“Sarımsak antikanserojen etki sağlar”
Mutfakların vazgeçilmezleri arasında yer alan sarımsak, yemeklere verdiği lezzetin yanı sıra kanser başta olmak üzere birçok hastalığa iyi geliyor.
Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmasötik Botanik Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Koyuncu, sarımsağın içinde barındırdığı maddeler nedeniyle başta grip olmak üzere çok sayıda hastalığa iyi geldiğini kaydetti.
Sarımsağın bileşiminde bulunan Alliin, Allisin ve Ajoen maddelerinin antibakteriyal (bakteri öldürücü), antiviral (virusları öldürücü), antimikotik (hastalık yapan mikroskobik mantarları öldürücü) ve antiparazitik (parazitlari öldürücü) etkileri olduğuna dikkati çeken Prof.Dr. Koyuncu, “Bu nedenle vücudu hastalık yapan bakterilere, virüslere (özellikle grip hastalığına neden olan virüslere), mantari hastalıklara ve barsak parazitlerine karşı korur. Ayrıca immune sistemini (bağışıklık sistemi) kuvvetlendirerek vücudun hastalıklara karşı olan direncini artırır. Böylece insanlara daha sağlıklı bir yaşam sağlar” diye konuştu.
“Sentetik antibiyotiklerin birçok etkisi var”
Sarımsak bileşiminde yukarıda adı verilen doğal kimyasal maddelere sahip olduğu için antibiyotik (zararlı mikro organizmaları öldürücü) etkiye sahip olduğuna işaret eden Koyuncu, “Sentetik antibiyotiklerin birçok yan etkileri vardır. Oysa sarımsak doğal bir antibiyotik olduğu için yan etkileri olmadan kullanılabilir. Sarımsak çiğ ve çiğnenerek günde 2-3 diş olarak alınmalıdır. Fazla alınırsa mide yanması yapabilir. Yine sarımsağın bileşiminde bulunan dalyl-disülfür, allicin, ajoen, S-alylcysteinve selenyum gibi maddeler vücudu hem kanserleşmeye karşı korur hem de kanserli hücrelerin çoğalmasını önler. Böylece antikanserojen etki sağlar” şeklinde konuştu. Sarımsağın yan etkilerinin de bulunduğuna değinen Koyuncu, yan etkileri şöyle sıraladı: “Sarımsak herhangi bir toksik etkisi olmayan ve doğrudan doğruya yenebilen bir bitkidir. Ancak sarımsak aşırı miktarda ve aç karnına yenirse mide yanması, mide ekşimesi, mide ağrısı gibi rahatsızlıklar görülebilir. Özellikle midesi hassas ve ülseri olanlar sarımsak yerken dikkatli olmalıdırlar. Aşırı miktarda sarımsak yenmesi durumunda kusma ve ishal görülebilir, hatta böbreklerde zarar görebilir.”
“Taşköprü sarımsağının farkı”
Dünyadaki benzerleri arasında kalitesiyle Taşköprü sarımsağının ön planda olduğunu kaydeden Koyuncu, “Taşköprü sarımsağına kokusunu veren kükürtlü uçucu yağlar ve onun türevlerinin miktarları ülkemizde yetiştirilen bütün diğer sarımsaklardan daha fazla olduğunu, baharat oranının diğer sarımsaklardan daha yüksek, keskin kokulu ve aromalı olduğunu, bu nedenle sucuk, turşu, konserve, baharat sanayi alanında en çok aranan çeşit olduğunu vurguladı.
Mineral maddeler ve vitaminler yönünden besin değeri en zengin sarımsağın Taşköprü sarımsağı olduğunu belirten Koyuncu, “Normal depo koşullarında Taşköprü sarımsağı 10-11 ay muhafaza edilebilir. Üretim aşamasında iklim koşullarına toleranslı, başlarının iri ve kaliteli olması nedeniyle de ihracata elverişlidir. Ülkemizde bileşiminde selenyum elementi bulunan tek çeşittir. Selenyum elementi kanser riskini azaltıcı ve önleyici bir maddedir. Raf ömrü uzun olup bir yıl süreyle soğuk hava depolarına ihtiyaç duyulmadan saklanabilmektedir” ifadelerini kullandı.
http://www.hurriyet.com.tr/ |