Çikita muz denilince aklınıza sadece meyve geliyorsa, iki defa düşünün. Chiquita, ya da eski ismiyle United Fruit Company, Latin Amerika’da her taşın altından çıkan bir şirket. Fidel’in nefret ettiği şirket, şimdi de Honduras halkının bedduasını topluyor.
Turgut Özal döneminde tanıştığımız, bazılarımızın “Anamur muzu varken ne öyle saman gibi” diyerek horladığı çikita muzların ihracatçısı Chiquita, dünyanın bu alandaki en büyük şirketi. Üstelik, muz başka yerlerde bizdeki gibi “kırk yılın başında bir” yenilen bir meyve de değil. Bugün dünya nüfusunun en fazla tükettiği gıda maddesi, pirinç, buğday ve sütten sonra muz.
Muzun ticari potansiyeli, ilk defa Minor Keith isimli bir ABD'linin, 1870'li yılların başlarında birkaç muz ağacını demiryolunun kenarına ekmesinin ardından keşfedildi. Gabriel García Marquez'in "Yüzyıllık Yalnızlık" kitabında, muzun önce medeniyet, sonra yıkım getirdiği Macondo kasabasının bir sakini, "Bir gringo'yu birkaç muz yemeye davet etmemiz yüzünden şu başımıza gelenlere bak" dediğinde, tarihsel bir gerçeğe işaret ediyordu.
Şirket, United Fruit Company (UFCO) ismiyle 1899 yılında kurulur. Hedeflerinde sadece meyvecilik yoktur, sebzecilikten ulaşıma kadar birçok alanda iş yapmaya heveslilerdir. 1901’de Guatemala hükümeti, ülkenin postacılık hizmetini UFCO’ya verdiğinde, Latin Amerika’da yeni bir dönemin açılmakta olduğunun farkında değildir.
1930’a gelindiğinde UFCO, 20 rakip şirketi yutmuş, tüm Orta Amerika’nın en büyük işvereni konumuna gelmiştir. Bu yıllarda şirketin kudreti o kadar artar ki, ABD’li yazar O’Henry, “muz cumhuriyeti” sözünü ilk defa Honduras için kullanır. UFCO, güçlü sermayesiyle kıtadaki bağımlı ülkeleri parmağında oynatır. “Muzlar” adlı kitabın yazarı Peter Chapman, bu dönemde UFCO’nun birçok ulus-devletten daha güçlü olduğunu belirtir. Latin Amerika’da şirketin adı, her tarafı sarmalarından dolayı ‘pulpo’ya (ahtapot) çıkar. UFCO, her ülkede verimli toprakların büyük kısmını satın alır, hükümete muz vergilerini düşürmesi, köylülere muz dağıtmamasıgibi konularda baskı yapar.
“Toplama kampı” çalıştıran sağcı şirket Muz plantasyonlarında çalışma koşulları günümüzde bile çok ağırdır. Buralarda çalışan, bazıları 14 yaşındaki Latin kadınları, sabah 6:30’dan akşam 19:00’a kadar güneşin altında, ellerinde plastik eldivenlerle muz toplarlar. Latin Amerika muz plantasyonları çalışanlarının koordinasyon örgütü Colsiba, bu plantasyonları toplama kamplarına benzetir.
UFCO, girdiği her ülkede aşırı sağla politik ittifak kurar. Ancak kötü şöhreti ilk defa 1928 yılında yayılır. 12 Kasım günü, Kolombiya’da 30 bine yakın muz işçisi greve çıkarlar. Şirketin baskısıyla hükümet, grevcilerin üzerine orduyu gönderir. Ordunun grevcilerin üzerine ateş açması sonucu onlarca işçi ölür. Hükümet, saldırıyı “komünistler greve öncülük ediyordu” diyerek meşru göstermeye çalışır.
1954 yılında Guatemala’da toprak reformu yapmak ve UFCO’nun topraklarının yüzde 40’ını kamulaştırmak isteyen Jacobo Arbenz Guzmán, UFCO’nun da kışkırtması sonucu CIA’nın örgütlediği bir darbeyle devrilir. Şirketin kanlı politik geçmişinde en fazla hatırlanacak olan bu olay, o dönemin solcu kuşağını derinden etkiler. Darbe olduğu sırada ülkede bulunan Ernesto Che Guevara, Küba’daki mücadelesinde Fidel Castro’yla birlikte UFCO’ya karşı da savaşcaktır. Küba topraklarının da bir numaralı sahibi olan UFCO, devrim sırasında Küba halkının diktatör Batista kadar başından def etmek istediği bir şirkettir.
1961 yılında CIA’nın eğittiği karşı-devrimci bozgun çeteleri Küba’nın Domuzlar Körfezi’ne çıkarma yaptıklarında, bu çetelerin altındaki gemileri United Fruit Company “ödünç” vermiştir.
Daha sonra United Brands adını alan şirket, 1972 yılında Honduras’ta General Oswaldo López Arellano’nun iktidara gelmesini sağlar. Ancak UFCO’nun General’e 1.25 milyon dolar rüşvet verdiğinin, meyve ihracat vergilerini düşürmesi halinde bir o kadar daha vermeyi taahhüt ettiğinin açığa çıkması üzerine diktatör iktidarı bırakmak zorunda kalır, UFCO şirket başkanı da New York’taki gökdeleninden kendini atarak intihar eder.
Bunca yıl sonra değişmedi 1984 yılında Chiquita ismini alan şirket, bu sağcı faaliyetlerine asla ara vermedi. 1990’lı yıllarda birçok Latin Amerika ülkesinde paramiliter çetelerin finansmanını sağladı. Öyle ki, ABD’deki bir mahkemede şirket, Kolombiya’daki bir ölüm tugayına 2 milyon dolar verdiğini açıklamak zorunda kaldı. Ancak Chiquita, Beyaz Saray’daki rüşvet ve lobi faaliyetleri sayesinde hiçbir yöneticisi tek gün hapis cezası almadan, sadece 25 milyon dolarlık bir tazminatla bu davayı atlattı.
O dönemde şirketin CEO’su olan Charles Linder, Demokrat Parti’ye büyük miktarda bağışta bulundu. Karşılığında Bill Clinton hükümeti, ölüm tugaylarını destekleyen Andrés Pastrana hükümetine destek vererek, şirkete “borcunu ödedi”.
Chiquita, her zaman Beyaz Saray’daki lobi faaliyetlerini güçlü tutmaya çalıştı. Bugün Obama yönetiminde Adalet Bakanı olan Eric Holder, o dönemde Chiquita’nın lobi faaliyetlerini yürüten Covington hukuk şirketinin ortağıydı. Ölüm tugaylarıyla ilişki meselesinde şirketi savunan (ve yıllık maaşı 2 milyon doları bulan) Holder, şirketin 25 milyon dolarlık tazminatla bu işten sıyrılmasında baş rolü oynadı.
Honduras darbesinde Chiquita bağlantısı Honduras’ta ordunun ülkeden uzaklaştırdığı Devlet Başkanı Manuel Zelaya, asgari ücretleri yüzde 60 artırdığında, bu Chiquita için korkunç bir haberdi. Chiquita, bu meseleyi çözmek için Honduras’ın TÜSİAD’ı olan COHEP’e başvurdu. Elbette COHEP, her TÜSİAD’ın yapacağı gibi, asgari ücretlerin artması durumunda şirketlerin işçi çıkarmak zorunda kalacağını ve ülkede işsizliğin artacağını savundu. Yetmedi, darbe geldi.
Şu an COHEP, Honduras’taki darbe hükümetine ekonomik yaptırım uygulanmaması gerektiği, çünkü bunun Honduras’ın yoksullarını kötü etkileyeceği propagandası yapıyor. Ayrıca Micheletti’yi desteklediklerini ve Zelaya’nın dönmesini istemediklerini de açıklamış durumdalar.
Ancak Chiquita’nın Latin Amerika’daki sağ güçler ve Honduras’taki darbeyle asıl ilgi bağlantısı, Covington hukuk şirketi üzerinden kurulmuş bulunuyor. Araştırmacı Nikolas Kozloff’un yazdığı gibi, 2002’de Venezuela’da Hugo Chávez’e karşı yapılan ve başarısızlığa uğrayan darbede adı sıkça geçen, Bush’un Birleşmiş Milletler nezdindeki elçisi John Bolton, 1974’ten 1981’e kadar Covington’da çalıştı. 1973’te Şili’de Salvador Allende’yi deviren darbenin arkasındaki isim olan Henry Kissinger, Covington’la sıkı ilişkileri olan bir diğer isimdi.
1981-85 yılında ABD’nin Honduras Büyükelçisi olan ve Nikaragua’daki Sandinist hükümeti devirmek için Honduras’ta paramiliter güçlerin örgütlenmesinden sorumlu isim, bugünkü darbecilerle de organik bağları olduğu kanıtlanan John Negroponte, yakın zamanda Covington’da başkan yardımcısı koltuğuna oturdu.
Henüz Chiquita’nın, Honduras darbesini bilfiil desteklediğini gösteren bir kanıt ortaya çıkmış değil. Ancak birçok analist, “kambersiz düğün olmaz” diyor. Chiquita’nın da çorbada tuzu bulunduğuna dair güçlü emareler var.
Şirketin tarihi hem Latin Amerika’da büyük yabancı şirketlerin, ve aynı anlama gelmek üzere emperyalizmin bir yüzünün hikayesini, hem de ABD’nin şahin sağ kanat isimleriyle Latin Amerika’daki karşı-devrimci, gerici güçlerin kişisel çıkar ilişkileriyle nasıl iç içe geçtiklerinin hikayesini anlatıyor.
http://haber.sol.org.tr/ |