Bu Da Siyahtı Blackberry De.... Graham Bell'den Blackberry'e... Blackberrynin çöktüğü bu günlerden bir süre önce , her ne kadar bir teknoloji manyağı olsam da , her telefon çaldığında hayatı kolaylaştırmasına rağmen ,telefonu duvara fırlatasım da çok oldu... Tam özel bir toplantı,görüşme belki bir arkadaşla sohbet ,belki kendimi dinlemek ,gülmek ağlamak veya her neyse herşey yarım yamalak...Bu yüzden son zamanlarda çoğunluk telefonu sessiz moduna almaktayım...Buna rağmen de 2 gündür olan sessizlik de pek hoşuma gitti diyemem... Diğer yandan da telefon dediğinde nedense ilk hatırladığım yayladaki manyetolu telefonumuz..Üstünde örtüsü olurdu hep,sağ tarafında bir kulpu ,telefon açmak istediğimiz zaman kahve değirmeni gibi çevirirsin de çevirirsin..karşıdan ses gelene kadar..şanslı isen hemen ,yoksa bağlanması daha zaman alan bir süreç...,ve ses gelir buyrun Bürücek postanesi..bağlanmak istediğniz telefon numarasını verip...ya sabır beklersiniz... Adanada,şehirde ise işler biraz daha kolay..iç hat hemen.zaten çeviriyorsun konuşuyorsun..o da çevir sesi dııııttttt duyarsan.onu da duymazsan bekle de dur dııııt sesini ..şehirler arası ve milletlerarası bağlanmak için gene postaneyi arıyorsun ,numarayı yazdırıyorsun ve bekliyorsun...miiletlerarası ise daha zor..dayım o zamanlar Kanadada okuyor ..yazık anneanneme 2 gün beklediğimizi bilirim evde...o da normal,acele,yıldırım diye ayrılırdı....Güya fiyata göre daha çabuk veya daha sonra bağlanırdı ama bana kalsa hep bir bekleme olurdu..Daha sonra otomatik arama oldu ve herkeste acayip bir heyecan olmuştu... Telefon farklı bir şeydi o zaman.hepsinin üzerinde örtü olmasa da farklı bir olaydı,ha diyip eline alıp telefon açılmazdı,belli bir saatten sonra telefon çalmazdı,,zaten sesi kısılmadığı gibi kimse zamansız da aramazdı da...telefonda işletmeler cok olurdu.çaldiğı zaman kimin aradığını bilmezdik..numalar görünmedigi için seni evden aradım bulamadım yalanları da çoktu.Parmagını yuvarlak sayıların bulundugu yerlere daldırıp telefon acmak gıcık işti,hiç sevmezdim o telefonları tırnağımın telefona sürtmesine acayip gıcık olurdum..tuşlu telefon çıkdığında herkes pek bir rahatladı..ve de ayrıca telsiz olmadığı için sabit bir yerde konuşma zorunluğu vardı...Şimdi merak ediyorum telsiz telefonu olup da oturduğu yerde konuşan kaç kişi var? İlla evde tur atacağız konuşurken sanki maratondayız.....O zamanlar farklı bir yeri olan telefonun şimdi daha farklı bir yeri var ve hayatımızın olmaz olmazlarından..7 den 70 e herkesin hayatının bir parçası gibi oldu da oldu....O veya bu her neyse ben gene de telefonumu çok özledim... |