Ne zaman ekonominin büyümekte olduğunu yazsam Ankara’da yaşayan bir arkadaşım “Ne büyümesi yahu?” diye sorar bana. “Ekonomi büyüyorsa neden ben bunu hissetmiyorum? Neden gelirim artmıyor?”
Aslında geçerlidir bu sorular. Ekonomi büyüyorsa bunun, büyüme oranında, herkesin gelirine yansıması gerekmez mi?
Hayır. Maalesef. Mahalle sakinlerinden Ahmet Efendi zenginleşirse mahallenin toplam geliri artar. Ama Ahmet Efendi dışındakilerin gelirinde artış olmaz. Onun gibi bir şey.
Ekonominin büyümesi, kabaca, ülkede üretilen mal ve hizmetlerin bir sene öncesine kıyasla artması demektir. Bundan elde edilen gelir eşit bölünmez. Bazıları diğerlerinden daha çok alır. Türkiye’de nüfusun küçük bir bölümü gelirin büyük bir bölümünü cebine atar.
Genel yaşam kalitesi
Zenginlik hem ne kadar gelirimiz olduğu ile ilgilidir hem de genel yaşam kalitesi ile. Yani ülkenin ne kadar kalkınmış ve ileri olduğuyla. Bu da daha çok yönetimle ilgili bir konudur.
Bütün ülkelerdeki en zengin varlık devlettir çünkü herkesin veya hemen hemen herkesin gelirinden vergi alır. Eğer devlet harcamalarında akıllı ve adil ise bu yaşam kalitesini etkileyen birçok şeyin daha iyi olması şeklinde hayatımıza akseder. Daha kaliteli okullar, hastaneler, yollar, kamu hizmetleri gibi. Değilse paralar rant yaratmaya yönelir ve çarçur edilir.
Geçen haftaki TÜSİAD toplantısının en ilginç konuşmasını yapan Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç’un sözleri ile gelişme ve kalkınma ekonomik büyüme ile özdeş değildir.
Ekonomik büyüme gereklidir ama yeterli değildir.
“Buna paralel olarak kişi başına milli gelirin artırılmasının, gelir dağılımının düzeltilmesinin, bölgeler arası kalkınmışlık farklarının giderilmesinin, cinsiyetler arası eşitsizliklerin ortadan kaldırılmasının, eğitim, siyasi hayata katılım, iş hayatına katılım, demokrasi ve insan hakları gibi konular” gelişmişlik açısından eşit derecede önemlidir, diyor Koç.
Türkiye bugün dünyanın on altıncı büyük ekonomisidir. Bu büyüme hızı sürdürülürse 2020-2050 yılları arasında onuncu sıraya kadar yükseleceğimiz yönünde yapılan tahminler var.
Ama, diyor Koç, “Şu soruyu mutlaka sormamız lazım: Türkiye dünyanın ilk on ekonomisi arasına girdiğinde gelişmiş bir ülke olacak mı?”
16’ncı büyük ekonomiyiz
“Biz on altıncı büyük ekonomiyiz ama satın alma gücü paritesine göre, kişi başına düşen gayrisafi yurtiçi hasılada 84’üncü sıradayız. Küresel rekabet gücü endeksinde altmış birinci sıradayız. Belki de bu tür sıralamaların en önemlisi olarak görülmesi gereken, ‘İnsani Gelişme Endeksi’nde seksen üçüncü sıradayız.”
Ekonomi büyümeye devam edecek ve bunu AKP’nin sağlam politikalarına borçluyuz.
Danışma şirketi PwC’nin dün açıkladığı Küresel CEO Araştırması’na. Türkiye’deki CEO’ların yüzde 97’si 2011’de ve önümüzdeki 3 yıl boyunca şirketlerinin büyüme göstereceğinden emin. Bu belki de bugüne kadar iş âleminin AKP’ye verdiği en büyük güvenoyudur.
Ama CEO’lar aynı güven içinde insani gelişme endeksinde gelişmiş ülkelerle aramızdaki farkı kapatacak atılımlar atılacaktır diyebilirler mi, emin değilim.
Bu AKP’nin kapasitesini aşıyor olabilir.
Metin Münir
http://ekonomi.milliyet.com.tr/ |