Oruç tutmak ziyafet değil, ibadettir!
Oruç tutmanın ruhsal olarak yararlarının yanı sıra vücut üzerinde de fiziksel olarak olumlu etkileri vardır.
Her şeyden önce sindirimsiz geçen sürede vücut kendini temizlemek, onarmak, yenilemek için zaman bulur. Bu sürecin ne anlam ifade ettiğini ve vücut üzerindeki metabolik etkilerini dikkatle düşünürsek manen ve fiziksel olarak ramazan ayını mükemmel bir şekilde değerlendirme şansını kaçırmamış oluruz.
İslam’ın beş şartından biri olan oruç tutmak diğer ruhani dinlerde de olan bir ibadettir. Oruç ve ramazan ayı insanın Allah’a en çok yaklaştığı zamandır. Ramazan ayının ruhuna yakışan iftar ve sahurda da yemekler konusunda mütevazı davranmaktır. Oruç tutmanın ziyafet değil ibadet olduğunu unutmamak gerekir.
Nutrigenetik(Beslenme ve gen ilişkisini inceleyen bilim dalı) Uzmanı Dr. Nurhayat Gül, oruç tutarken vücudun kendini temizleyip onardığını ve çeşitli dış etkenlerden dolayı bozulmuş olan metabolizmanın yenilendiğini belirtiyor ve bu dönemi vücut sağlığı açısında faydalı geçirebilmek için aşağıda ki tavsiyelerde bulunuyor.
O bu işle meşgul olurken vücuda giren yiyeceklerin içeriği onun bu görevi çok iyi yapmasına neden olabileceği gibi, mükemmel geçebilecek bir onarım ve temizleme sürecinin hiçbir işe yaramamasına da neden olabilir. Bu dönemde onu yağlı yiyerek yağ yakımı ile meşgul etmezsek, sadece tadı güzel diye kalorisi yüksek ancak içerdiği besin değerleri açısından kalitesiz olan yiyeceklerle beslemek yerine kendisini onarmak için ihtiyacı olan sebze, meyve ve diğer bitkisel kaynaklı yiyeceklerle beslersek ramazan ayından fizik olarak yenilenmiş, arınmış, temiz bir vücutla çıkabiliriz.
Mevsim sıcak olmasına rağmen mevsim sebze ve meyveleri bu işleve olağanüstü yardımları olacak yiyeceklerle dolu.
Vücudu yorduklarını bildiğimiz, hayvansal ağırlıklı yiyecekleri çok daha az miktarlara indirerek, ağırlıklı olarak; Sebze, meyve, bakliyatlar ve kuruyemiş gibi besinlerle vücudu kaliteli beslemekte büyük yarar var.
Eti az miktarda sebze yemeklerinin içinde tüketmek,
Haftalık et tüketimini sınırlamak,
Bol miktarda sebze, meyve ve barbunya gibi bakliyatlara ağırlık vermek,
Gibi ayrıntılar vücudu yormayacak, temizlenme ve arınma işlevini yapmasına engel olmayacaktır. Nutrigenetik Uzmanı Dr. Nurhayat Gül’e göre, bu dönemde vücudu ve hücreyi en fazla strese sokan nedenlerden biri yağ. Çünkü yağın cinsi ve miktarı hücreyi en çok yoran sebeplerden biridir. Bu nedenle yemekler çok az yağla pişirilmeye gayret edilmelidir. Faydalı olduğu kafamıza adeta kazınan zeytinyağı içinde bu söylediğim geçerlidir.
İftarda dikkat etmek gereken en önemli konu tokluk hissinin ilk lokmadan yaklaşık yarım saat sonra gelmesi dolayısıyla ilk yarım saatte sofrayı silip süpürmek yerine hafif bir başlangıç yapıp bir süre ara verip daha sonra yemeğe devam etmek, sizi çok fazla kaloriyle doyduğunuzu anlamadan yemekten koruyacaktır. Ayrıca iftarı yavaş yapmanızı önemle tavsiye ederim. Lokmalarınızı yavaş yavaş çiğneyerek, her lokmada Yaradan’a şükrederek yiyin. Ayrıca günde 2 öğün yemek vücudun kendisini iyileştirmesine zaman tanımak açısından çok yararlıdır. Ancak gün boyu çok acıkmamak için ikinci öğün olan sahurda glisemik indeksi düşük olan yiyecekleri tüketmenizi tavsiye ederim.
Oruç tutmak açısından önem taşıyan hastalıklar konusunda uyarıda bulunmakta yarar görüyorum Diabet olanların kesinlikle tutmaması gerekir. Tansiyon hastası olanlar ise ilaçlarını aksatmayacak şekilde oruç tutmalıdır.
Oruç tutmanın ziyafet için değil ibadet olduğunu aklınızdan çıkarmayın..
İFTAR VE SAHURDA KİŞİ BİR KİLO SEBZE TÜKETİLMELİDİR. BUNUN YARIM KİLOSU PİŞMİŞ YARIM KİLOSU ÇİĞ OLARAK TÜKETİLEBİLİR…
Ramazan ayı boyunca iftarda ve sahurda dikkat edilmesi gerenler:
Şerbetli tatlılar yerine Karpuz, Kavun, Kayısı, Şeftali gibi mevsim meyveleri tüketmek hem sağlıklı hem gün içerisinde kaybedilen suyun vücuda geri kazanımı açısından büyük önem taşır.
İftarı zeytin veya hurma ile açıp, hafif bir atıştırmanın ardından yemeğe bir süre ara vermek mideyi dinlendirecek, aşırı yüklenmeden koruyacaktır.
İftar sofralarının zenginliğini olabildiğince sebze yemekleri ile çeşitlendirmek de yine çok önemlidir. Taze fasulye, barbunya, patlıcan, biber, domates salatalık gibi yiyecekleri bolca tüketmekte fayda vardır.
Sahurda, vitamin açısından zengin, barbunya, bulgur, esmer ekmek ve salata tercih edilmelidir. Buna alternatif olarak, klasik Türk kahvaltılarının vazgeçilmezi olan peynir, zeytin, domates, salatalık, biber ve esmer ekmek de tercih edilebilir.
Tüm bu detayların yanı sıra çalışanlar için önemli olan bir diğer nokta ise verimin ve enerjinin düşmesi. Dr. Nurhayat Gül; gün içinde çalışma verimini düşürmemek ve enerjiyi yükseltmek için sahurda mutlaka küçük bir avuç badem yemeyi öneriyor.
|