Dr. Günnur Başar, Türkiye'de aldığı tıp eğitiminin ardından Almanya ve ABD'de eğitimine devam etmiş başarılı bir hekim. Hastalarını tedavi etmek için Türkiye'deki
Dr. Günnur Başar 23 yıllık tıp hekimi. Bir süredir alternatif bir tedavi yöntemi olan homeopati ile çalışmalarına devam ediyor. Hayali, Türkiye'de bir gün tıp fakültelerinde homeopati eğitiminin verilmesi. Homeopati, Türkiye'de henüz çok yeni bir uygulama. Klasik tıp anlayışından çok farklı.
Günümüzde Avrupa, Kuzey ve Güney Amerika, Asya ve Afrika’da oldukça yaygın şekilde uygulanan Homeopati, Dünya Sağlık Örgütü(WHO) tarafından da tanınmakta.
Fransa, İtalya Hindistan, Brezilya'da tıp fakültelerinde okutuluyor, İngiltere'de homeopati hastaneleri bile var.
Homeopatide hastalık için ayrı ilaç verilmiyor. Siz bir homeopat ile görüşmek istediğinizde bu seans en az iki saat sürüyor. Ve homeopatlar hastalarının sadece bedenleri ile değil, duygusal ve ruhsal dünyaları ile de ilgileniyorlar. Çünkü onlar için bunların hepsi bir bütün...
Birçok ülkede sigortaların karşıladığı homeopatik ilaçların özünde bitkiler, mineraller, elementler var. Homeopati 300 yıl kadar önce, Alman hekim Samuel Hahnemann tarafından geliştirildi. Başar, ntvmsnbc'nin sorularını yanıtladı:
- Homeopati nedir?
Batı tıbbı, organizmaya fiziksel beden olarak bakar. Oysa duygusal, ruhsal parçalarımız var. Homepatide hasta ile bir buçuk, iki saat süren bir görüşme yaparız. Sadece fiziksel şikayetlerini değil, duygusal özelliklerini de, uyku, sıcak, soğuk, yiyeceklerle ilişkisini ele alırız. Daha önce nasıl hastalandığına bakarız ve ona göre bir tedavi uygularız. Mesela başımız ağrıyor, ağrı kesici kullanıyoruz. Ağrı kesici sadece ağrıyı hissetmemizi, semptomları engelliyor, tedavi etmiyor. Klasik tıp, semptomlara karşı ilaç veriyor, hastalığa karşı değil. Temel tedavi anlayışımızın değişmesi gerek. Mesela herkesin midesinde bir santimetre büyüklüğünde ülser olsun. Tıp, hepsine aynı ilacı veriyor. Ama hiç birinin semptomu aynı değildir.
Kimisinin kızdığı zaman midesi ağrır, kimisinin üzüldüğü zaman, kimisinin gece yarısı ağrır, kimisinin açlıktan... Klasik tıpta aradığımızı bulamıyoruz. Dolayısıyla başka bir yönteme ihtiyacımız var. Homeopati, eski bir alan. 250 yıllık bir geçmişi var. Son yıllarda da daha çok başvurulan bir alan. Yurt dışında bir çok tıp fakültesinde homeopati bölümleri vardır. Son elli yıldır çok gelişti.
Biz homeopatide hastalığı fiziksel, ruhsal, zihinsel ve duygusal boyutları olan bir bütün olarak görüyoruz. Bir tek fiziksel boyutu yok bizim için. Doktorlar ilaçla geçiremiyorlarsa nedenini psikolojik olarak görüyorlar. Aslında bütün hastalıkların nedeni psikolojikdir. Organizma bir biçimde hastalanır ve organizma bütün o semptomları üretir.
Biz homeopati ile kronik hastalıkları tedavi edebiliyoruz, klasik tıbbın aksine. Çok sık hastalanan bir çocuk da kronik hastalık geçiriyordur. Onu da çok sık hastalanmaz hale getirmek mümkün. homeopatide. Veya depresyonu, astımı... Bu tip şeylerin hepsini tedavi etmek homeopati ile mümkün. Herkesin DNA sarmalı kendine özgüdür ve bu sarmal o kişinin fiziksel ve psişik özelliklerini belirler. Homeopatide her hasta için tamamıyla doğal maddelerden (bitkiler, mineraller, organik ürünler, doku ekstreleri..) tek bir karışım (remedi) hazırlanır.
Homeopatik remediler sağlıklı kişilerde hastalığa özgü belirtiler oluştururken, hastalarda iyileşme aracı olur. Her remedi, bireye özgü belirtiler bütününe etki eder, çünkü her insanın vücudu ve hastalığı kendisine özgü belirtiler gösterir. Remediler maddelerin enerji verici özelliklerinden faydalanarak vücuttaki uyum ve dengeyi tekrar sağlar, savunma ve iyileşme sistemlerini güçlendirir; bir başka deyişle kişinin “yaşama gücünü” harekete geçirir. Remediler hastanın kendi gücüyle çalıştığı için yan etkisizdir; bebeklerde, hamilelerde ve yaşlılarda güvenle kullanılabilir.
- Kimler homeopat olabilir?
Homeopati öğrenmesi ve pratiği zor bir alan. En az iki yıl eğitim gerektiriyor. Uzun bir hasta bakımımız var. Hasta görüşmelerimiz birbuçuk, iki saat sürüyor. Dolayısıyla fizibil birşey değil. Biz klasik homeopati yapıyoruz. En çok faydayı bu klasik homeopati de görüyoruz. İlaçların iyileştirme oranı yüzde yetmişse biz yüzde doksanlarda iyileştirme oranına sahibiz. Tıp doktorları olabiliyor. İtalya’da, Brezilya’da, tıp fakültelerinde okutuluyor. Ya da Fransa gibi Avrupa’nın pekçok ülkesinde özel kurslar veriliyor. Ya da homeopati okulları var. Almanya’da var böyle okullar. İki sene temel tıp okuyup üzerine homeopati eğitimi alıyorlar. Onlara da homeopatik danışman deniyor.
- Bir seansta neler yaşanır?
Hastanın kişilik özellikleri, fiziksel özellikleri, iştahı, sevdikleri-sevmedikleri, vücut fonksiyonlarının düzeni, çevresel etkiler, ailede hastalığın seyri, aile ve sosyal ilişkileri dikkate alınır. Hastanın mesleği-işi, boş zamanlarını değerlendirme biçimi, eğlence- dinlenme ile ilgili faaliyetleri ve duygusal durumu irdelenir. Kişiye özel homeopatik tedavide her sefer sadece tek ilaç alınır.
Doğru ilacı aldığınızda şunlar olabilir: belirli semptomların kaybolması, daha enerjik hissetme, daha güçlü bağışıklık sistemi fonksiyonları ve iyilik halinde artış. Homeopatik tedavilerin hızlı ve derine giden etkileri vardır. Değişikliğin oluşması zaman alsa da genelde kalıcıdır. Eğer basit ve az sayıda hastalığınız varsa tek seans yeterli oluyor. Mesela çocuklarda tek seans yetiyor. O zaman verdiğimiz ilaç çocuğun tüm hayatını etkiliyor. Homeopatik sisteme göre hastalık giderek derinleşir. Semptomları ortadan kaldırmakla hastalığı kaldıramayacağınız için semptomları baskılamak da hastalığın organizmada daha derin yerlere daha büyük sistemlere çekilmesine neden olur.
Çocuklar örneğin yeni doğan döneminde ciltlerinde egzamalar oluşur. Onlara kortizon verilir, birkaç ay geçmeden, o çocuk alerjik astım oluyor. Onun için de klasik tıp kortizon veriyor. Sonra ilkokula başlıyor ve hiperaktif oluyorlar birdenbire. Sonra onu da baskılamak için başka ilaçlar veriyoruz. Hastalık bir deri semptomuyken, akciğerlere gidiyor, onu baskılarsanız bu kez de duygusal bir hastalığa dönüşüyor.
Onu da baskılarsanız, üniversiteye gelmeden depresyona giriyor. Homeopatiye göre depresyon zihinsel bir hastalıkdır. Dolayısıyla çocuğu çok daha erken tedavi ederseniz bunların hiçbiri olmaz. Hastalık ilk belirtiyi verdiğinde, siz ona yaşam enerjisi ekleyerek o hastalıktan kurtulmasını sağlayabilirsiniz.
-Çamtepe Ekolojik Yaşam Kültürü Merkezi’nde de bir kurs düzenliyorsunuz. Kurs neleri içeriyor?
Avrupa’da küçük kurslar vardır. Grip, düşme gibi günlük hayatta sıklıkla yaşanan konulara karşı nasıl tedavi edilebileceğini anlatan birkaç günlük akut hastalıklara yönelik kısa kurslar yapıyoruz.
Biz de Çamtepe’de bunu yapacağız.
-Homeopati konusunda Türkiye’de nelere ihtiyaç var?
İlaçların Türkiye’de bir an evvel ruhsatlandırılması gerekiyor. Türkiye’de eczanelerde satılıyor olursa kullanımı da yaygınlaşacak. Ruhsatlandırılması için bir altyapı var. Başvurulabilir bir durumda. Sağlık Bakanlığı’nın bunu bir alternatif tedavi yöntemi olarak kabul etmesi ve bir tıp fakültesi içnide bunun okutulması hedefimiz.
Dr. Günnur Başar kim?
1987’de Ege Tıp fakültesinden mezun oldu. 1992’de Aile Hekimliği İhtisası’nı tamamlayıp Almanya’nın Köln şehrinde Genetik alanında doktora yaptı. Türkiye’de ve yurtdışında çeşitli hastanelerde doktor olarak çalıştı. İlaç sanayiinde araştırmacı ve yönetici olarak çalıştı. 1997’den beri Psikodrama, sanat terapisi, aile terapisi, Holotropik Nefes ve Klasik Homeopati eğitimleri alarak bu konularda çalıştı.
ABD’de homeopati eğitimi aldı. Şu anda kronik tıbbi hastalığı olanlarla gönüllü psikolojik destek grupları yürütüyor ve homeopati ve sağlık danışmanlığı ile uğraşıyor. Homeopati Derneği bünyesinde kurslar veriyor ve Kültür Üniversitesi Psikoloji bölümünde Sanat Terapisi dersleri veriyor. Evli ve bir kızı var.