Kanserin düşmanı çay
Kayseri Özel Avrupa Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü doktorlarından Op. Dr. Kurtuluş Urgur, yıllardır yeşil çayın antioksidan özellikleri ön plana çıkarılarak siyah çaya haksızlık yapıldığını söyledi.
Siyah çayın da sanıldığının aksine yeşil çay kadar antioksidan özelliğe sahip olduğuna dikkat çeken Urgur, "Yeşil çayı alalım, yıllardır kullandığımız siyah çayı bir kenara bırakalım, gibi bir imaj oluşturulmaktadır ancak bu kanı doğru değildir" dedi. Yeşil çayın içeriğindeki fenol bileşikleriyle antioksidan etki gösterdiğini doğrulayan Urgur, siyah çayın da doğru oranda kullanıldığında aynı etkileri gösterebileceğini belirtti.
"Siyah çayın antioksidan ve antikanserojen etkili olduğuna dair yapılmış çalışmalar mevcut. Bunlar gerçekten doğru. Yeşil çay gerçekten içindeki fenol bileşikleriyle antioksidan etki göstermekte ancak bunu siyah çaya haksızlık yaparak ortaya koymamız uygun değil. Siyah çay da aynı oranda antioksidan özelliğe sahiptir.
Yeterli miktarda tüketildiği zaman antioksidan, yaşlanmayı geciktirici ve antikanserojen etkisini göstermektedir" diyen Urgur, siyah çayın etkilerini görebilmek için günlük 4 kupadan az alınmaması gerektiğini ifade etti.
Urgur, "Bir insanın günlük sıvı ihtiyacının 2 ya da 2 buçuk litre olduğu düşünülürse o insanın sıvı ihtiyacının 5'te 1'ini çay olarak tüketmesinin, o insanın yaşlanmasını geciktireceğini ve kalbi korumasına yardımcı olacağını düşünebiliriz. Bunun yanı sıra siyah çayı belirli süre aralıklarıyla tüketmek önemli. Demlendikten ve tavşankanı kıvamına geldikten sonra, yani 15 dakika sonra tüketilmeye başlanması önerilir.
Ve en yararlı etkiyi elde edebilmek açısından 2 ya da 2 buçuk saat içerisinde tüketilmelidir" diye konuştu.
Bunun yanı sıra çayın kansızlık yaptığı inancının da yanlış olduğuna dikkat çeken Urgur, "Yıllar önce bize öğretilen, fakültelerde de öğretilen, 'Çay kansızlık yapar' bilgisiydi.
Hakikaten içindeki tein maddesi vücudumuzun kan oranını sağlayan ve oksijen taşıma kapasitesine yardımcı olan demir bileşiğinin vücuttan, mideden emilmesine engel oluyor. Tein maddesi demiri bağlayarak ince bağırsaktan absorbe edilmesine engel oluyor. Ancak bu, çok yüksek miktarlarda ve çok koyu çay içenlerde görülmüş bir hadise.
Halihazırda herhangi bir anemi ya da genel bir kansızlık görülmeyen insanlarda bu miktarlarda çay içilmesi çok anormal olmayacağı için klinik pratikte çok görülen sonuçlara yol açmaz. O yüzden vatandaşlarımız güvenle istedikleri miktarda çay içebilirler" ifadelerini kullandı. (İHA)
|