İyot tabletleri dağıtılıyor. İyotu alınca, tiroid bezinin ihtiyacı olan kapasite tamamlanmış oluyor. Nükleer santralden yayılan ‘radyoaktif iyot’un tiroid bezimizde depolanıp ışın yayarak tiroid bezi ve diğer organları etkilemesi önlenmeye çalışılıyor.
1- Bu yöntem radyoaktif iyodun tiroid bezinde birikimini önler ama solunumla akciğerimize dolmasını, ağızdan girerek mide-bağırsak sistemini etkilemesini önlemez.
2- Santralden iyot dışında sezyum ve strontiyum da yayılıyor. İyot tabletinin bunlara faydası yok. Çevrede, suda, gıdada sezyum miktarı tehlike sınırını geçti.
3- Radyoaktif maddenin ne kadar süre zararlı olacağını yarılanma ömrü belirliyor. Yarılanma ömrü iyot için 5-8 gün, sezyum ve strontiyum için 30 yıl! Yani normalin 10 katına çıkmış radyoaktif maddenin normale dönmesi iyot için yaklaşık 1 ayken sezyum için 100 yıl!
İyot tableti maalesef tüm riski yok edebilen bir ilaç değil.
Biz ne yapalım?
Yine malum: Hükümet “yapacağız” diyor. Sayın Başbakan tüp ve köprüyü örnek gösteriyor. Tüpgaz kaçağını çakmakla kontrol eden bir halkımız var. Tutuşacak mı diye kontrol edenin, tutuşunca ne yapacağına dair planı programı yok. (Birinde tutuştu, kontrolü yapan kaçtı, koştum ben söndürdüm.)
Köprüye gelince, fıkra bu halkın bağrından çıktı.
Köprü ihalesi için Alman teklif vermiş:
- İki taraftan başlarız, 5 metre hata ile ortada kavuşur.
Japon:
- İki taraftan başlarız, 2 metre hata ile kavuşur.
Temel:
- İki taraftan başlarız, kavuşursa kavuşur, kavuşmazsa iki tane köprünüz olur!
Tatlıses’e geçmişler olsun, “kaşların arasına domdom kurşunu değdi” şarkısıyla göbek atan bir toplumun nükleer santral işletmesinden bahsediyoruz. İyiyiz, güzeliz, gamsızız, misafirperveriz ama prosedürleri sıkı sıkıya yerine getirmekte karnemiz malum.***
Diğer yandan, konunun önemini anlıyoruz. Enerji için kolay vazgeçilemez bir kaynak nükleer enerji. Biz yapmasak da çevre komşularımız İran, Ermenistan, Bulgaristan ve ileride muhtemelen diğerleri yapacak. Bunu da anlıyoruz.
Mesele tüm taraflar açısından siyasi argüman olmaktan çıkmalı. Enine boyuna tartışılmalı. Savunanlar da karşı çıkanlar hamasi demeçlerle değil, sağlam verilerle konuşmalı. Rüzgar gibi alternatif enerji kaynaklarının aynı ihtiyacı ne ölçüde karşılayacağı hesaplanmalı, karşılayamayacaksa hepimize izah edilmeli.Yapılacaksa, hiç değilse yöre halkının söz hakkı olmalı. Yer seçiminde deprem ve olası diğer tüm riskler en aza indirilmesi gözetilmeli. İhale şartnamesine sürekli hazır yeterli miktarda iyot tabletinin stokta tutulması, kaza anında aksiyon planı, kaza sonrası acil önlemler, işleyen bir tedbirler sistemi eklenerek garanti edilmeli.
Acil sağlık hattında ticari yalan!
Bir süredir internette dolaşan bir haber var. Tüm hastanelerin Ö911’li tek bir telefonda birleştiği, ülkenin her yerinden bu telefonla ister hastane, ister ambulansa acilen ulaşılacağı bilgisi dolaşıyordu. Konuyu sorduğum Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Sn. Dr. Ekrem Atbakan, verilen numaranın ticari bir numara olduğunu, bu numarayı arayıp ambulans istediğinizde, hizmetin ücretli olduğu bilgisi verilmediğini, ambulans geldiğinde ise fahiş bir ücret talep edildiğini bildirdiler. Hastane bilgisi talep edildiğinde de, hastayı anlaşmalı oldukları özel hastanelere yönlendirmeye çalışıyorlar. Sağlık Bakanlığı’na ait tek bir acil hattı var: 112 acil hattı. 112 hattı, cep telefonları dahil her yerden ücretsiz aranır. Gönderilen ambulanslar tamamen ücretsizdir. Doktorlar gerekliliğine karar verirlerse Sağlık Bakanlığı’nın helikopter ve uçak ambulansları da vatandaşa tamamen ücretsiz hizmet verir.
Esasen, özel hastanelerde de acil müdahale tamamen ücretsiz. Sağlık Bakanı da bunu defalarca vurguladı. Lütfen bu tip haberlere itibar etmeyin ve ticari numaralara alet olmayın.
Tarım Bakanlığı’ndan alkışlanacak atak
Tarım Bakanı Mehdi Eker, zayıflatıcı, cinsel gücü arttırıcı vb hiç bir ürüne izin vermediklerini belirtti. Buna rağmen bazı ürünlerin kaçak olarak kutu üzerinde, reklam broşürlerinde ya da web sitelerine “mucize yaratan ürünler” ibaresiyle pazarlandıklarını belirten Eker, bu firmalar hakkında yasal girişimler başlattıklarını, siteleri kapattıklarını belirtti ve halkın da bu ürünlere itibar etmemesini istedi.
Değerli okuyucular, sizler de lütfen bu aldatmacaya kanmayın. Sağlık Bakanlığı’ndan onaylı, eczanede satılan ürünler dışında hiçbir ürün satın almayın. Bu ürünler sadece yararsız değil, ölümcül zararlara yol açabiliyor!