Dana klonladık.
Az çünkü.
Koyun sayısı iyi!
Öküz de klonlayacaklardı aslında.
Baktılar...
Yeteri kadar var zaten.
Bilimsel çalışmayı gururla izliyorum ama, uçsuz bucaksız otlaklarımızda güzel besleyip çoğaltmak varken, boğanın kulağından şırıngayla hücre alıp tüpte dana yetiştirmeyi bi tek biz akıl edebilirdik... Mis gibi tavuk etine 1 lira vermek varken, tavuğun kanadına 3 lira ödemeyi becermemiz gibi.
İki ayaklı “büyükbaş” sayısı artarken, dört ayaklı büyükbaş sayısı azalıyor Türkiye’nin... 20 milyon taneyken, 20 senede, 10 milyona düştü. Avrupa Birliği senede adam başı 62 kilo yerken, biz 10 kiloyu zor buluyoruz o yüzden.
Eskiden boldu, ihraç ederdik.
Kuruttuk, ithal ediyoruz sığırı...
İşin hazin tarafı, ithalatın en büyük müşterisi de, bizzat Tarım Bakanlığı!
Güya, karkas et ithalatı yasak ama, sınırlardan şakır şakır kaçak girdiğini hepimiz biliyoruz. İran-Irak tarafı, yol geçen hanı... Bulgaristan’dan gelen otobüslerde ise et kolisi var, bavuldan çok... Bagajlar lop lop.
Yem desen, sanırsın havyardır; alamıyor çiftçi... El âlemin inekleri yanında Afrikalı açlar gibi kalıyor bizim inekler, bi deri bi kemik, avurtları çökmüş... Netice? İspanyol adam başı 110 litre süt içiyor senede, Yunanlı 65...
Biz 6.
Durup dururken yoğurdumuzun standardını bile değiştirdiler, ki, yabancı firma bi türlü satamadığı ayrandan hallice cıvığını kakalayabilsin ahaliye.
Özetle.
Eğer hakikaten geleceğimizi düşünüyorsanız, bir çocuk yeter kardeşim... Üç inek yapın!
Yılmaz Özdil
hurriyet.com.tr |