DÜNYA devi Unilever’ın cirosunun yüzde 50’si gıdadan.
21 yıldan beri şirketin bünyesinde çalışan Unilever Türkiye Gıda Pazarlama Başkan Yardımcısı Mustafa Seçkin, “21 yıldan beri mutfaktaki kadına kafa yoruyoruz” diyor.
Mutfaktaki kadının daha az zaman harcayarak lezzetli yemekler yapmasının arkasında büyük bir Ar-Ge yatırımı, inovasyon var.
Soslar, hazır çorbalar, köfte harçları öyle gökten zembille inmiyor.
Unilever piyasaya yeni bir ürün çıkarmadan önce mutlaka Türkiye’nin önde gelen şeflerine, gurmelerine danışıyor.
Seçkin, yılda bin aşçının mezun olduğu Mutfak Sanatları Akademisi’yle sıkı bir işbirliği içersinde.
Türkiye’nin geleneksel tatlarıyla ilgili yılda iki-üç ürün çıkarttıklarını söylüyor.
Örneğin bunlardan biri son dönemlerde piyasaya çıkan “aş çorbası”.
Unilever gibi bir markanın geleneksel tatlarımıza yönelik çalışmalar yapması iyi.
Bu ürünleri dünyaya pazarlayabildiği takdirde Türk mutfağının tanıtımına büyük bir katkı sağlayabilir.
İKİNCİ FABRİKA KONYA’YA
Mustafa Seçkin’in Türkiye’den dünyaya açılmayı planladığı bir diğer ürün ise dondurma.
2010 yılında kişi başı 3.5 litre tükettiğimiz dondurmayı
İtalya kişi
başı 7-8 litre tüketiyor.
Seçkin’in deyişiyle, insanı “mutlu kılan” bu gıda maddesine henüz tam olarak keşfetmiş değiliz.
Bununla birlikte Unilever Türkiye dondurma üretiminde dünyada ikinci olmuş.
Çorlu’daki fabrikadan 16 ülkeye ihracat var.
“Ancak en büyük
hayalim AB’ye ihracat” diyor Seçkin.
“Magnum ve Antep fıstıklı dondurma en iyi bizde üretiliyor. Ama Avrupa’nın kapıları bize kapalı” diye ekliyor.
Peki dünya devi Unilever Türkiye’den ihracat için
Avrupa Birliği üzerinde baskı uygulamıyor mu?
“Süt Üreticileri Birliği’yle AB nezdinde ortak çalışmalarımız var. 2,5 yıldan beri
aktif bir şekilde lobicilik yapıyoruz” diyor Seçkin.
“AB’ye ihracat meselesi halledildiği takdirde bunu Çorlu’daki fabrikadan yapacağız. 2011 yılında ise Konya’da ikinci bir dondurma fabrikası
planlıyoruz” diye ekliyor.
Gila Benmayor
http://www.hurriyet.com.tr/ |