Küresel iklim değişimleri konusunda gayri ciddi yaklaşımlarda bulunan çevreler için bu yılın yaz aylarında yaşanan aşırı sıcaklar ve sonrasında bu günlerde sona erecek olan sonbaharın mevsim normalleri üzerinde sıcaklıklarla geçmesi örnek olur umarım.
Daha önceki yazılarımda belirtmiştim. Ilık ve kurak bir sonbaharı yaşayacağız demiştim. Sonuçta, özellikle Çukurova ve Güney Doğu Anadolu için kurak ve ılık bir sonbahar yaşandı.
Soğuk, fakat yağışlı olmayan bir döneme girdiğimiz şu günlerde yağışlarını Avrupa ve Balkanlar üzerinde bırakan kuzeyli jetlerin soğuk hava etkisini yaşamaktayız.
Bolu ve Bursa’ya düşen yağışların kar şekline olması sevindirici olabilir. Üzücü olan tarafı yağışların devamının olmaması.
Sonbaharın başlarında bahsettiğim gibi, fırtınalı havalarla birlikte, selleri ve su baskınlarını yaşayacağız. Fakat kasım ayının ikinci yarısına kadar yağışların yüz güldürücü olamayacağı bir gerçek.
Zirai don olaylarına dikkat edilmesi, seraların bu ani hava değişimlerine hazırlıklı olması önem arz ediyor. Hasatlar ve taşımada ani hava değişimleri dikkate alınarak tedbirler alınması gerekmektedir.
Doğal afetlerin en tehlikesi kuraklıktır. Ülkemiz koşulları kuraklık etkilerinden çok fazla etkilenecektir. İklim yapısı yarı kurak olması bu etkiyi artıracaktır. Bu nedenle, su havzalarının ve tarım alanlarının korunması büyük önem arz etmektedir. Ayrıca kuraklık, ülke içinde şehir sınırlarını aşan sular ile beraber ülke sınırlarını aşan sularda da büyük sıkıntılara yol açabilecektir. Kuraklığın şiddetini gelecekte bugünkünden çok daha fazla hissedeceğiz. Bu nedenle, suyun artan önemi, suyun yönetimine, kuraklık planlarına, suyun yeniden kullanımıyla ilgili sistemlerin geliştirilmesi ve sulama tekniklerinin iyileştirilmesi çabaları yoğunluk kazanmalıdır.
Toprağa atılamayan tohuma ne demeli, ekim ayının kurak geçmesi buğday tohumlarının çiftçinin elinde kalmasına neden oldu. Ekim yapıp, tohumunun toprakta çimlendirecek yağışı bekleyen, ikinci tohumu atacak olan çiftçilerimiz bir süre daha bekleyecek.
Üreticilerin kuru alana buğday ekip sonrasında yağmur duasına çıkacağı haberlerini duyuyor olmaktayım. Bu duruma ziraat odalarının da dahil olması ne üzücü.
Durumun bilimsel tarafını güçlendirmesi gereken odaların bu konuda bilimsel verileri ön plana çıkararak üreticiye yardımcı olması gerekmez mi?
Günlük hava tahminini büyük ölçüde basından takip eden halkımıza verilen bilgiler, tarım gibi bir sektörün isteğini karşılamaktan çok uzaktır. Don riskinin çiftçiler tarafından önceden bilinmesi durumunda sebze, narenciye bahçelerinde ve seralarda ekonomik kayıpları en aza indirgeyebilecek önlemlerin alınması da mümkün.
Küresel iklim değişikliğinin tarım üzerindeki etkileri de şu an dünyada en çok araştırılan konulardan biridir. Küresel ısınmanın bitkileri nasıl etkileyeceği konusunda gelişmiş ülkelerde yapılan çalışmalarla bitkilerin ileriki yıllarda göstereceği reaksiyonlar şimdiden belirlenip ona göre tarım politikaları geliştirilmektedir.
Önümüzdeki 10 gün içerisinde beklenen yağmuru göremeyeceğimizi paylaşmaktan dolayı üzgünüm.
Çukurova Bölgesi üreticilerimize yağışların müjdesini bir hafta öncesinden Adana Haber sitesinden paylaşacağım. Lütfen sitemizi takip ediniz.