kesin bir melodi, büyük halk ozanı Aşık Veysel ile özdeşleşmiş bir ezgi. Bu ezgiyi onlarca müzisyen solo olarak söylüyorlardı. "Uzun ince bir yola çıktıklarından ve gece gündüz gittiklerinden, gitmelerinin gerekliliğinden" bahsediyorlardı. Bunu çalgılarıyla icra edip, kendilerine özgü yorumlarıyla seslendirmişlerdi. İçtendiler, samimiydiler, önyargısızdılar, ciddi idiler, bir araya gelme nedenlerine gönülden destek veriyorlardı ve bir olmaktan mutluydular. "Doğamızı, ülkemizi korumak için birlikte topluma mesaj vermekti ve bu mücadelenin sürekliliğinin gerekliliğine vurgu yapılıyordu". Katılımcılar, katkı verenler ülkemizin her bölgesindendi, hatta komşulardan da vardı. Nereli oldukları, nereden oldukları, isimlerinin hemen altında yazıyordu (Görmek isteyenler için adres: http://www.facebook.com/video/video.php?v=419329524908).
Demir Yürek
Bir ve birlik olunca, aynı duyguları paylaşınca, samimiyetle yapınca nasıl da güzel şeyler başarılabiliyormuş, meğerse. Nerede doğduğunuz, nerede yaşadığınız, adınızın ne olduğu, renginiz, görüşünüz ne olursa olsun aynı ortak amacı paylaştığımızda, uyumlu olduğumuzda da, tek bir yürek olmak mümkünmüş,... Hem de hemen mermer gibi mozaik gibi değil, kırılıp parçalanmayacak bir demir külçesi gibi, demirden yürek gibi...
Böyle olunduğunda ne kadar çetin de olsa sorunlar karşısında BAŞARISIZ OLMAK diye bir kaygının olması mümkün değil....
30 Ağustosun mesajı
Kurtuluş Savaşı'nın sonucunu belirleyen Büyük Taarruz'un son günü yapılan Başkumandanlık Meydan Savaşı bir olmanın, birlik olmanın, ortak bir amaca inancın ürünü ve en önemli kanıtı değil midir? 1922 den beri her 30 Ağustos'ta kutladığımız Büyük Zafer Gününün verdiği mesaj "ülkeyi kurtarmak ve ilelebet yaşatmak", değil miydi? Evet öyleydi. Demek ki sihirli sözcük "Bir olmak, birlikte olmaktır".
Farklı Düşünmek BİR OLMAK İÇİN Engel Değil !
O halde bugünkü sorunların çözümünde de "Bir olmak düşüncesi" anahtar olarak kullanılmalıdır. Bunu sağlayacak olanlar bireysel olarak tüm vatandaşlardır, ancak en önemli görev yürütme erkine düşmektedir, yani hükümete düşmektedir. Ve de tabi ki muhalefete, sivil toplum kuruluşlarına ve bu ülkenin tüm kurumlarına düşmektedir.
TÜRKİYE' de herkes aynı içtenlikle ve uyumla kendini ortak hedeflere vakfettiğinde, bugün sorun diye sunulanların hepsi, rafa kalkar, ya da kendiliğinden çözülür. Sonradan yaratılmış suni sorun ve kaygıların yerini ortak gelecek düşüncesi alır... Yeter ki ortak paydada buluşma isteğinde olanların yolu açılsın, cesur yüreklerin kırılmaz ve parçalanmaz bir demir yürek gibi atmasına ortam hazırlansın... ve bu yönde ortak inisiyatif alınsın...
Uzun ince bir yolun henüz ilk yüzyılının sonundayız, dolayısıyla henüz seyahatin başındayız…
30 Ağustos Zafer Bayramımız Kutlu Olsun.
Orhan Özçatalbaş
Akdeniz Üniversitesi
07058 Antalya. "Uzun ince bir yola çıktıklarından ve gece gündüz gittiklerinden, gitmelerinin gerekliliğinden" bahsediyorlardı. Bunu çalgılarıyla icra edip, kendilerine özgü yorumlarıyla seslendirmişlerdi. İçtendiler, samimiydiler, önyargısızdılar, ciddi idiler, bir araya gelme nedenlerine gönülden destek veriyorlardı ve bir olmaktan mutluydular. "Doğamızı, ülkemizi korumak için birlikte topluma mesaj vermekti ve bu mücadelenin sürekliliğinin gerekliliğine vurgu yapılıyordu". Katılımcılar, katkı verenler ülkemizin her bölgesindendi, hatta komşulardan da vardı. Nereli oldukları, nereden oldukları, isimlerinin hemen altında yazıyordu (Görmek isteyenler için adres: http://www.facebook.com/video/video.php?v=419329524908).
Demir Yürek
Bir ve birlik olunca, aynı duyguları paylaşınca, samimiyetle yapınca nasıl da güzel şeyler başarılabiliyormuş, meğerse. Nerede doğduğunuz, nerede yaşadığınız, adınızın ne olduğu, renginiz, görüşünüz ne olursa olsun aynı ortak amacı paylaştığımızda, uyumlu olduğumuzda da, tek bir yürek olmak mümkünmüş,... Hem de hemen mermer gibi mozaik gibi değil, kırılıp parçalanmayacak bir demir külçesi gibi, demirden yürek gibi...
Böyle olunduğunda ne kadar çetin de olsa sorunlar karşısında BAŞARISIZ OLMAK diye bir kaygının olması mümkün değil....
30 Ağustosun mesajı
Kurtuluş Savaşı'nın sonucunu belirleyen Büyük Taarruz'un son günü yapılan Başkumandanlık Meydan Savaşı bir olmanın, birlik olmanın, ortak bir amaca inancın ürünü ve en önemli kanıtı değil midir? 1922 den beri her 30 Ağustos'ta kutladığımız Büyük Zafer Gününün verdiği mesaj "ülkeyi kurtarmak ve ilelebet yaşatmak", değil miydi? Evet öyleydi. Demek ki sihirli sözcük "Bir olmak, birlikte olmaktır".
Farklı Düşünmek BİR OLMAK İÇİN Engel Değil !
O halde bugünkü sorunların çözümünde de "Bir olmak düşüncesi" anahtar olarak kullanılmalıdır. Bunu sağlayacak olanlar bireysel olarak tüm vatandaşlardır, ancak en önemli görev yürütme erkine düşmektedir, yani hükümete düşmektedir. Ve de tabi ki muhalefete, sivil toplum kuruluşlarına ve bu ülkenin tüm kurumlarına düşmektedir.
TÜRKİYE' de herkes aynı içtenlikle ve uyumla kendini ortak hedeflere vakfettiğinde, bugün sorun diye sunulanların hepsi, rafa kalkar, ya da kendiliğinden çözülür. Sonradan yaratılmış suni sorun ve kaygıların yerini ortak gelecek düşüncesi alır... Yeter ki ortak paydada buluşma isteğinde olanların yolu açılsın, cesur yüreklerin kırılmaz ve parçalanmaz bir demir yürek gibi atmasına ortam hazırlansın... ve bu yönde ortak inisiyatif alınsın...
Uzun ince bir yolun henüz ilk yüzyılının sonundayız, dolayısıyla henüz seyahatin başındayız…
30 Ağustos Zafer Bayramımız Kutlu Olsun.
Orhan Özçatalbaş
Akdeniz Üniversitesi
07058 Antalya
|