Deniz Temiz Derneği-Turmepa'ya göre Marmara'da 'deniz' bitti. Kamuoyu bir an önce harekete geçmeli.
Türkiye’de denizler ölüyor. Marmara Denizi’ndeki kirlenme en üst düzeyde. Mavilikler hızla yeşile dönüyor. Doğu Marmara’nın dibi çamur kaplanmış durumda. Ekonomik değeri olan 124 balık türü 40 yılda yok oldu. Kamuoyunda denizlerin kirlenmesi ise en önemli 25 sorun içinde yer almıyor. Oysa çok ciddi bir tehlikeden söz ediyoruz.
Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre Türkiye’de 46 bin kişinin geçimi balıkçılık sektöründen. 500 bin ton balık avlanıyor. Elde edilen ekonomik değer ise 900 milyon TL. 16 bin 673 kişi kendisini balıkçı olarak tanımlıyor.
Bu soruna yıllardır dikkat çeken bir sivil toplum kuruluşu var. DenizTemiz Derneği-Turmepa. Kuruculuğunu Rahmi Koç’un yaptığı dernek, 16 yıldır bu konuda çaba harcıyor. Deniz kirliliği konusunda kamuoyunu bilinçlendirmeye çalışıyor.
Turmepa’nın başkanlığını iki yıldır sürdüren Tezcan Yaramancı ile bir öğlen biraraya geldik. Bir kez daha işin ulaştığı boyutları konuştuk. Yaramancı, öncelikle derneğin yıllar içinde oluşan ‘yat sahiplerine hizmet veren bir kulüp’ imajının değişmesini hedeflediklerini söylüyor. Deniz kirliliğinin geleceği tehdit ettiğini ekleyen Yaramancı, “300-500 kişi ile olmaz. Halka ulaşmamız gerekiyor” diyor.
Bunun için Turmepa’nın şubeleşeceğini söyleyen Yaramancı, “10-12 civarında şube açacağız. Yerel halkın bu soruna sahip çıkması şart” diye ekliyor.
2010 yılını Karadeniz yılı ilan eden dernek, 2011 yılını ise Marmara yılı ilan etmiş. Yaramancı, Marmara Denizi’nin sonunun geldiğini söylüyor. Yaramancı, “Birilerinin kral çıplak demesi gerek” diye devam ediyor.
Türkiye’de belediyelerin yüzde 86’sının arıtma tesisi yok. Kıyı belediyelerinin yüzde 32’sinin kanalizasyon şebekesi yok. İstanbul’da ise sadece 26 atıksu tesisi bulunuyor.
Denizlerin durumu elitleri aşmış. Durumun ne kadar vahim olduğu ortada değil mi?
Vatandaşa göre denizler temiz!
Dernek araştırma kuruluşu Gfk Türkiye’ye halkın deniz kirliliğine ilişkin algısı ile ilgili bir araştırma yaptırmış. Yaramancı sonuçları ‘vahamet’ olarak yorumluyor. 14 kentte yüz yüze yöntemiyle bin 318 kişiye deniz kirliliği sorulmuş. Yanıtlar şöyle:
Katılanların yüzde 88’i deniz kirliliğine tanık olmuş. Şikâyette bulunanların oranı sadece yüzde 3.
Şikayet etmek isteyenler nereye başvuracağını bilemiyor.
Ankete katılanların yüzde 50’si denizlerin genel olarak temiz olduğuna inanıyor. En kirli deniz Marmara, en temiz deniz ise Akdeniz olarak biliniyor.
Ne kadar sıklıkla balık tüketirsiniz sorusunun yanıtı ise şöyle: “Sık sık diyenlerin oranı yüzde 33, ara sıra diyenlerin oranı ise yüzde 64.
Oteller mini barı ‘boşalttı’
Turizmin önemli isimlerinden Hüseyin Baraner’in temsilcisi olduğu Tour Experience isimli internet sitesinin haberine göre Almanya’da çok ilginç bir trend başlamış. 5 yıldızlı ve lüks oteller dahil her 5 otelden biri odadaki minibarı iptal ediyor.
Neden? Çünkü çevreci kurumların yaptığı araştırmaya göre otellerde en çok enerji tüketen kaynaklar, soğutma ve aydınlatmadan sonra odalardaki minibar. 24 saat çalışan minibarların ömürleri de kısa.
The Business Target Group (BTG) tarafından yapılan araştırmaya göre kimi oteller sadece minibar’ları iptal ederek, yüzde 20’leri aşan enerji tasarrufu sağlamış. Otellerin bazıları ise her odaya minibar yerine koridorlara midi-bar koymuş.
Almanya’da başlayıp Avrupa’ya yayılmaya başlayan trend gerçekten çok ilginç. Dünyada çevrecilik sadece romantik bir yaklaşım olmaktan çıkalı epey oldu. Bunu tüketici talep ediyor.
JALE ÖZGENTÜRK
http://www.radikal.com.tr/
| 
