Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 25 Kasım 2024 Pazartesi
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  GÜNLÜK » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

 Bir yanda Tarım Bakanlığı'nın sıfır faizli kredi teşviki ile hayvancılıkla ilgili olan olmayan çok kişi besicilik için yatırım yapıyor. Öte yandan daha önce ekonomik ölçekli besicilik işletmesi kuranlar, besicilikten vazgeçerek et ithalatına soyunuyor.

DÜNYA'da dün Ali Ekber Yıldırım'ın bu konudaki gelişmeleri değerlendiren bir yazısı yayınlandı.

İthalatın yerli üretimi nasıl canlandırdığını gösteren, ucuz et ithalatındaki gelişmeler üzerinde dikkatle durulmalıdır.

Bu gelişmeleri sadece tarım sektörü,sadece besi hayvancılığı faaliyeti çerçevesinde değerlendirmek yanlış olur. Sorun tüm üretim alanlarını, imalat sanayini de ilgilendirmektedir.

Eğer başka faaliyetlerden Türkiye yeterli döviz elde ediyor ise, tarımda da sanayide de dünya fiyatına göre yüksek maliyet ile gerçekleştirilen üretime son vermek gerekir.

Biz sadece eti yüksek fiyat ile mal etmiyoruz. Buğday, mısır da pahalı. Sanayi üretiminde iplikten, dokumaya, giyimden, ayakkabıya maliyetler yüksek.

İyi de bugünkü yapıda yıllık cari açığımız 45 milyar dolar. Eğer maliyeti yüksek her ürünü ithal eder isek dış ticaret açığımız ne olur?

Türkiye'de ekonomik ölçekli tarım işletmeleri özlemi içindeyiz. Banvit 21 bin baş hayvan ile en büyük işletmemiz. Geçen yıl 40 bin büyükbaş hayvan kesimi gerçekleştirmiş.

Onu 17 bin baş hayvan ile Saray halı ve Koç-Ata işletmeleri izliyor.

Banvit'in patronu Ömer Görener diyor ki, "Bizim karkas et maliyetimiz 15 TL. İthal etin maliyeti 10 TL. Bu durumda üretim yapmak yanlış olur. Et ithal edeceğiz."

Bütün bu gelişmelerin arkasında şehirliye düşük fiyatla et yedirme arayışı var. Fiyatı düşürmek için yerli üretimi artırmak için yerli üretimin girdi maliyetlerini aşağıya çekmek yerine ithalat kapısı açıldı.

Yerli karkas et fiyatı 18 TL'den 15 TL'ye çekildi ama, bu fiyat indirimi spekülatörlerin piyasaya mal sürmelerinden çok, ithalat karşısında paniğe kapılanların ellerindeki hayvanları kesime yollamaları sonucu gerçekleşti.

Buzağı dış piyasalarda 400 TL dolayında fiyatla satılırken, Türkiye'de 1.500 TL'ye satılıyor. Arpa, mısır, sanayi yemi fiyatları yüksek. Bu çerçevede karkas ette yerli üretim maliyetini 15 TL'nin altına çekmek imkansız görülüyor.

Sonuç gümrüksüz et ithalatı devam edecek. Özel sektöre et ithalatı izini verildiğine göre ithalat artacak.

Kurulu besi çiftlikleri yavaş yavaş stok eritecek. Önemli olan yeniden besiciliğe soyunanların durumu. Besicilikte ortaya çıkan zararlar üretimi soğutacak. Besicilik bugün ölür, yarın dirilir diyemeyiz.

Besicilik öldü mü 20-30 yıl sonra ancak tekrar dirilebilir.

Bütün bu oyunun sonunda ülke ekonomisinin kazancı nedir? Şehirlinin yiyeceği karkas etin fiyatını 18 TL dana 15 TL'ye, ithal ette 12 TL'ye çekmek mi? Bunun karşılığında kayıplar nelerdir? Büyüyen döviz faturası ve de ülke ekonomisinde önemli yeri olan besi hayvancılığının giderek yok olması

http://www.dunya.com/tevfik-gungor_18_0_yazar.html

Ekleme Tarihi
12.01.2011
Ekleyen Kişi
Kemal Erdoğan

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız