Fırat Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Yaman, Doğu Anadolu Fay Hattı'nda yer altı sularının depremlerden önce kimyasal özelliklerinde değişiklik olduğunu belirledi.
Çalışma sonuçlarını bilimsel olarak yayımlayan Prof. Dr. Yaman, bu çalışmanın ardından Elazığ'da Golan kaplıcalarında su analiz istasyonu kurulması için hazırladığı projeyle TÜBİTAK'a başvurdu.
Yaman, 1999 Marmara Depremi sonrasında yazılı ve görsel basında ''kaplıca sularının miktarlarında, sıcaklığında değişme olduğu'' yönünde haberler yayınlandığını, kendisinin de bu haberleri izlediği zaman, ''Kaplıca suyundaki sıcaklık değişirse suyun çözebilme gücü de artar. Böylece yer altından gelirken temas ettiği kayaç ve tabakalardan çözebildiği madde miktarı da değişebilir, artabilir'' şeklinde fikir geliştirdiğini söyledi.
Bu suların analizlerinin yapılıp deprem öncesi ve sonrası değişikliğe uğrayan kimyasal özelliklerinin yorumlanabileceğini, böylece depremden önce suda meydana gelebilecek değişikliği tespit edip depremin önceden haber alınabilmesi çalışmalarında faydalı olacağını düşündüğünü anlatan Yaman, dünyada ve Türkiye'de bu yönde çalışmalar olduğunu, Kuzey Anadolu Fay Hattı'nda 15 günde bir alınan numunelerle bir çalışma yapıldığını, kendi çalışmalarının ise Doğu Anadolu Fay Hattı'nı kapsayan ilk çalışma olduğunu kaydetti.
Bu düşünceyi döktüğü projeye destek almak için 2006 yılına kadar uğraştığını anlatan Yaman, şunları söyledi: ''2006 yılında TÜBİTAK tarafından desteklendi. Proje kapsamında Erzurum'da 2, Erzincan, Bingöl, Kahramanmaraş ve Hatay'da birer kaplıcanın bir kısmından her gün, bir kısmından 15 günde bir örnekler aldık. Bu çalışma 3 yıl sürdü. 2009'a kadar alınan bu örneklere 72 element analizi yapıldı. Aynı süre içinde Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Ulusal Deprem İzleme Merkezi'nin yayınladığı deprem sonuçları, tarihleri, büyüklükleri kayıt edildi. Önceki ve sonraki günlere ait su örnekleri analizleri değerlendirildi.''
Suların depremden önce değişimine, çalışma kapsamında Bingöl'deki bir kaplıcada son derece belirgin şekilde rastladıklarını belirten Yaman, ''Bingöl'de 3 Şubat 2007'de yaklaşık 3 şiddetinde 3 deprem meydana geldi. Bu depremden 1 gün önce aldığımız suda yapılan analizde bor, klorür, baryum ve germanyum elementlerinin litredeki miktarlarında sıra dışı anlamlı şekilde düşüş olduğunu gördük'' dedi.Yaman, kaplıcadan kaplıcaya, deprem öncesi ve sonrasında değişen element cins ve miktarının değişiklik göstermekle birlikte elde ettikleri sonuçlara göre depremlerden önce yer altı sularında kimyasal özelliklerinde değişiklik olduğunu belirlediklerini, bunu bilimsel yayınını yaptıklarını kaydetti.
Yaman, ''Yer altı sularındaki değişiklikler, depremleri önceden haber verebilir mi?'' sorusuna ''evet' cevabını verdi.
GOLAN KAPLICALARINA SU ANALİZ İSTASYONU
Yaman, mevcut çalışmalarının kabul görmesinin ardından Elazığ'da Golan kaplıcalarında su analiz istasyonu kurulması için hazırladığı projeyi TÜBİTAK'a sunduğu ve inceleme aşamasında olduğunu söyledi. Projenin kabul edilmesi halinde Elazığ'ın Karakoçan ilçesindeki Golan kaplıcalarına su analiz istasyonu kurulacağını anlatan Yaman, istasyona kurulacak ölçüm cihazının, önceki çalışmada özellikle değişen elementlerden sadece klorürü ölçme yeteneğinde olduğunu aktardı.Yaman, şunları söyledi: ''Bu projemiz desteklenirse online olarak klorür analizi yapan cihaz kurulacak. Bu cihaz da aslında 10 parametre ölçülebiliyor. Ama önceki projemizde değişen elementler içinde sadece klorürü ölçebiliyor. Onun için sadece klorür miktarını her 5 dakikada ölçüp, verileri bizim bilgisayara aktaracak. Anlamlı bir değişim olduğunda deprem olabileceğini görebileceğiz. Ayrıca otomatik su örnekleyici cihazı kurup, her yarım saatte bir su örneği alınacak. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Ulusal Deprem İzleme Merkezi'nin yayınladığı depremleri izleyeceğiz. Bölgede bir deprem olduğu zaman önceki ve sonraki saatlere ait su örnekleri analiz edilecek, yorumlanacak.''Yaman, Türkiye'de başka bilim insanlarının da kendi bölgelerindeki kaplıcalar için bu tür projeler hazırlamalarının, depremlerin önceden bilinmesi çalışmalarına faydalı olacağına inandığını sözlerine ekledi.