Uzmanlar yeterli oranda su içenlerin daha geç yaşlandığını ve kadınların erkeklere göre daha az su tükettiğini bildirdi.
Konuyla ilgili yaptığı araştırmalarla gündem oluşturan Prof. Dr. İbrahim Adnan Saraçoğlu, cildin taze ve canlı görünmesinde, vücudun ihtiyacı olan yeterli suyun alınmasının önemine işaret etti. Saraçoğlu, "Günde en az 1 buçuk litre su içmeyi alışkanlık haline getirmek yaşlanmayı geciktirmek için en önemli etkenlerdendir. Sadece susayınca su içilir diye bir kural yoktur. İster susayın ister susamayın gün boyu en az bir buçuk litre doğal mineralli su tüketilmelidir. Özellikle yatmadan önce içilen bir
bardak doğal mineralli su vücuda sağladığı yararlar bakımından oldukça önemlidir" dedi.
Susuzluğun sadece su içerek giderilebileceğini açıklayan Prof. Dr. İbrahim Adnan Saraçoğlu suyun yerini hiçbir şeyin dolduramayacağını vurguladı. Saraçoğlu, "Bazı insanlar, susuzluklarını daha sağlıklıdır diye düşünerek bitkisel çay veya taze sıkılmış meyve sularıyla geçirmeye çalışırlar. Bu yanlış bir uygulamadır. Vücudunuzu meyve sularıyla yıkayabilir misiniz? Öyleyse susadığınızda da susuzluğunuzu sadece ve sadece doğal mineral içeren suyla gidermeniz daha doğru bir karar olacaktır. Susuzluğunuzu
suyun dışında herhangi bir içecekle karşılamaya kalkarsanız vücudunuzun su ihtiyacı kesinlikle giderilmez. Ayrıca yemeklerde su haricinde içilen tüm sıvılar açlık duygusunu daha fazla tetikleyerek yemek yerken doyma duygusunu geciktirici etki gösterir. Halbuki yemeye başlamadan önce içilen bir bardak doğal mineralli su sindirimin ön basamaklarını hızla harekete geçirir ve suyla yemeğe başlamak yemek sonrası tatlı yeme ihtiyacının giderilmesini sağlar" dedi.
Sağlıklı yaşamın, sağlığımızı korumanın ve hastalıklara karşı dirençli olabilmenin temelinde özellikle doğal mineralli su içmenin yattığını ifade eden Prof. Dr. İbrahim Adnan Saraçoğlu şunları söyledi:
"Vücudumuzun ihtiyacı olan oksijeni bir tek havadan değil sudan da alıyoruz. Hücrelerimiz tıpkı bir elektroliz reaksiyonunda olduğu gibi suyun moleküler yapısında bulunan oksijeni de kullanmaktadır. Bu bağlamda suyun vazgeçilmezliği daha da artmaktadır. Ayrıca suyun içerisinde bulunan doğal mineraller ile vücudumuzun günlük mineral ihtiyacının bir kısmını karşılamış oluruz. Doğal minerallerin içerisinde bulunan kalsiyum kemik gelişimi için en önemli faktörlerdendir. Tırnak sağlığında da bunu fark
edebiliriz tırnakların kırılması büyük oranda aldığımız su miktarına bağlıdır. Aynı şekilde yeterli su alınmadığı takdirde saçlar cansız ve mat görünür. Az su içmenin bedene verdiği diğer bir etkide selülit oluşumudur. Gereken miktardan ne kadar az su içilirse, selülit oluşumu o kadar hızlı olur."
http://www.dikkathaber.com/