USULDENDİR, yeni yıla girerken hep büyük laflar edilir.
Hele bu yeni yıl 21. yüzyılın ikinci on yılının başlangıcı ise.
Dün takvim 1.1.2011’i gösterirken, gazetelerde daha çok Wikileaks, Facebook, Twitter gibi şeylere atıfta bulunarak yine büyük değişimlerden, dönüşümlerden söz edildi.
Facebook gibi bir fenomenin dünyada büyük fırtınalar estirdiği doğru.
Mark Zuckerberg’i “Yılın Adamı” ilan eden Time Dergisi’ne göre, 2012 yılında Facebook kullanıcılarının 1 milyarı bulacağını tahmin ediliyor.
İyi de dünya nüfusu 2011 yılı ortalarında 7 milyarı bulacak.
Demek ki, geriye kalan 6 milyar Facebook’tan habersiz hayatlarını sürdürmeye devam edecek.
Değişim derken benim basit
kriterim şu:
Sokağımın köşesinde yıllardır çiçek satan Zeynep’in hayatı ne kadar değişecek?
Henüz otuzuna bile gelmemişken dört çocuk sahibi olan, cezaevine düşen kardeşinin de üç çocuğunu himayesine alarak 9 kişiye, 20 metrekarelik konteyner bir evde bakan Zeynep’in hayatı 2011 yılında bir yıl öncesine göre daha iyi olacak mı?
DAHA ÇEVRECİ BİR TÜRKİYE
Konteyner evinde henüz su akmadığını da not edin.
Çiçek sattığında ekmeği, çayı var.
Yoksa yok.
Hadi Zeynep’i bir yana bırakın.
Zar zor okula gönderdiği çocuklarından hiç olmazsa biri örneğin Facebook ile tanışabilecek mi?
Pek sanmıyorum.
2010’un son günlerindeki bazı işaretlerden yola çıkarak benim çok daha mütevazı bir iddiam var.
2011 yılında hem dünya, hem Türkiye daha çok “çevreci” olacak.
Türkiye’den başlarsak yılı şahane iki çevre haberiyle kapattık.
Kastamonu’daki Loç Vadisindeki hidroelektrik santralı (HES) Kastamonu İl İdaresi tarafından mühürlendi.
Vadide HES’in yapılmaması için aylardır gösteri yapanlar, nöbet tutanlar nihayet amaçlarına ulaştılar.
Yılın son günü çevreciler arasındaki e-posta trafiğinde santraldeki mührün fotografı ön plandaydı.
Doğa Derneği başta çevreciler birbirlerini kutluyordu.
DENİZİ KURUTANLARI BELGELEYELİM
İkinci haber ise Çanakkale’de bir gecede 25 ton sardalya avlanmasıyla ilgiliydi.
Başlık şöyle verilmişti:
“İnsaf, bir gecede denizi kuruttu.”
Bu başlık bize denizlerimizdeki balıkların hızla tükenmesine yol açan bilinçsiz balıkçılığa karşı medya duyarlılığının giderek artmakta olduğunu gösteriyor.
Bunda “Lüferime Dokunma” kampanyasını yürüten Defne Koryürek ile “Seninki kaç cm” kampanyasıyla
dikkat çeken Greenpeace’in katkıları büyük.
2010 yılında Allianoi’yi kurtaramadık ama 2011’de HES’lerin doğayı mahvetmelerine karşı birleşenlerin sesleri daha güçlü çıkacak.
Balık kampanyaları yaygınlaşacak.
Avrupalılar ise çevreye en fazla zarar veren şeylerin başında gelen naylon poşetleri hayatlarından çıkarmak için önemli adımlar atarak girdiler 2011 yılına.
Avrupa’da en fazla naylon torba tüketiminin olduğu İtalya naylon poşet kullanımını yasakladı.
İtalyanlar bundan böyle doğada çözünebilen, kağıt ve kumaş poşetler kullanacaklar.
Fransa ise naylon poşetlere ek vergi kararını yürürlüğe sokmaya hazırlanıyor.
Ya vergiyi ödersin ya da naylon poşetten vazgeçersin.
Küçük adımlar ama yeryüzünün geleceği için önemli.
Gila Benmayor
http://www.hurriyet.com.tr/ |