“Kenelerden Korunmak İçin Kenenin Aktif Olduğu Dönemlerde Kenelerin Bol Bulunabileceği Alanlardan Kaçınılmalı, Kene Isırmasını Önlemek İçin De Giysilere Ve Deriye Repellent (Sinek, Böceksavar) Uygulamalı”
ORDU (İHA) - Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı Dr. Musa Yılmaz Acar, “Kenelerden korunmak için kenenin aktif olduğu dönemlerde kenelerin bol bulunabileceği alanlardan kaçınılmalı, kene ısırmasını önlemek için de giysilere ve deriye repellent (sinek, böceksavar) uygulamalı” dedi.
Ünye’de özel bir hastanede çalışan Uzman Dr. Musa Yılmaz Acar, Ünye Çok Amaçlı Toplum Merkezi (ÇATOM) üyelerine yaz aylarında en büyük sağlık tehdidini oluşturan keneler ve onlardan korunma yöntemleri konulu bir konferans verdi.
Türkiye’nin subtropikal iklim kuşağında yer alması, coğrafik yapısı, evcil ve yabani hayvan hareketlerinin kontrollündeki zorluklar, hayvancılık yapılması, ilaçlamaların kontrolsüz ve düzensiz yapılması gibi nedenlerden dolayı birçok kene türünün üreme ve gelişmesi için uygun bir ortam oluşturduğuna değinen Dr. Acar, Türkiye’de 2002 yılından itibaren kene vakalarına rastlandığını hatırlattı. Bir kenenin yaklaşık 3 bin yumurta bıraktığının altını çizen Dr. Musa Yılmaz Acar, “Keneleri yok etmek neredeyse imkansızdır. Kenelerin taşıdığı virüs nesilden nesile aktarılıyor. Virüslü bir kenenin yavruları da virüslüdür” diye konuştu.
Kenelerden bulaşan en tehlikeli hastalığın Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı olduğunu belirten Uzman Dr. Musa Yılmaz Acar, “Bu virüs, sebebi bulunamayan ateş ve engellenemeyen kanamalar ile seyreder. Ölüm oranı yüzde 3-30 arasındadır. Bu virüs hastalıklı kenelerin ısırması, virüs bulaşmış hayvanların kesilmesi sırasında kan ve dokulara temas ile vb. nedenlerle bulaşabilir. Risk grupları arasında tarım çalışanları, hayvancılık yapanlar, çiftlik çalışanları, çobanlar, kasaplar, mezbaha çalışanları, veterinerler ve hasta hayvanlar ile teması olanlar, endemik bölgelerde görev yapan sağlık çalışanları, piknik yapanlar, kamp yapanlar vb. çalışanlar risk grubunu teşkil etmektedir.
KKKA hastalığı haziran, temmuz, ağustos aylarında en çok görülmektedir. Hastalığın belirtileri; ateş, baş ağrısı, aşırı halsizlik, karın ağrısı, bulantı, kusma, ishal, yüzde kızarma, deri altında kanama, burun, diş eti kanamaları, iç organlarda kanama vb. şekildedir. Hastalık diğer hastalıkları taklit ettiği için teşhisi zordur. Kenelerden korunmak için; kenenin aktif olduğu dönemlerde kenelerin bol bulunabileceği alanlardan kaçınılmalıdır. Kene ısırmasını önlemek için giysilere ve deriye repellent (sinek, böceksavar) uygulamalıdır.
Giysilerin ve cildin düzenli olarak kene açısından kontrolü yapılmalı ve kene varsa çıkarılmalıdır, yapışmış keneler uygun bir şekilde kene ezilmeden, ağızdan veya başından tutularak bir cımbız veya pens yardımıyla sağa sola oynatarak alınmalıdır. Isırılan yer alkolle temizlenmelidir. Mümkünse kenenin tanı için alkolde saklanması uygun olur.
Özelikle kırsal alanlarda dolaşılırken açık renkli vücudu örten elbise ve çizme giyilmeli veya ayakkabı giyilecekse pantolon paçaları çorap içine alınmalıdır. Çıplak elle keneye temas edilmemelidir. Vücuttaki kenelerin üzerine herhangi bir kimyasal madde (alkol, kolonya, gazyağı v.b) dökülmemeli, sigara veya ateş kullanarak keneler uzaklaştırılmamalıdır” şeklinde konuştu. Konferans soru-cevap bölümü ile son buldu.