Öldürücü bakterilere arı darbesi
Hacettepe Üniversitesi'nde yapılan araştırmalarda bal arılarının ürettiği propolisin, besinlerle bulaşan Listeria, EHEC ve Salmonella bakterilerini büyük oranda yok ettiği belirlendi.ANKARA - HÜ Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayhan Temiz, üniversitede yaptıkları araştırmalarda, bal arılarının kovanlarındaki çatlakları kapatmak ve kovanını zararlılardan korumak için ürettiği propolisin, besinlerden bulaşan Listeria, EHEC ve Salmonella bakterilerini büyük oranda yok ettiğini tespit ettiklerini söyledi.
Temiz, propolisin, bal arılarının kestane, kavak ve çam gibi ağaçların gövde, dal ve tomurcuklarından toplayarak kovanlarına taşıdıkları reçinemsi ve mumsu bir madde olduğunu belirterek, ''Eski yıllarda propolisin antibiyotik yerine kullanıldığını, günümüzde de antimikrobiyal etkilerinden dolayı, gargaralarda ve spreylerde, diş macunlarında ve bazı kozmetik ürünlerinde yer aldığını görüyoruz. Propolisin mikrop öldürücü etkisini göz önüne alarak EHEC, Salmonella ve Listeria üzerine öldürücü etkisi var mı, yok mu, onu inceledik. Etil alkolde çözdüğümüz propolisi mikroplarla karşı karşıya getirdik ve propolisin önemli oranda Listeria'yı yok ettiğini, Salmonella'yı ise önemli ölçüde öldürdüğünü gördük'' diye konuştu.
Listeria enfeksiyonunun, ''Listeria monocytogenes'' adı verilen bakterinin vücuda girmesiyle ortaya çıkan bir enfeksiyon türü olduğunu belirten Temiz şunları kaydetti:
''Bakteri toprakta, suda ve kanalizasyon sistemlerinde, gübrede, hayvan yemlerinde, taşıyıcı insan ve hayvanlarda yaşar ve buradan da evcil ve vahşi hayvanlara, kuşlara, sineklere ve kabuklu deniz hayvanlarına geçer. Bakteriyi taşıyan hayvanın gübresi ile bulaşmış sebze ve meyvelerde, pastörize edilmemiş sütte, kırmızı ette, tavuk etinde, deniz ürünlerinde, çiğ ve yeterince işlenmemiş sütlerden yapılan peynirlerde bulunan bakteriler insanlarda Listeria enfeksiyonuna neden olabilir. Bilindiği gibi ABD ve Avrupa'da çoğunlukla kavun ve karpuz dilimlenerek satılmaktadır. Dilimlenme anında kavunun kabuğunda bulunan Listeria bakterisi meyve kısmına geçmiş ve burada gelişerek zehirlenme yapacak düzeye erişmiş olabilir.''
Temiz, bakterinin vücutta çok miktarda birikmesi halinde menenjite yol açabildiğine dikkati çekerek, hastalığın belirtilerinin yüksek ateş, baş ağrısı, boyun tutulması veya sertleşmesi ve mide bulantısı olarak görüldüğünü söyledi. Enfeksiyonun ilerlemesi durumunda hamilelerde düşük ve ölü doğumlara yol açtığını belirten Temiz, ''Bakteriden en çok etkilenenler bağışıklık sistemi zayıf olanlar, HIV taşıyıcıları, kemoterapi görenler, hamileler, bebekler, küçük çocuklar ve yaşlılar. Hastalık ilerlerse ölüme de neden olabiliyor'' dedi.
GIDALARDAKİ EKŞİME VE ÇÜRÜMELERİ DE ENGELLİYOR Temiz, gıdalara uygulanacak propolisin küflenme, çürüme ve ekşime gibi mikrobiyel bozulmalara da etki ettiğini, bu bozulmaya sebep olan bakterilerin küflerin de propolis sayesinde öldürülebildiğini kaydederek, şöyle konuştu:
''Fakat yaptığımız çalışmalarda propolisin eklendiği ve kaplandığı gıdalarda reçinemsi bir tat ve koku bırakıyor. Bu etkinin kullanılacak propolis miktarının azaltılmasıyla giderilebileceğini düşünüyoruz. Bu konuda araştırmalarımız devam ediyor. Gıdalara propolisin direkt uygulanmasının yerine, içeriğindeki bakteriyi öldüren etken maddelerin ayrıştırılarak kullanılması tat ve koku için daha uygun olabilir. Bu maddenin antiseptik, antimikrobiyal ve antitümör (tümör oluşumunu engelleyici) gibi sayısız etkisi var. Şeker hastaları için faydalı. Aynı zamanda dokuların iyileşmesi ve onarımına da katkı sağladığı tespit edilmiş. Vatandaşlar ayrıca hem sağlıklı olmak hem de mikroplara karşı vücut dirençlerini güçlendirmek için propolisi tablet ya da şurup şeklinde kullanabilir.''
ECZANEDEN ALINMALI, DOKTOR KONTROLÜNDE KULLANILMALI
Temiz, aktarlarda satılan propolis tablet ve türevlerinin kesinlikle güvenilir olmadığını da vurgulayarak, eczanelerde satılan Sağlık Bakanlığı'ndan onaylı ürünlerin de mutlaka doktor denetiminde alınması gerektiği uyarısında bulundu.
Propolisin gıdalara, sebze ve meyvelere henüz uygulanamadığını dile getiren Temiz, araştırmaların devam ettiğini gelecek günlerde sorunun çözüleceğini tahmin ettiklerini belirterek şunları söyledi: ''O zamana kadar bu bakterilerden korunmanın en ideal ve ulaşılabilir yolu meyve ve sebze yüzeylerinin sirkeli suyla dezenfekte edilmesidir. 1 litre suya 1 çay bardağı sirke ekleyerek yapılacak karışımda sebze ve meyveleri 10-15 dakika beklettikten sonra bir kaç kez musluk altında yıkamak. Böylece sebze ve meyvenin dış yüzeyindeki bakteri ve diğer mikroplar önemli oranda ölüyor. Ayrıca pastörize olmayan süt ve süt ürünlerinin tüketiminden de kaçınılmalı. Tüm endüstriyel gıda maddelerinin üzerinde üretim tarihi ve son kullanma tarihi ibaresi aranmalı ve tarihi geçmiş besinler yenmemeli. Çiğ yumurta, çiğ et (tavuk, kabuklu deniz hayvanları, balık, kırmızı et gibi) yeme alışkanlığı terk edilmeli.''