Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 25 Kasım 2024 Pazartesi
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  GÜNLÜK » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

İklim değişiklikleri bütün dünyayı etkiliyor. Her gün televizyonlarımızdan izliyoruz, kar yağdı mı tam yağıyor ve hayat felç oluyor, yağmur yağdı mı da tam yağıyor her yeri sel basıyor.

Diğer taraftan kuraklık riskini de yaz aylarında yaşıyoruz. Bu iklim değişiklikleri en çok sigorta sektörünü etkileyeceği de bir gerçek. Aslında sigorta beklenmeyen risklere karşı bir güvence oluşturmalı. Şimdi diyebilirsiniz ki "depremin olacağı da bir gerçek ama, depreme karşı sigorta yapılıyor. Doğrudur, sigorta güvencesinin aslında bir de sosyal boyutu var. Risk olasılığı yüksek konularda sigorta yaptırmak diğerlerine nazaran biraz da pahalıdır. Çünkü bu güvenceyi sağlayabilmek için yurtdışındaki dev reasürans şirketlerinden yüksek bedelle bu risklere güvence altına alabilirsiniz.

 

Sözü Tarım sigortalarına getireceğim aslında. Devletimiz çiftçilerimizin risklerini üstlenecek bir sigorta havuzu oluşturdu. Devletimiz dedi ki "Tarım ve hayvancılıktan geçimini sağlayan çiftçilerimiz, tarladaki ürününüzü hayvanınızı sigortalasın, primin yarısını sizin adınıza ben ödeyeceğim. Fakat başınıza bir şey geldiğinde gelip benden yardım istemeyin gidin sigortadan zararınızı karşılayın". Buraya kadar her şey güzel. Dünyadaki örnekleri araştırılarak dünyadaki benzerlerine bile model oluşturacak bir sistem kuruldu ve Tarım Sigortaları Kanunu kabul edilerek yürürlüğe girdi. Tarsim'in tanıtım faaliyetleri ile il il, ilçe ilçe, hatta köy köy yapıldı. Beklenen, devletin katkısını gören çiftçilerimiz gelip sigortalarını yaptıracağı şeklindeydi. Sonrasında sigortalılık oranı o kadar fazla olacaktı ki havuz dolacak ve bu arada zarara uğrayan çiftçilerimizin zararı telafi edilecekti. Mazot, gübre maliyetlerindeki artış ne yazık ki çiftçimizin primin yarısını verecek bile olsa tarım sigortalarına ayıracak parasının kalmamasına sebep oldu.

 

Çiftçimiz zekidir sigortasını yaptırır

 

Hal böyle olunca havuzda para birikemedi ve zaman zaman hasar ödemelerinde gecikmeler olduğuna dair söylentiler yoğunlaştı. Havuza su dolmadan aşağıdaki muslukta açık olursa ne olur, havuz bir türlü dolamaz. Tarım ve Köy işleri Bakanlığı yetkililerimiz çiftçilerimizin sigorta yaptırmamasının nedenini bazı risklerin kapsam dışında olmasına bağlamış olacak ki, bütün riskleri teminat kapsamına alarak sigortalılık oranını artırmaya karar verdi. Yani Bakanlığımız musluktan akan suyun hızını nasıl artırırım yerine, aşağıdaki su giderini genişletmeyi tercih etti. Teminat kapsamında yok yok, tahmin ediyorum ki dünyada teminatları en geniş tarım sigortası poliçesi ülkemizde satılıyordur. Sağlık Bakanlığı'ndan sigorta argümanına ters istekler, Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı'ndan sigorta argümanına ters uygulamalar peşi sıra gelmeye başladı. Anladığım şu ki Hükümetimiz seçim yaklaşırken tüm popülist girişimlerini sigorta sisteminin üstüne yıkmakta kararlı. Tarım sigortalarındaki primdeki yüzde 50 devlet desteğinin tanıtıldığı toplantıda bir köylümüzün "Devlet hele prim olarak ödeyeceği tutarı bana nakit olarak versin, ben sonrasında gidip sigortamı yaptırırım" çaresizliği ve cinliğinde iken, bu tür kapsam genişletmeler sigortalılık oranını ne kadar artırır bilemem.

 

Havuz hesabı !

 

Tarım sigortalarını tanıtmada Tarsim kendi başına büyük işler yapmaya çalıştı geçen süreçte. Hatta iğne ile kuyu kazıldığını söyleyebilirim. Bu kadar çabaya Devletimiz prim yanında bir destek verse, sigortalılık oranı çok daha hızlı artardı. Ne mi yapılacaktı ? Sayın Başbakanımız ve Bakanımız halka hitap ettiği bölgelerde "Ey çiftçi kardeşlerim, bakın sigorta priminizin yüzde 50'sini ben veriyorum. Gidin sigortanızı yaptırın. Allah korusun başınıza bir şey geldiğinde benim kapıma gelmeyin" dese iş bitti. Hele bunu bir de doğal afet sonrasında söylese çiftçilerimizin koşup sigortalarını yaptıracaklarına eminim. Bunun için kötü bir örnek belki ama, deprem olan bölgelerimizde hemen Zorunlu Deprem Sigortalarına (DASK) büyük talep olduğunu görüyoruz. Tarım ve Köy işleri Bakanlık yetkilileri popülist yaklaşımlardan kaçınıp biraz sigortacıları da dinlemeli. Çünkü sistemin adı Sigortacılık. Umarım bu kadar geniş teminatlar sonrasında havuza aktarılan paradan çoğu aşağıdan hasar olarak çıkmazda havuz dolar. Aksi olduğunda Tarım Sigortaları havuzu kurulmadan önceki sistemden bir farkı kalmayacak. Havuza şu kadar prim şu hızla girdiğinde havuzu boşaltan giderden de şu kadar hızla…

 

 

 

Can Kantar

 

http://www.kobiden.com/

Ekleme Tarihi
20.01.2011
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız