Ulusal Beslenme Platformu, “normal tüketim miktarlarına uyulduğu takdirde, nişasta bazlı şekerlerle (NBŞ), pankreas kanseri gibi hastalıklar arasında bir ilişki kurulamayacağını, diğer gıda maddelerinde olduğu gibi, uzun süreli ve fazla miktarda tüketilmesi halinde NBŞ'nin insan sağlığını olumsuz etkileyebileceğini” açıkladı.
Ulusal Beslenme Platformu Yönetimi, “fruktoz ve nişasta bazlı şekerlerin insan sağlığını olumsuz yönde etkilediğine” yönelik iddialar üzerine yazılı bir açıklama yaptı. Tartışmalarda sıkça kullanılan, “sakaroz, glukoz, fruktoz, NBŞ” gibi kimyasal ifadelere açıklık getirilen açıklamada, “pancardan elde edilen çay şekeri ile mısır şekeri tüketmek arasında bileşim itibarıyla herhangi bir fark olmadığı, 1 gram pancar şekerinin de mısır şekerinin de vücuda 4 kilokalori enerji verdiği” kaydedildi.
Gıdalarda doğal olarak bulunan ve tatlı tadı veren glukoz, fruktoz ve sakkaroz benzeri maddelerin “şeker” olarak adlandırıldığı belirtilen açıklamada, şu bilgilere yer verildi:
“Türkiye'de ticari ölçekte üretilmekte olan şekerler, şeker pancarından elde edilen 'çay şekeri-sakkaroz' ile mısırdan elde edilen 'mısır şekeri' fruktoz-glikoz karışımlarıdır. Ancak sakkaroz da kimyasal olarak yarı yarıya glukoz ve fruktozdan oluşmaktadır. Gerek pancar şekerinin (çay şekeri) gerek mısır şekerinin 1 gramı, vücuda 4 kilokalori enerji verir. Esasen çay şekeri (sakkaroz) de vücuda alındıktan sonra midenin asitli ortamında ve bağırsaklarda inversiyona uğrayarak yarı yarıya glukoz ve fruktoza dönüşür. Böylece çay şekeri ile mısır şekeri tüketmek arasında bileşim itibarıyla herhangi bir fark olmadığı anlaşılmalıdır.”
Fruktozun, çeşitli meyvelerde ve balda doğal olarak bulunan basit bir şeker olduğu, sakaroza göre yüzde 30 daha tatlı olduğu, vücutta emiliminin glukozdan daha yavaş gerçekleştiği anlatılan açıklamada, fruktozun meyvelerde yaygın olarak bulunması nedeniyle “meyve şekeri” olarak da adlandırıldığı belirtildi.
Nişasta bazlı şeker
Mısırda bulunan nişastanın işlenmesiyle elde edilen, glukoz ve fruktoz içeren NBŞ'nin “mısır şeker” veya “mısır şurubu” olarak da adlandırıldığı kaydedilen açıklamada, şöyle devam edildi:
“Türkiye'de iki çeşit mısır şekeri üretilmektedir. Fruktoz42 denilen mısır şekerinde fruktoz/glukoz oranı 42/58, Fruktoz55 denilen mısır şurubunda ise bu oran 55/45'dir. Doğal balın bileşiminde de fruktoz ve glukoz yaklaşık olarak yarı yarıya bulunmaktadır. Bilimsel açıdan değerlendirildiğinde, sakkarozun yani çay şekeri veya toz şekerin de yüzde 50'si fruktoz, yüzde 50'si de glukozdur. Görüleceği üzere, çay şekeri, nişasta bazlı fruktoz şurubu da denilen mısır şekeri ile hemen hemen aynı bileşime sahiptir.”
“Tıbbi bilimsel kaynaklara ve uluslararası sağlık kuruluşlarının yaptığı değerlendirmelere göre NBŞ tüketiminin kansere neden olduğunu gösteren güvenilir bir klinik bilimsel çalışma bulunmadığı” savunulan açıklamada, “pankreas kanseri ile mısır şurubu tüketimi arasında kanıta dayalı, ciddi bir klinik araştırma bulunmamasına rağmen pankreas kanseri ile ilgili “sigara, obezite, diyabet, kronik pankreatit gibi faktörlerin etkinliği üzerinde literatürde çok sayıda güvenilir bilimsel yayın bulunduğu” görüşü dile getirildi.
Yüksek dozda NBŞ uyarısı
Yüksek doz NBŞ alımı ile riskli kişilerde “vücut ağırlığı artışı, kanda trigliserid yüksekliği ve karaciğerde yağlanma gelişebileceği, kan şekeri değerini olumsuz etkileyebileceği” yönünde farklı bilimsel çalışmalar bulunduğuna işaret edilen açıklamada, “Ancak genel beslenme kurallarına uyarak diyetle NBŞ alımı ile obezite, trigliserit birikimi ve insülin direnci gibi sağlık risk göstergeleri arasında bir bağlantı olduğunu gösteren geçerli bilimsel bir kanıt bulunmadığı” kaydedildi.
Fruktozun glukoza göre glisemik endeksi düşük olması nedeniyle sağlıklı kişilerde diyabet oluşturma riskinin daha düşük olduğu savunulan Ulusal Sağlık Platformu açıklamasında, şöyle devam edildi:
“Her gıda maddesinde olduğu gibi günlük alım miktarı önemlidir. Gereğinden fazla alınan her gıda maddesi vücuda zararlıdır. En sağlıklı olduğu düşünülen gıdaların bile gereğinden fazla tüketildiğinde insanlara zarar verebileceği, hastalıklara neden olabileceği artık bilinmektedir. Bu nedenle beslenme biliminde 'yeterli ve dengeli beslenme' önem taşımaktadır. Burada aşırı enerji yüklü diyetle beslenen bireylerin şişmanlayacağı ve şişmanlığın da birçok kronik hastalığın habercisi olduğunu belirtmek gerekmektedir.
Deneyim ve birikimlerimize dayanarak ve uluslararası bilimsel araştırmaların değerlendirilmesi sonucunda, bugün için fruktoz ve glukoz içeren NBŞ ile normal tüketim miktarlarına uyulduğu taktirde, yukarıda belirtilen hastalıklar arasında bir ilişki kurulamayacağı kanısındayız.”
Birey ve toplum sağlığının korunmasında yeterli ve dengeli beslenme ile fiziksel aktivitenin esas olduğu, tüm besin öğelerinin yetersiz ya da fazla alınmasının insan sağlığını olumsuz etkidiği vurgulanan açıklamada, “Normal şekerde (çay şekeri) olduğu gibi, yeterli ve dengeli beslenme kuralları çerçevesinde glukoz ve fruktozdan oluşan NBŞ'lerin de normal miktarda tüketildiği taktirde insan sağlığına zararlı olduğuna dair henüz geçerli bilimsel kanıt ortaya konmamıştır. Ancak, diğer gıda maddelerinde de olduğu gibi, uzun süreli ve fazla miktarda tüketilmesi insan sağlığını olumsuz etkileyebilir” dendi.
Açıklamada, sağlığın korunması açısından, “doğal besinlerle alınan şekerler dışında, tatlandırma amacıyla gıda ve içeceklere dışarıdan eklenen her türlü şeker miktarının, günlük kalori alımının yüzde 10'unu geçmemesine dikkat edilmesi” uyarısında da bulunuldu.
Ulusal Beslenme Platformu yönetimi, Prof. Dr. Perihan Aslan, Prof. Dr. M. Temel Yılmaz, Prof. Dr.Mehmet Pala, Prof. Dr. İlhan Yetkin, Prof. Dr. H. Tanju Besler, Prof. Dr. Artemis Karaali, Prof. Dr. Filiz Açkurt'tan oluşuyor.