Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 26 Kasım 2024 Salı
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  GÜNLÜK » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

Ulusal Biyogüvenlik Kanun Tasarısı gündemde. Bu yasanın amacı, genetik
tohum tekellerine, amaçlarına ve çıkarlarına hizmet
.

Yani sağlığımız
ve ulusal gıda güvenliğimiz ABD, Dünya Ticaret Örgütü, IMF ve
çokuluslu şirketlerin ellerine bırakılıyor...
Gündemdeki mayın tartışmalarının üstüne geldi Ulusal Biyogüvenlik
Kanun Tasarısı. Sağlığımızı doğal gıdalar üreten çiftçilere değil de
genetiğiyle oynanmış ürünler tasarlayan çokuluslu şirketlere emanet
etmek üzere olduğumuzu fark ettirdi. Kısacası bu tasarı ile tüm
dünyada tartışılan ve ulusal gıda güvenliğiyle ilgili asıl sorunlardan
biri olan Genetiği Değiştirilmiş Organizma'lara (GDO) izin verilecek.
Tasarıda GDO'lar şu şekilde tanımlanıyor: "çiftleşme ve/veya doğal
rekombinasyon yoluyla doğal olarak meydana gelmeyecek bir şekilde,
modern biyoteknoloji kullanılarak genetik materyali değiştirilmiş
olan, insan haricindeki bir organizma."

GDO'lar, organik tarıma ve biyolojik çeşitliliğe zarar veriyor.
GDO'ların bebek mamaları ve küçük çocuk ek besinlerinde kullanımını
yasak. Peki büyükler için neden değil? Buna kim, hangi bilimsel
gerekçelerle karar veriyor? Halkın sağlığını bu kadar yakından
ilgilendiren bir konu hakkında hiç bilgi verilmemesi normal mi? Dahası
da var. Bugün marketten aldığımız pek çok şeyin içinde GDO var
aslında. Özellikle mısır ve soya bulunan ürünlerde... Tüketici Hakları
Derneği market raflarındaki bu tür ürünlerden aldığı numuneleri
yurtiçi ve yurtdışı laboratuvarlara analiz ettirmiş ve birçoğunda GDO
bulunduğunu açıklamıştı. Ayrıca Ekoloji Kolektifi de 2006'da
Arjantin'den Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) tarafından ithal edilen
mısırlara yaptırdığı analizde bunların GDO'lu olduklarını kanıtladı.
Ne TMO ne de Tarım Bakanlığı bunların GDO'lu olmadıklarına dair bir
beyanda bulunmadı. Hatta TMO genel müdürü verdiği beyanatta bunların
yıllarca ithal edildiğini, zira GDO'lu ürünlerin ithalini yasaklayıcı
bir mevzuatın bulunmadığını söyledi. Ancak yurtdışındaki gibi
ürünlerin etiketlerinde içlerinde GDO olduğunu belirtme zorunluluğu
olmadığı için tüketicilerin ruhu bile duymuyor. Maalesef bu yasayla da
GDO'ların kullanımı yasal hale gelecek. Üstelik Almanya, Fransa,
Avusturya, Macaristan, Yunanistan ve Lüksemburg GDO içeren mısır
tohumunun ithalatını ve üretimini yasaklanmış ve tüm Avrupa'da
GDO'lara karşı kamuoyu tepkisi büyürken... Peki bu yasa kimlere hizmet
ediyor? GDO'ya Hayır Platformu sözcüsü Arca Atay, Amerikan Tarım
Bakanlığı tarafından 2005'te hazırlanan Tarımsal Biyoteknoloji
Raporu'na göre, Amerikan Dış Tarım Servisi'nin aktivite planları
arasında; Türkiye'deki karar vericilerin ABD'ye seyahatlerinin ve
burada GDO ile ilgili alacakları eğitimlerinin tüm masraflarının
karşılanması ile biyoteknolojik mısır ve pamuk üretiminden diğer
ürünlere nazaran daha karlı çıkılacağının bu kişilere ve yerel üretici
birliklerine devamlı olarak anlatılmasının olduğunu belirtiyor.
Bununla birlikte Atay, Türkiye'deki karar vericilerin, dünyanın en
büyük tarımsal biyoteknoloji ve tarım ilacı şirketi olan Monsanto'nun
misafiri olarak ABD'de GDO ile ilgili seminerlere, gezilere
katılmasının ve tüm masrafların bu şirket tarafından karşılanmasının
bu aktivite planlarının çoktan uygulanmaya başlandıklarının bir
göstergesi olduklarını ekliyor. Nitekim aktivite planlarında kendi
çıkarlarına uygun bir Biyogüvenlik Yasası'nın bir an önce
çıkartılmasını teşvik etmek de var zaten.

Sağlığımız ve ulusal gıda güvenliğimiz ABD, Dünya Ticaret Örgütü, IMF
ve çokuluslu şirketlerin ellerine bırakılmışken GDO'ya Hayır Platformu
ile birlikte "ABD'nin istediği şekilde değil; Türkiye halkının,
çiftçisinin, tüketicisinin istediği şekilde bir yasa istiyoruz.
GDO'ların yurtiçine girişine, ekilip dikilmelerine izin veren bir yasa
bizim yasamız değil, bir ihanet yasasıdır..." demek çok da zor değil
aslında... Siz ne dersiniz?

ŞİRİN GÜVEN / BORA YAZICIOĞLU
Cumhuriyet Dergi

Ekleme Tarihi
31.07.2009
Ekleyen Kişi
Vedat Somay

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız