Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 24 Kasım 2024 Pazar
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  GÜNLÜK » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

Obezitedeki ölümcül tehlike
 
"Önlenebilir sağlık sorunları" içinde dünyada sigaradan sonra ikinci sırada bulunan obezite, böbrek hastalığı riskini normal ağırlığa sahip bireylere göre yüzde 40 ila 80 oranında artırıyor.
 
 

Anadolu Sağlık Merkezi İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Doç. Dr. Enes Murat Atasoyu, obezitenin tedavisiyle birçok hastalığın önlenebileceğini söyledi.

Çevresel ve genetik faktörlere bağlı olarak gelişen obezite ve beraberinde getirdiği metabolik sendrom, kronik böbrek hastalığının gelişimi ve ilerlemesinde önemli bir risk faktörü olarak kabul ediliyor. Obezite Prevalans Çalışması'nın sonuçlarına göre Türkiye'de yetişkinlerde obezite oranı, yüzde 22.3. Anadolu Sağlık Merkezi İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Doç. Dr. Enes Murat Atasoyu, fazla kilosu olanlarda böbrek hastalığı gelişme riskinin normal vücut ağırlığına sahip bireylere göre yüzde 40 ila 80 oranında fazla olduğunu belirterek, hastalıkla ilgili şunları söyledi:

"Obezite böbrek yetmezliğine yol açtığı gibi, böbrek hastalarında da hastalığın seyrini olumsuz etkiliyor. Diyaliz veya böbrek nakli tedavilerinin gerekli olduğu 'Son Dönem Böbrek Hastalığı'nın en yaygın iki nedeni olan Tip 2 diyabet ve hipertansiyon ile çok yakından ilişkili olması riski artırıyor.

Obezite gerek diyabet ve hipertansiyona neden olarak, gerekse metabolik sendrom olarak adlandırılan açlık kan şekeri ile kan yağlarında yükselme ve hipertansiyonla tanımlanan bir klinik tablo içinde yer
alarak, böbrekleri olumsuz etkiliyor".

Türk Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği tarafından yapılan Türk Hipertansiyon Prevalans Çalışması verilerine göre ise vücut kitle indeksi 30 kg/m2 ve üstünde olan bireylerin yüzde 60'ında hipertansiyon görülüyor. Doç. Dr. Atasoyu, obezitenin kan basıncına etkisini ise şöyle açıklıyor: "Genetik yatkınlığın rolü olmasıyla birlikte, asıl etken vücutta artan yağ dokusudur.

Yağ dokusu, kan basıncının yükselmesine neden olan birtakım hormonal etkiler oluşturarak böbreklerde su ve tuz tutulumunun artmasına ve atardamarlarda spazm oluşturarak, çaplarının daralmasına yol açıyor. Böylece hipertansiyon gelişiyor. Tüm bunlardan korunmak için obezitenin tedavisi şart."


Obezitenin önlenmesi ve tedavisinde ise öncelikle diyetle alınan kalorinin azaltılması ve düzenli egzersiz (tempolu yürüyüş, hafif tempolu koşu, bisiklet veya yüzme gibi) yapılması çok önemli.

Düşük kalorili beslenme programı ve düzenli egzersizlere rağmen yeteri kadar zayıflayamayan obez kimselere cerrahi tedaviler uygulanabiliyor. Tedavi seçenekleri arasında yer alan cerrahi, doğru hastaya doğru yöntemle uygulandığı zaman başarılı sonuçlar alınmasını sağlıyor.(İHA)

Ekleme Tarihi
14.01.2012
Ekleyen Kişi
şahin yaylacı

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız