Sahura kalkmayanın vücut direnci ve kan şekeri düşer
Diyet uzmanları, sahura kalkmadan tutulan orucun bazı sağlık sorunlarına yol açacağını vurgulayarak, bu şekilde oruç tutanlarda vücut direnci ve kan şekeri düşmesi yaşandığını belirtiyor.
Özel Yüzüncüyıl Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Özge Naile Kazan, yılın en sıcak günlerinin yaşandığı bu dönemde, sahura kalkmayarak aç kalma süresinin artırılmasının, vücut direncinin azalmasına ve kan şekerinin daha erken saatlerde düşmesine neden olacağı uyarısında bulundu. Kazan, bu şekilde geçirilen bir ay sonrasında, vücut ağırlığında beklenmedik değişiklikler yaşanabileceğini belirterek, bu durumun sindirim sistemi bozuklukları başta olmak üzere birçok rahatsızlıklara yol açabileceğini söyledi.
Yılın en sıcak günlerinin yaşandığı bu dönemde, sahura kalkmayarak aç kalma süresinin artırılmasının, vücut direncinin azalmasına ve kan şekerinin daha erken saatlerde düşmesine neden olacağını ifade eden Kazan, şunları söyledi: “Bu şekilde geçirilen bir ay sonrasında, vücut ağırlığında beklenmedik değişiklikler yaşanabilmektedir. Ayrıca, sindirim sistemi bozuklukları başta olmak üzere bazı rahatsızlıklar yaşanmaktadır. Sahur öğününde ağır ve yağlı yiyecekler yenilmesi de gece metabolizmanın yavaşlamasıyla, kilo alma riskini artırmaktadır. Ramazan ayında kahvaltının sahur yemeği olduğu unutulmamalı, bu nedenle sahur öğünü mutlaka yapılmalı, hafif kahvaltılıklardan oluşan bir yemek yenilmelidir. Alternatif olarak zeytinyağlı yemekler, az yağlı sebze yemekleri veya çorbalar da sahur menüsü için uygundur.
Sıcaklarla beraber vücut ısımız da artar. Terlemeyle vücudumuz su ve mineral kaybeder. Kaybolan miktarın telafi edilmesi, sıvı kaybının neden olabileceği sağlık sorunlarının önlenebilmesi açısından hayati önem taşımaktadır. Bu yüzden iftar ve sahur öğünleri arasında su içilmeli, buna ek olarak çay, taze sıkılmış meyve suyu, az şekerli komposto, ayran gibi içecekler de tercih edilmelidir.”
İFTARDA ÇORBADAN SONRA 15 DAKİKA BEKLEYİN
Kazan, uzun süre boş kalmış mideye, iftarda ağır yemeklerle bir anda yüklenmenin sindirim sistemine zarar verebileceğini ifade etti. Kazan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bulantı, gaz, yanma, şişkinlik, kabızlık karşılaşılan sorunların başında gelir. Bu yüzden iftara, oruç açıldıktan sonra bir kepçe çorba ile başlanmalı ve 15-20 dakika beklenmelidir. Ana yemek ve salatadan oluşan iftar menüsüne yavaş yavaş devam edilmeli, yiyecekler iyi çiğnenmelidir. Bu dönemde aşırı yağlı kızartmalar, çok tuzlu ve baharatlı yiyeceklerden uzak durulmalıdır. Tatlı olarak şerbetli ve kızartılmış tatlılar yerine, sütlü tatlılar tercih edilmelidir. İftarla sahur arası birkaç öğüne bölünmeli, meyve ve sütlü tatlılar iftar yemeğinde değil, ara öğünlerde tüketilmelidir. Yatmadan önce en az 2 porsiyon meyve tüketilmelidir. Ramazan ayı boyunca yeterli ve dengeli beslenmenin önemli olduğunu unutmamalıyız. Kilo almayı engellemek ve oluşabilecek birçok sağlık sorununun önüne geçebilmek için, doğru ve sağlıklı bir beslenme düzenini benimsemek gerekmektedir.” (CİHAN) |