Yavru Badem'i nasıl öldürdük?
Fok Badem'e yakınlık gösterenler aslında kötülük ettiklerinin farkında değildi. Badem'in yavrusunun ölü doğmasının sebebi de bu 'aşırı ilgiydi'... Akdeniz foku Badem için uzun yıllardır çalışmalar yapan Sualtı Araştırmaları Derneği'nin kurucu üyelerinden Cem Orkun Kıraç Radikal gazetesinde yayınlanan yazısında bu süreci şöyle anlatıyor: "Türkiye’nin en tanınmış hayvanı Badem olacak dense inanamazdım. Badem 2006’da bakıma muhtaç bir yavru olarak bulundu. Rehabilitasyon sürecinden sonra 2007’de doğasına geri bırakıldı. Kısa süre sonra Datça’da görüldü.
İlk günlerinde özgürce dolaşmış ancak Datça’nın güneyinde karşısına çıkan iki dalgıcın yakın davranışları ve tuttukları balıkları Badem’e ikram etmeleri ile onları kıyıya kadar takip etmişti. Datça’da istisnasız her kesimin yakınlaşması Badem’i insanlara daha çok çekti. O zamanlar ‘uzaktan sevmek aşkların en güzeli’ desek de kimseyi ikna edemedik. Zira ona aşırı yakınlık gösterenler aslında Badem’i ölüme götürdüklerini anlamıyorlardı.
Türkiye’nin ilk doğal yaşam alanı dışında kontrollü bir ortamda rehabilite sürecinden geçen akdenizfoku Badem, tüm dünyada 600 civarında kalmış nadir bir deniz memeli türü. SAD-AFAG’in yoğun çalışmaları, Sahil Güvenlik ve Datça Belediyesi’nin sayesinde 2009’dan itibaren insanlarla teması azaldı. Yine de işi şansa bırakmamak için yaz sezonunda Gökova’daki açık deniz havuzunda insanlarla temasını kesmek amacıyla misafirimiz oldu ve canlı balıklarla beslendi. Kış sezonuna girildiğinde ise doğal ortamına bırakıldı.
Gördük ki aslında Badem Türkiye’nin gelmiş geçmiş en iyi kamuoyu yaratma projesi olmuş. Ancak Badem için işler her zaman yolunda gitmedi. Gökova’da Badem canlı balıklara beslenirken, mülki idare amirliği ‘denizi kirletme’ gerekçesi ile ceza alınacağını iletince canlı balıkları dondurmak zorunda kaldık. Badem’e hiç sevmediği halde mecburen ölü balık verdik. Yetkililere sorunumuzu anlatamadık ve sonucunda Badem’in beslenmesi eski düzeninde olamadı. 2011 sonunda ise doğum yaptı ancak yavrusu ölü doğdu. Belki de yazın hamilelik döneminde canlı balıkla beslenemediğinden bu sonuç meydana geldi. Uzun seneler denizel biyolojik çeşitlilik üzerine çalışmaları olan arkadaşım Ozan Veryeri’nin saptaması şöyle: 'Kıyılarımızı nesli azalan bir canlı ile paylaşamadık. Badem’in yediği canlı balığa bile izin verilmedi. Ülkemizin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere bakarsak ‘yaşam alanları ile birlikte sıkı koruma güvencesi’ altında olan nadir canlıların korunmasında daha titiz olunmalı.’ " |